Göçmen sorunu kapitalist düzenin emperyalist çağda insanlığın kucağına bıraktığı sorunlardan birisidir.
İnsanların kendi yurtlarını terk etmeye zorlanması başlı başına bir trajedi. Halbuki Türkiye insanı el kapılarında ekmek aramanın nasıl bir şey olduğunu çok iyi bilir.
Daha 1960’lı yıllarda arsız yöneticilerimiz ve patronlar ülkemizin yoksul emekçilerini emperyalist merkezlere ucuz işgücü olarak pazarlamış, Tokat’ın, Rize’nin, Çorum’un köylerinden Almanya’ya ve başka Avrupa ülkelerine giden yurttaşlarımız emperyalist ekonomiye can verirken, sevdiklerinden, yurtlarından, köklerinden kopartılmıştır.
Savaşların, bölgesel çatışmaların kısacası yine egemen sınıflar arası itiş kakışın göçe zorladığı insanların yaşadıkları da bu topraklara hiç yabancı değildir. Tarihimiz, Osmanlı’nın dağılma yıllarında yaşanan savaşlarda, işgallerde ya da işgal edilmiş toprakların terk edilmesi sırasında ordan oraya sürülen insanların öyküleriyle yazılmıştır. Boşaltılan köylerin göçe, göçmenliğe yolladığı insanlarımızın yaşadıkları unutulamayacak kadar yakındadır.
Hal böyleyken, ülkemiz insanı bir kez daha emperyalistlere, zorba egemenlere ve patron sınıfına yöneltmesi gereken öfkeyi göçmenlere yöneltmeye zorlanmaktadır.
Türkiye Komünist Partisi halkımızı gerçekleri görmeye ve hem insani açıdan hem de objektif gerçeklere uygunluk açısından yanlış olan yabancı düşmanlığıyla mücadele etmeye çağırmaktadır.
1. Suriye’de izlediği kanlı politikalarla milyonlarca insana büyük acılar çektirmiş, milyonlarcasının yurdundan göçmesine neden olmuş AKP iktidarı bugün yaşadığı tıkanıklığı aşmak için bu sefer göçmenleri kullanmaktadır. “İnsani kriz yaratarak güç kazanmak” insanlık dışı, akılsızca bir politikadır. Bugün Yunanistan sınırında yapılan tam olarak budur.
2. Bu zavallıca ve insanlık dışı uygulamaya paralel olarak göçmen düşmanlığının kışkırtıldığı açıkça görülmektedir. Bu tam olarak hedef saptırmadır.
AKP’nin Suriye’de icra ettiği kışkırtıcı rolün ajanları olarak görev almış ve bunun karşılığı ülkemiz halkının vergileriyle ödenmiş olan hainler zaten devlet koruması altındadır. Bugün göçmen sorunu tablosunu oluşturan Suriyelilerin büyük çoğunluğunu insanlık dışı koşullarda ucuza çalıştırılan emekçiler oluşturmaktadır.
Emekçi halkımıza çağrımız, gerçek düşmanı kader kurbanı emekçi insanlarda değil, yaşananların müsebbibi olanlarda aramasıdır.
3. Türkiye Komünist Partisi, ülkemize sığınmış olan Suriyeli milyonlarca emekçiyle dayanışmasını ilan eder.
4. Göçmen sorununun kalıcı ve esaslı çözümü açıktır: Suriye’deki insanlık krizi sonlandırılmalı, bu ülkenin kendi zenginlikleri ve insani birikimi üzerinde doğrulmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Kışkırtıcılar, dinci teröristler ve işgal kuvvetleri Suriye’yi terk etmelidir.
5. “Din kardeşlerimiz” edebiyatıyla halkı oyalayan, şimdi de bu insanları Avrupa’nın üzerine süren AKP iktidarı kadar göçmenleri plastik mermi, göz yaşartıcı bomba hatta gerçek mermiyle karşılayan Yunanistan devleti de bu insanlık dramından sorumludur.
6. Suriye yeniden doğrulduğunda göçmenlerin ülkelerine geri dönmeleri sağlanmalıdır. Göçmenlerin ülkelerine geri dönmesi sağlanana kadar onlar ülkemiz işçi sınıfının bir parçası olarak hayat kavgası verecektir. Bunu görmek, Türkiyeli işçilerle birlikte, bazen onlardan daha ağır koşullarda ve onlara rakip olarak çalıştırılan Suriyeli göçmen işçilerle dayanışma içinde olmak, emekçi halkımızın çıkarınadır. Aksi sadece onursuzluk değil akılsızlıktır.
7. Türkiye Komünist Partisi Yunanistan sınırında yaşanan insanlık dramına elindeki olanaklar ölçüsünde müdahale edecektir. Yardım ve dayanışmayı örgütlerken, emekçi halkımızı bize destek olmaya çağırıyoruz.
Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komite
GAZETEDE YER ALAN DİĞER BAŞLIKLAR
Hafta boyunca meydanlarda, caddelerde, duraklarda, Nâzım Hikmet Kültür Merkezlerinde ve TKP bürolarında okurlarına ulaşacak olan Boyun Eğme gazetesinde yer alan bazı konu ve başlıklar şöyle:
Suriye’nin sonbaharı: ‘Barışçı’ gösterilerden silahlı çatışmalara
Göçmenlerin sırtından kazananlar
Öğretmen ve Veli Çalıştayı toplanıyor: Eğitim hakkı için…
İş Bankası Komitesi soruyor:İş’in kalbinde kim var?
