Yürürlükte olan IMF-Dünya Bankası programları ve yapılan ekonomik kısıtlamalar sonucu son derece yoksullaşan, gerici rejimin son aylarda gittikçe şiddetlenen baskıları ve açık saldırılarına maruz kalan Sudan halkı, aylardır cesaretle kendisine dayatılanlara karşı çıkmış, grevlerle, kitlesel eylemlerle sesini tüm dünyaya duyurmuştur.
Bir yönetim krizi içine girdiği açık olan Beşir rejiminin yıkılması için halkın verdiği mücadele ne kadar haklıysa, bir askeri darbe ile sona ermiş olmasının halk açısından ağır sonuçları olacağı da o kadar açıktır. Sudan’da yönetim derhal halka devredilmelidir.
Öte yandan, Sudan’ın emperyalist rekabet açısından yeni bir sıcak nokta, yeni bir oyun sahası haline gelmesi olasılığı gözden kaçmamalıdır. Sudan’da son zamanlarda artan ölçüde askeri ve ticari yatırımları bulunan Rusya ve Çin ile çeşitli kurumları ve aktörleri ile ülkede nüfuz sahibi olan Batı emperyalizmi arasında bir çatışmanın halkın Beşir diktatörlüğüne olan itirazını ve insanca yaşam hakkı için mücadelesini boğmasına izin verilmemelidir.
Yüz binlerce kişinin hemen tüm kentlerde sokaklara döküldüğü rejim karşıtı eylemlerde Sudan Komünist Partisi, diğer ilerici güçlerle birlikte ön saflarda yer almış, Sudan halkının direnişinin başarıya ulaşması için ciddi bedeller ödemek pahasına mücadele etmiştir. Sudan Komünist Partisi’nin de içinde bulunduğu Özgürlük ve Değişim İttifakı talepleri karşılanana, sivil bir geçiş hükümeti oluşturulana kadar direnmeye devam edeceğini ilan etmiştir. Direnişini yakından izlediğimiz Sudan halkını selamlıyor, aylardır protestoların sürmesine öncülük etmiş olan Sudan Komünist Partisi’ne içten dayanışma duygularımızı iletiyoruz.
Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komite
11 Nisan 2019