“Eyy Avrupa” diye bağırıyorlardı, şimdi “Evet çıkarsa, Avrupa Birliği ile ilişkiler düzelir” diyorlar.

Sıfır sorun derken, herkesle kavgalı hale gelmiş, üstelik ülkeyi de bu bitmeyen kavgalara ortak etmişlerdi.

Şimdi referanduma günler kala, herkese ödünler veriyor, “Hayır cephesinde onlar da var” dedikleri yabancı devletlere, ülkenin zengin takımına her türlü kıyağı yapıyorlar. Hayır diyenlere “kökü dışarda” diyorlardı, şimdi dış destekle referandumdan evet çıkarmanın hesaplarını yapıyorlar. Emperyalistlere, zenginlere, herkese ödünler veriyorlar.

 

Halk hariç! Halka ödün verilmiyor. Halka zam yapılıyor, halkın grevi yasaklanıyor, halk işten atılıyor, halkın üzerine zabıta salınıyor. Bir günlüğüne tavuk ekmek dağıttıkları halka 364 gün düşmanlık ediyorlar.

 

Oy kullanırken iyi bir düşünün:

Erdoğan referandumdan salimen çıkmak için kapalı kapılar ardında Trump’a, Merkel’e, Netanyahu’ya ne ödünler verdi?

Son bir haftaki gelişmelere bir bakın.

“Dünyaya meydan okuyan Erdoğan” gitti, “bize bir görev düşerse hazırız” diyen Erdoğan geldi. “Eyy Avrupa” diyen Erdoğan gitti, köşe yazarlarını açık kurye olarak kullanıp “Erdoğan rahatlarsa, Avrupa ile ilişkilere olumlu yansıması olur” mesajları veren Erdoğan geldi.

Oy kullanırken iyi bir düşünün:

Erdoğan, halktan, halkın “Hayır”ından öyle bir korktu ki, neredeyse eski iyi dostu Fethullah Gülen dışında kalan herkese çiçek atmaya başladı. Düne kadar “şer güçler” olarak sunduğu Avrupa’nın zenginlerine, İsrail’in generallerine, darbenin arkasındaki güç dediği ABD’ye yaranmak için uğraştığı kolaylıkla görülüyor. Kim bilir kapalı kapıların arkasında daha neler dönüyor?

Oy kullanırken iyi bir düşünün:

Dış politikadan ekonomiye, eğitimden, sağlığa her alanda işleri kördüğüm eden AKP rejimi şimdi halka “ben gidersem tufan” şantajı yapıyor. Yarattıkları vahim tabloda, dolarda yükseliş olduğunda “yabancılar ben gideyim diye yapıyor bunu” da diyorlar “iktidarımız zayıflarsa daha kötüsü olur, ekonomi tepe taklak gider” de.

Erdoğan büyük güçlerin elinde rehindir!

Ve aslında hep öyleydi. Onu başa dünyanın ve Türkiye’nin zenginleri getirmişti, şimdi başta kalmaya devam edebilmek, işlediği suçlar yüzünden yargılanmamak için yine onlara teslim oluyor.

Ona Evet demek, teslim olmaktır. Erdoğan’a oyuyla teslim olan, ülkeyi de emperyalizme teslim edeceğini iyi bilmelidir.

“Teslim olmak en iyisi, öbür türlü canımıza okurlar” diyenlere de sözümüz var.

Teslim olmak, kötü sonu uzaklaştırmaz. Sadece ağırlaştırır.

Bugün bize düşen, ülkeyi emperyalizmin pazarlık masalarına sürenlerden hızla kurtulmaktır.

Bize düşen, kendini alternatifsiz sananlara kapıyı göstermektır. Halk kendi alternatifini yaratır.

Tarih örnekleriyle doludur: Halk bir kez zalimleri sırtından atarsa, kendi geleceğini çizmenin de yolunu bulur. 

“İş bulamıyorum” diyene, “Çıkışta gel, sana iş vereyim” dediler. Milyonlarca insan işsiz.

Suriye’de yaptıkları kışkırtıcılığın sonucu milyonlarca insanın evsiz kalması oldu, “Kardeşlerimize kapılarımızı açıyoruz” dediler. Şimdi göçmenleri Avrupalı patronlarına şantaj için kullanıyorlar.

Dün Hocaefendilerinin ne kadar yüce bir şahsiyet olduğunu anlatıyorlardı, bugün liderlerini göğe yükseltmelerine ramak kaldı.

Bu çürümeden temiz bir ülke çıkarmak için referandumda çıkacak HAYIR sadece bir başlangıç olacaktır.

Sandıktan allem edip, kallem edip Evet çıkarmayı başarırlarsa, bu da sadece bizim kararlılığımızı, boyun eğmezliğimizi bileyecektir.

Çünkü haklıyız: Bu böyle gitmez.

Çünkü haklıyız: Halkı teslim alarak ülkeyi teslim edenler kaybetmeye mahkûmdur.

Çünkü haklıyız: Boyun Eğmeyenler her zaman haklıdır.

Peki bu devran böyle gider mi? Bir kez daha bir yolunu bulup sıyrılırlar mı?

Yetmez ama HAYIR!