18 Mart yaklaşıyor. Çanakkale ve Anadolu halklarının işgalci ittifaka karşı fedakarca yürüttüğü kent savunmasının 103. yıldönümündeyiz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da devlet erkanı ve iktidar temsilcileri kente gelecek; işgale karşı savaş ve kahramanlık nutukları çekecekler. Belki de öncesinde muhalifler ‘önleyici’ gözaltılarla baskı altına alınacak, Çanakkale halkı 18 Mart’ta sokağa çıkamaz hale getirilecek. 18 Mart’ta ‘Çanakkale Geçilmez’ diye nutuk çekenler ise döndüklerinde Çanakkale’yi sermayeye peşkeş çeken anlaşmaları imzalamaya devam edecek. Bizim bu ikiyüzlülüğe itirazımız var. Sözümüz ve çağrımız tüm Çanakkale halkınadır.
1. 103 yıl önce Çanakkale boğazına dayanan büyük ittifak bugün sermayesiyle, üsleriyle, yerli temsilcileriyle ülkemizi işgal altına almıştır. Çanakkale savaşını her dönem dillerine dolayan sağ iktidarlar halkın evlatlarını NATO emriyle Kore’ye, Afganistan’a, Suriye’ye savaşa göndererek bu işgale önayak olmuşlardır.
2. Çanakkale’nin ormanları, yeraltı ve yerüstü kaynakları, doğal zenginlikleri gayrı meşru anlaşmalarla çok uluslu şirketlere pazarlanmaktadır. Gelibolu ve Lapseki arasına inşa edilecek olan Çanakkale 1915 Köprüsü ile bölgedeki kıyıların ranta açılarak talan edilmesinin önü açılmaktadır. 2018’in Troya yılı ilan edilmesiyle her fırsatta Çanakkale’ye olan sevgilerini dile getiren yöneticiler Çanakkale’de iyi ve güzel her şeye savaş açmış durumdadırlar.
3. İktidarın diline doladığı NATO ve ABD karşıtlığı ise koca bir yalandan ibarettir. Ülkemizde askeri ve kurumsal olarak varlığını sürdüren NATO ile ABD üsleri ne iktidar ne de muhalefet tarafından sorgulanmaktadır. Türkiye’de emperyalizm karşıtlığı içi boş bir propaganda haline getirilmiştir.
4. Türkiye’de emperyalizme karşı gerçek mücadeleyi veren her zaman devrimciler olmuştur. 1968’de Deniz’ler ABD’nin 6. filosunu İstanbul’da denize dökerken iktidar destekli sağcılar emperyalizm karşıtı öğrencilere saldırmaktaydılar. Bu zihniyetin kıblesi ise o gün olduğu gibi bugün de sermaye ve emperyalizmdir.
5. Bir tarafta düzen siyasetçileri sırtını sermayeye dayayıp her seçim öncesi Washington’un yolunu tutarken diğer tarafta onları tekrar denize dökmek için bekleyenler de var. Türkiye Komünist Partisi ve Türkiye Komünist Gençliği yurdun her yanında emperyalizme ve NATO’ya karşı mücadeleyi yükseltme kararı almıştır.
6. 103 yıl önce bu kente ve halkımıza yaşatılan savaşın tekrar yaşanmaması için NATO’dan derhal çıkılmalı ve ülkemizde bulunan ABD üsleri kapatılmalıdır. Topraklarımızda varlığını sürdüren yabancı askerler sınır dışı edilmeli, emperyalist projelerle dünyanın dört yanına savaşa gönderilen askerlerimiz ülkeye dönmelidir.
7. Türkiye çaresiz değildir. Yıllardır bu topraklarda bütün gücü ele geçirmiş olan sermaye ve emperyalizmin alaşağı edilmesi zorunludur. Bunun yolu ise emekten ve barıştan yana bir siyasetin güçlenmesinden geçmektedir.
Çanakkale’nin barış kenti olması bir tek sosyalizmle mümkündür.
Gelin; NATO’yu, emperyalizmi ve ona hizmet eden sermayeyi bu topraklardan kovalım, eşitliğin, özgürlüğün ve barışın ülkesini hep beraber kuralım.
TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ ÇANAKKALE İL ÖRGÜTÜ
