TKP’li ofis ve plaza emekçileri imzasıyla yayımlanan bildiri şöyle:
Geçtiğimiz günlerde Koç grubu şirketlerinden Tüpraş’ta çalışan beyaz yakalı emekçilere esnek mesai gündemli bir e-mail atıldı. Atılan e-mailde esnek mesai adı altında emekçilerin daha fazla çalışmaya nasıl zorlanacağı, “Yaşamınız işinizle buluşuyor ” güzellemesiyle anlatıldı. Yetmedi, amuda kalkarak çalışan beyaz yakalı bir emekçinin görüntüsüne yer verilerek işçiler aşağılandı. Esnek mesainin “artılarından” bahsedildi, 40 saatlik çalışma süresi, emrivakiyle 45 saate çıkartıldı. Ayrıca, emekçiye “Sürekli çalışan ünitelerimiz bizleri mesai saatinin dışına taşan bir çalışma temposuna alıştırıyor” ifadesiyle mesainin “her zaman her yerde” olacağının mesajı verildi.
Peki, Koç ailesi emekçilere fazla mesaileri dayatırken kendisi nasıl yaşıyor?
Geçtiğimiz ay yaklaşık 200 milyon TL değerinde yeni bir Falcon 8X jet daha aldılar örneğin. Bir üyesi, insanlığın ortak değerleri olan ve müzede sergilenmesi gereken tabloları mülkiyetine geçirip Londra’daki özel galerisinde saklıyor. Diğerinin uçak tutkusu ve bir diğerinin de araba koleksiyonunu bilmeyenimiz yoktur. Güvenlik gerekçesiyle aynı uçakta bile seyahat etmiyor, onun yerine her üyesine özel jet alıyor, ancak konu işçinin hayatına gelince rafinerileri kapasitesinin üzerinde çalıştırıp emekçinin hayatını riske atmak konusunda tereddüt bile etmiyorlar. Emekçilerin sırtından kazandıklarıyla günlerini gün eden patron Koç’lar, “emekçilerin yaşamlarını işle buluşturuyorlar.”
AKP ile Koç aynı ailenin üyeleridir
90 yıllık hanedanlarında “Koç ailesi”, kârlarını artırmak için gerektiğinde cumhuriyetçi, laik gözüktü, gerektiğinde en hakiki Osmanlıcı oldu, AKP ile el sıkıştı. Haziran Direnişi’nde Divan Otel’in kapısı direnişçilere açıldığında bir anda kahraman ilan edilen Koç, başkanlık sistemini övmekten geri durmadı. AKP iktidarı sayesinde geçen yarı yıla göre Tüpraş’tan elde ettiği kârı yaklaşık 4 katına çıkaran, YapıKredi için yüzde 22 kâr artışı sağlayan Koç grubu, bir taraftan AKP karşıtı görünmeye çalıştı ancak Tüpraş ve Yapı Kredi’nin de aralarında bulunduğu kurumları tam da AKP’nin peşkeşiyle almıştı.
Ancak patron Koç’lar ile Koç grubunda çalışan emekçiler aynı ailenin üyesi değiller!
Patron, “Benim işim görülsün de gerisi tufan!” diyorsa, onların gözünde emekçinin payına düşen de esnemektir tabii. Tüpraş’ta çalışan beyaz yakalı işçilere yapılan çağrı da “Benim işim görülsün de sen esne esneyebildiğin kadar, gerekirse amuda kalkarsın!” demektedir. Tüpraş’ta bunlar olurken, Koç Holding, 2017’de ilk çeyrek kârını yüzde 54 artıran Arçelik’te eylül sonu itibariyle 300 işçiyi işten çıkarmıştır.
Bu böyle devam edemez!
Kulelerde, fabrikalarda istediğini yapabileceğini zanneden patronlara karşı itirazımızı yükseltmek sanıldığı gibi imkânsız değil. Dahası, itiraz etmek artık “yaşayabilmek” için de bir zorunluluk haline gelmiştir.
Koç ailesi bilmelidir ki emekçi halkımız ne onların sahte muhalefetine kanacak ne de emek düşmanı uygulamalarına boyun eğecektir.
Türkiye Komünist Partisi, AKP gericiliğinin itaatkârlaştırmaya çalıştığı emekçi halkımıza bakıp elini ovuşturan Koç’lara ve onların temsil ettiği düzene karşı Yapı Kredi emekçilerini birlikte mücadele etmeye çağırmaktadır.
