1980 yılı 22 Temmuz günü evinin önünde arabasına binmek üzereyken uğradığı silahlı saldırı sonucunda katledildi.
Kemal Türkler, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 13 Şubat 1967 yılında kurulduğunda onun kurucu genel başkanlığını yapmıştı. 15-16 Haziran günlerinde işçi sınıfımızı ayaklandıran, sınıfa ve örgütlülüğüne yönelmiş saldırının öncelikli muhatabı DİSK’ti. Onbinlerce işçinin yollara dökülerek sahip çıktığı örgütlülüktü DİSK.
1976 yılında sermayenin özlediği faşizmin ayak seslerinden Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin hayata geçirilmesi DİSK’in örgütlediği genel grev sonucunda darbe sonrasına ertelenmişti.
1 Mayıs 1977’de NATO tetikçilerinin namluları görkemli işçi gösterisine döndüğünde kürsüde yine DİSK Genel Başkanı vardı.
Türkler 1977 yılı sonunda DİSK Genel Başkanlığı’nı kaybettiğinde, Maden-İş ve DİSK tarihinde silinmez bir yer edinmişti.
Sermaye sınıfının ve emperyalistlerin silahlandırdığı faşist tetikçilerin cinayet ve katliamlarının hız kazandığı bir dönemde, 12 Eylül askeri darbesinden birkaç ay önce öldürüldü.
Kızının tespit ve teşhis ettiği katil Ünal Osmanağaoğlu, katıldığı başka kanlı eylemler nedeniyle ceza aldı ama Türkler davası skandal bir zaman aşımı kararıyla sonuçlandı.
Osmanağaoğlu’nun, ağabeyinin kimliği ile yerleştiği Avustralya’da yıllarca yaşadığını, orada bir uyuşturucu operasyonu sırasında yakalanıp 3 yıl hapis yattıktan sonra sınır dışı edilerek Türkiye’ye geldiğini, 10 yıla yakın bir süre serbest dolaştığını, bu sırada bir milli parkta işletmecilik yaptığını, 1999 yılında yakalandıktan sonra sadece katili olduğu 7 TİP’li genç için 7 kez ölüm cezasına mahkum edildiğini ve 13 yıl hapis yattıktan sonra AKP’nin 3. Yargı Paketi ile serbest kaldığını hatırlatmamız gerekiyor.
2014 yılında bir kalp ameliyatı sonrasında ölen Osmanağaoğlu, Türkler’in katili olarak ceza almamıştır.
Ünal Osmanağaoğlu’nun kimliğini kullanarak yurtdışına kaçtığı ağabeyi Tamer Osmanağaoğlu ise 24 Haziran seçimlerinde MHP listesinden İzmir Milletvekili olarak seçilmiş ve meclise girmiştir. “Değerli bir işadamı” olarak görülmektedir.
Türkiye’nin düzeni, paranın saltanatı, alçaklık üzerine kuruludur.
İşçinin el konulan emeği ile semirenlerin egemenliğindedir.
Sömürüye karşı mücadele eden, örgütlenen ve örgütleyen işçi önderlerinin katillerinin iktidarıyla yönetilir, katillerin koruyuculuğunu yapar.
Türkler’in davasını gütmeye devam edeceğiz.
Bu düzeni değiştireceğiz.
Sömürücülerle ve onların tetikçileriyle hesaplaşmamızı elbet tamamlayacağız.
Katledilmesinden 38 yıl sonra işçi önderi, namuslu sendikacı Kemal Türkler’in anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.
