Metal işçilerinin 2 Şubat tarihinde başlayacağı grev Erdoğan’ın başkanlığındaki Bakanlar Kurulu tarafından yasaklandı.
Hem de grevin başlamasına bir hafta varken.
Böylece Hükümet bir kez daha patronların talimatını yerine getirdi.
Şimdi grev riskini bertaraf ettiğini düşünen metal patronları, yoksulluk sınırının altında ücretleri ve esnek çalışmayı işçilere dayatmaya devam edecek.
Hükümet, grev hakkı elinden alınmış işçilere “patronlar ne verirse ona razı olun” diyor.
Bu ilk yasaklama değil. AKP, iktidara geldiği günden bu yana 13 grev yasaklama kararı yayınladı. Bu kararlarla 62 bin işçinin grev hakkı gasp edildi. Son yasakla bu sayıya 130 bin işçi daha eklenmiş oldu.
Biz biliyoruz ki, grev yasakları işçiler üzerinde bu düzenin asla vazgeçmeyeceği baskı aracıdır. Sadece AKP değil, bugüne kadar ülkeyi yönetmiş tüm patron hükümetleri grevleri yasaklamaktan geri durmadılar.
Grev yasaklarının kılıfı da hep “milli güvenlik” oldu. Hükümet, metal işçilerinin grevini yasaklarken de aynı gerekçeyi ileri sürdü. Şimdi bu koroya patron örgütleri ile aslında esas görevi işçileri kontrol altında tutmak olan sarı sendikalar da katılacak. Hep bir ağızdan “ülkenin güvenliği her şeyin başında gelir” demogojisi başlayacak.
Evet doğrudur. Bugün ülkenin güvenliği tehdit altındadır.
Ülke, ordusunu cihatçı çetelerle Suriye topraklarında sefere yollayan hükümetin tehdidi altındadır.
Ülke, birer nükleer silah deposuna dönüştürülmüş Amerikan üsleri, savaş örgütü NATO üyeliği nedeniyle tehdit altındadır.
Ülke, patronların her şeyi göze alan kar hırsı nedeniyle tehdit altındadır.
Metal işçisi bu tehdidi görecek, grev hakkına da memlekete de sahip çıkacaktır.
TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ
26 Ocak 2018
