98 yıl önce bugün, 23 Nisan 1920’de Ankara’da açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi, ülkemizin ulusal kurtuluş mücadelesine önderlik etti. Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde çalışmalarını yürüten Ankara’daki Meclis, gerici ve işbirlikçi İstanbul hükümetine karşı yeni bir iktidarın temellerini attı. Bu süreç cumhuriyetin kuruluşuyla sonuçlanacak ve Osmanlı Hanedanı bu ülkeden kovulacaktı.
İşgalcilere karşı verilen zorlu kavganın başarıya ulaşmasında yeni bir cumhuriyete doğru ilerleyen siyasi iradenin büyük payı vardı. 23 Nisan’da açılan Meclis, Türkiye’nin dört bir yanından gelen temsilcilerin katılımıyla tarihsel açıdan ileri bir adımı örgütleme gayesiyle hareket ettiği için Kurtuluş Savaşı’nı zaferle sonuçlandırdı.
En zor günlerde yüzünü ileriye doğru çevirenler 1923’teki büyük atılımın habercisiydi.
Bugün Türkiye yeni bir parlamento seçmek için hazırlık yaparken, durum tam tersidir. Tek gayesi sömürücü, asalak patronlara hizmet etmek olan AKP’nin oyuncağı haline gelen meclis, uzun zamandır Erdoğan ve arkadaşlarının siyasi adımlarını meşrulaştıran basit bir organa dönüşmüştür. Meclis gericiliğin oyun bahçesidir artık ve tüm anlamını yitirmiştir. Parlamentonun Türkiye siyasetinde manalı bir yere oturması ancak bir devrimci kuruluşla mümkündür.
Türkiye’nin sermayenin ve gericiliğin işgalinde koyu bir karanlıkla boğuştuğu böyle bir dönemde, ileriye doğru bir atılım için bu defa yüzünü işçi sınıfına çevirmesi zorunludur. Meclis, emekçi sınıfları temsil eden bir yer haline geldiğinde devrimci bir kimlik kazanacaktır.
TBMM’nin kuruluş yıldönümü cumhuriyeti kuran kadrolar tarafından çocuklara armağan edilmiş bir gündür. Oysa bugün, yıkılmış olan 1923 Cumhuriyeti’nin çocukları İmam Hatiplere mecbur bırakılmış, bilimselliğe tamamen aykırı bir müfredat tarafından esir alınmıştır.
Çocuklarımız sürekli bir taciz tehdidiyle de karşı karşıyadır. Erdoğan’ın AKP’si, taciz vakalarının normalleştiği gerici tarikat ve vakıfları savunmak için elinden geleni yapmıştır. Bununla da yetinmeyen AKP bu vakaları meşrulaştıracak yasal düzenlemeleri de, ne acıdır ki, kuruluş günü çocuklara armağan edilen bu Meclisten geçirmiştir.
Dahası, Türkiye’de bugün 2 milyona yakın çocuğun yoğun sömürü koşullarında ekmek parası için çalışıyor olması hiçbir koşulda kabul edilemez bir durumdur.
AKP çocuklarımız için sürekli bir tehdittir.
AKP’yi yaratan, patronların egemenliğindeki bu düzen çocuklarımız için tehlikelidir.
Paranın saltanatından başka hiçbir değere inanmayan asalak zengin sınıflar çocuklarımızın geleceğini karartmaktadır.
Ama bu karanlıktan bir çıkış vardır. Emekçilerin iktidarındaki Türkiye, en başta çocuklara yönelik tehdit ve tehlikeleri ortadan kaldıracağı için yaşanılacak, aydınlık bir ülke olacaktır.
Bu ülkeyi kuracağımıza olan inançla, aydınlık geleceğimizin mimarları olacak çocuklarımızın ve Türkiye’nin tüm emekçi halkının 23 Nisanı’nı kutluyoruz…