İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin, toplu ulaşım sisteminde ve ücretlerde yeni bir düzenleme yapacağı, bugün, basın organlarına yansıdı. Meclis gündemindeki önergeye göre, 3.56 TLolan tam tarife ücreti 3.46 TL’ye düşürülecek, ancak mevcutta 90 dakika içerisinde ücretsiz olarak yapılabilen aktarmalar, bir yandan 120 dakikaya çıkarılırken ilk iki aktarma için 50’şer kuruş ücret alınacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu düzenlemenin gerekçesini, “hakkaniyet ve külfetlerin adil dağıtılması ilkesi ışığında ve kamu yararı da gözetilmesi” olarak ifade ediyor.
Halkın büyük bir bölümünün ulaşımını toplu taşıma araçları ile karşıladığı bir zamanda yapılan zammın, hakkaniyet ve adalet ile gerekçelendirilmesi skandal bir durumdur.
2017 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan araştırmaya göre, toplu taşıma yolculuklarının yaklaşık %32’si aktarmalı ulaşım kullanıyor. 2017 yılından bu yana, aktarmalı tramvay hatlarının devreye girmesi ve uzun mesafeli kimi hatların kaldırılması sonucunda, bu oranın, çok daha fazla artmış olduğunu hepimiz biliyoruz.
Aynı önergede, “Kentin banliyölerinde oturan ve ikiden fazla aktarma yapmak zorunda kalan dar gelirli vatandaşlarımızın ekonomik olarak desteklenmesi, hayatlarının kolaylaştırılması hedefiyle ikiden sonraki aktarmalarından ücret alınmayacak.” ifadelerine de yer veriliyor.
Ne kadar “düşünceli” bir yaklaşım, değil mi?
Ama nedense, yine İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan araştırmaya göre, aktarmalı taşıma yolculuklarının sadece %1.7’sinin ikiden fazla aktarma yaptığı, yani ikiden fazla aktarmanın neredeyse olmadığı söylenmiyor.
Söylenmiyor, çünkü, yapılan zammın üzeri örtülmek isteniyor.
Türkiye ekonomisi genel olarak kötüye giderken, pandemi koşullarında işsizlik ve yoksulluk artarken, ulaşıma yapılan zam, basit bir zam değildir. Zamma bahane olarak, pandemi süresince yolcu sayısının azalması ve artan maliyetlerin gösterilmesi ise hiçbir şekilde kabul edilebilir değildir.
Bu zam, belediye yönetiminin halkçı söylemlerinin ardındaki patron zihniyetini ve sermaye hizmetkarlığını bir kez daha ortaya çıkarmıştır.
Bizim sözümüz ise açıktır: Ulaşım bir haktır ve her alanda ücretsiz olmalıdır.
Türkiye Komünist Partisi
İzmir İl Örgütü
