Haftalık siyasi gazete Boyun Eğme’nin 185. sayısı bugün okurlarıyla buluşacak.
Boyun Eğme bu hafta “En eski parti 99 yaşında” manşetiyle çıktı.
Gazete 100 yıl önce Mustafa Suphi’nin Türk halkına yaptığı çağrıyı da sayfalarına taşıdı.
Boyun Eğme’nin bu haftaki manşetindeki değerlendirmede şöyle denildi:
EN ESKİ PARTİ 99 YAŞINDA
Türkiye Komünist Partisi 10 Eylül 2019 günü, 100. yılına giriyor. TKP, Türkiye’nin en eski partisi. 99 yıl önce Bakü’de yapılan kongrede kuruldu, Anadolu’da emperyalist işgale karşı savaş sürerken, Kuzey’de Bolşevik Devrimi yeni bir dünya için çarpışıyordu. TKP, emperyalist işgale karşı kurtuluş mücadelesine, Türkiyeli işçi ve köylülerin o yeni dünyanın kuruluşunda yerini alması için koştu.
Birkaç ay sonra Karadeniz açıklarında 15 komünist bıçaklanarak azgın sulara itildiğinde, ülkenin geleceği de sömürü dünyasının karanlık sularına itiliyordu aslında.
Anadolu emperyalist işgalden kurtuldu, bağımsız cumhuriyet kuruldu.
Ama ne emperyalistler ülke toprağından eksildi, ne de gerçekten bağımsız bir cumhuriyet olmayı başarabildik.
99 yıl önce, emperyalist işgal altındaki ülkenin ufuk çizgisini sömürünün her türlüsünden kurtuluşta çizen TKP, şimdi ülkenin en eski partisi ve yeni bir ülke kurmak, Türkiye’yi baştan aşağı değiştirmek için mücadele eden tek parti.
100. yılda gençlik ses veriyor: Buradayız!
Genç bir ülkeyiz. Çok genç yaşta çalışmaya başlayan işçi sınıfımızın ortalama yaşı da yüksek değil. Çok genç yaşta ağır sorumluluklar yükleniyor insanlarımız. Ve ağır işlerde çalışmak için az bulunmayan 16 yaşında, oy hakkı da yok, seçilme hakkı da. “Gençliğe önem veriyoruz” diyen düzen siyaseti gençlik kolları kuruyor, gençlere ödüller veriyor.
TKP, ise genç komünistleri yeterince yaşlanana kadar ayrı bir yerde bekletmek yolunu seçmiyor. Bu yüzden TKP’de gençler beklemeksizin ön saflarda yerlerini alıyor.
TKP bu sayede genç kalıyor.
TKP 100. yılına girerken Türkiye Komünist Gençliği de kardeşlerine böyle sesleniyor: Buradayız!
Tüm okullarda, liselerde, üniversitelerde, dershanelerde…
Buradayız ve çağırıyoruz: Gelin, yeni bir dünya kuralım.
Mustafa Suphi’nin Türk Halkına Çağrısı’ndan
Türkiye’nin işçi ve yoksul köylüleri! Ancak sermaye ve para tahakkümünün devrilmesi, sosyalist devrimin bütün cihana yayılması sana tam ve sağlam bir hürriyet verecektir. Sen, ancak sermayedarların, zenginlerin, toprak sahiplerinin, paşa ve ağaların etki ve baskısını yıktığın ve bütün kuvvetinle sosyalizm devrimini kendi memleketinde savunduğun ve yaydığın takdirde uluslararası devrimin ilerlemesine yardım etmiş olursun.
Türk, Müslüman, yabancı her kim olursa olsun, sermayedar ve zenginlerle birlik ve ittifak yapma.
Uluslararası harpçilere, emperyalizme elinden geldiği kadar karşı dur! Memleket içinde hiçbir bölük yabancı asker kalmasın!
Fransız, İngiliz, Amerikan emperyalistlerin yapacakları barıştan sakın ve bil ki, onların isteyecekleri tazminat ve eski borçlara dair ortaya koyacakları hesaplar, senin kolunu bükecek ve elinde avucunda ne varsa hepsini kaybettirecek.
Devrim düşmanlarıyla uzlaşmaya razı olan ikiyüzlü hainlere, emperyalist devletlere yanaşmayı kabul eden ve savunan dolandırıcılara el verme. Memleketini yeniden emperyalist savaşa sokmaktan ve ana topraklarını yeniden siperler, hendeklerle donatarak bağrını yırtmaktan sakın!
Sermayedarlar, generaller, papazlar ve tutucu mollalar ile birlikte emekçi halka karşı giden ve Rusya İşçi Halk Cumhuriyeti’ni yıkarak, onun yerine zenginler, sermayedarlar cumhuriyetini veya daha doğrusu çarlar devletini kurmak isteyenlerden kaç! Bunlar, bütün dünyanın emekçi halkını kırıp doğradıktan sonra şimdilik kendilerine meyil gösteren ikiyüzlü sosyalistleri dahi çiğneyip geçecek ve sermayedarların, çiftlik ağalarının toprakları zalim padişahın, kralın, çarın tahtını ensene bindireceklerdir.
Emperyalist hükümetlerin bugün memleketimize ve halkımıza saldıran ordularına karşı savaşa kalk! Emperyalistlerin para ile satın alarak ülkemize yolladıkları bütün alçak kuvvetlere silah çek. Yoksul ve emekçi! İyi bil ki, büyük zenginlerin, zalim paşa ve ağaların keselerinde Fransız ve İngilizlerden, Amerikalılardan aldıkları pek çok çalıntı altınlar vardır. Onlar bu altınlarla sana karşı kuvvet hazırlamaya, seni ezmeye çalışıyorlar.
Yoksul ve mazlum Türk rençperleri, sabrettiğin yeter! Kalk, kendini göster, Türkiye’nin zulüm ve kahır içinde diğer halklarına elini uzat!
Türkiye’nin işçi ve köylüleri! Her zaman aklından bir şeyi çıkarma: Avrupa ve Türkiye’deki bütün sermayedarlar, zenginler, paşalar, ağalar, papazlar, tutucu mollalar Türkiye’de hükmettikçe, sermaye ve para esirliği ortadan kalkmaz ve işçi, köylü, halk kendi devlet ve hükümetine kavuşamaz… (Bu yazı 1919 yılında yazılmıştır.)