İstanbul’da Türkiye Komünist Gençliği’nin (TKG) çağrısıyla Kadıköy Boğa Heykeli önünde buluşan yüzlerce genç, “Cumhuriyet Işığında Sosyalizm İçin Yürüyoruz!” pankartıyla Mehmet Ayvalıtaş Parkı’na yürüdü.
Yürüyüş boyunca “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm”, Eşitlik özgürlük sosyalizmde”, “Emekçiler gençler yurtseverler saflara”, “Örgütlü öğrenci boyun eğmez”, “Eşit, özgür tam bağımsız Türkiye”, “Kahrolsun saltanat, yaşasın Cumhuriyet” sloganları atıldı.
Yürüyüşün ardından bir konuşma yapan TKP Merkez Komite Üyesi Berkay Kemal Önoğlu “Bir başlangıç, büyük bir başlangıç 19 Mayıs. Yeni büyük bir başlangıca olan inancımızla bugünü selamlıyoruz. Bugün yeniden büyük bir ilhamla yeni hedefler için yeni bir başlangıç için buradayız. O gün işgalci emperyalist güçlere, onun işbirlikçisi satılmış saltanata ve onun dalkavuklarına; büyük toprak sahiplerine memleketin geleceğini üç otuz paraya satanlara karşı yoksul, canını dişine takmış, memleketi kurtarmak için kolları sıvamış; on yıllarca savaşlarda bitap düşmüş olmasına rağmen başka bir enerjiyle yeniden mücadeleye sarılabilmiş yoksul köylünün anıldığı bir gün bizim için” diyerek sözlerine başladı.
‘Ayağa kalkan halklara ilham olan merkezlerden bir tanesi de Anadolu cephesidir’
“19 Mayıs yalnızca Anadolu için değil o günün şartlarında dünyada oluşmuş karşı devrimci emperyalist çeteye karşı evrensel bir bariyerdir aynı zamanda. O gün için emperyalizmin haritaları yeniden çizme uğraşı karşısında dünyanın her yerinde emperyalizme karşı sömürgeciliğe karşı ayağa kalkan halklara ilham olan merkezlerden bir tanesi de Anadolu cephesidir” diyen Önoğlu, bu anlamıyla 1917 Ekim Devrimi ve 1919’da başlayan, 1923’te Cumhuriyet Devrimi’yle taçlanan Milli Mücadele’nin kardeş olduğunu anımsatarak şunları söyledi:
“Evrensel bir devrim cephesinin direniş ekseninin anlamını taşır bu ittifak. O gün duvara tosladılar arkadaşlar. O gün Anadolu’da olduğu gibi Rusya’da, Hindistan’da, Arap Yarım Adası’nda mücadele eden; sömürgeciliğe, emperyalist yayılmacılığa karşı mücadele eden ulusal kurtuluş hareketlerinin, yurtseverlerin, antiemperyalistlerin mücadelesi karşısında duvara tosladılar. Yine yaparız. Yine bu alçak planları püskürtecek güce sahibiz.
1919’da başlayan bu milli mücadele takip eden yıllarda cumhuriyet devrimiyle taçlandı, demiştik. Cumhuriyet ne demektir? Halkın iktidarı, iktidarın göksel egemenlikten yere indirilmesi, halkın ulaşabileceği yere. Toplumu, ülkeyi tanrı adına, din adına yönettiğini iddia eden; bu hakkı tanrıdan aldığını iddia eden saltanata, hilafete karşı halkın egemenliği anlamına gelir. Halkın egemenliğinin koşullarını yerleştirmek, eşitlik fikri, özgürlük fikri, kardeşlik fikriyle özdeş; dosttur Cumhuriyet kavramı.”
‘Cumhuriyet bizim sahiplendiğimiz büyük bir değerdir’
Cumhuriyetin kimler için bir ihtiyaç olduğu sorusunu soran Önoğlu şöyle konuştu:
“Cumhuriyet hiçbir şeyi olmayanlara lazımdır. Cumhuriyet hiçbir şeyi olmayan mülksüzler için hakkı olmayan yönetmeye, idare etmeye, geleceğini kazanmaya hakkı olmayan lütufla, sadakayla uysallaştırılmaya çalışılan halka hak verir. Cumhuriyet bunun için bizim sahiplendiğimiz büyük bir değerdir arkadaşlar.
Cumhuriyet bize lazım. Emekçilere, emeğinden başka bir şeyi olmayanlara. Peki kimler Cumhuriyet’ten kurtulmak ister? İlk fırsatta sırtından atmak ister. Asalaklar arkadaşlar. Daha fazla kâr edinmekten servetlerine servet katmaktan başka bir yaşama anlamı bulamayanlar. Kârlarıyla arasında hiçbir engel, bariyer kalmasın isteyenler. Nedir o bariyerler? Hakkını arayan işçi, haklarla donatılmış bir yurttaş kimliği, eşitlik fikri… Eşitlik fikrinden dahi ürkerler. Eşit olmadıklarımız tepedekiler, egemenler, mülk sahipleri, patronlar, tarikatlar, şeyhler, holdingleşmiş cemaatlerdir arkadaşlar.
Yüz yıl önceki mücadeleden bahsediyoruz. Bugün ifade ettiğimiz ayrımlar yüz sene önce de farklı biçimde olsa da özü itibariyle aynıydı, geçerliydi. Bugün Türkiye toplumuna biçimini veren sınıfsal ayrımlar yüz sene önce de o mücadelenin tarafları oluşurken şekillenmişti.”
‘Güneş ufuktan mutlaka doğar’
Önoğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“Cumhuriyet ve eşitlik fikri karşısında emperyalizme işbirlikçilik eden ya da Milli Mücadele’nin yanındaymış gibi görünüp dönmeye başlayan rüzgarın yaratacağı yatırım fırsatlarına esasen yatırım yapan bir zümre şimdiki holding düzeninin o zamanki temsilcileriydi. O zaman canından başka hiçbir şeyi olmayan onu da cepheye süren Anadolu köylülüğü, yoksullar, köylüler, emekçiler şimdinin Türkiye işçi sınıfını oluşturdu. O yüzden Cumhuriyet bizimdir. O yüzden bizim olanı geri alacağız.
Şimdi bizden diz çökmemizi istiyorlar değil mi? Bugün bu cumhuriyetle kazandığımız yurttaşlık haklarının tümünü budamış iktidar, karşı devrim cephesi. Gazetecilik yasak, basın özgürlüğü yok, grev hakkı yok, sendika yok, siyasallaşma kanalları tasfiye edilmiş durumda; örgütlenmek yasak, işçinin hakkını aradığı mücadeleler yasak ancak sadaka istenebilir ve ancak lütfedilebilir. Yurttaşlık yok, tebaalık var ve biz de buna diz çökeceğiz öyle mi? Diz çökmeyeceğiz arkadaşlar. Diz çökmeyeceğimizi gösterdik.
Özellikle gençler son haftalara, aylara damga vurmuş halk hareketi içerisinde özel bir konuma yerleşmiş, imza atmış Türkiye’deki öğrenciler; işçileşen, çok ağır koşullar altında yoksullaşan Türkiye gençliği diz çökmeyeceğini gösterdi, göstermeye devam ediyor. Arkadaşlar asla ama asla diz çökmeyeceğiz. Bu büyük günün bir başlangıca işaret ettiğini söylemiştik. Böyle bir başlangıca ihtiyacımız var.
Karanlık günlerde belki sarılacak bir umuda yeni bir kararlılığa, azime ve yeni bir programa ihtiyacımız var. Bunu yapabiliriz. Birleşik, güçlü, iradeli, cumhuriyetçi, yurtsever bir mücadeleyi yeniden başlatabiliriz. Bunun mücadelesini veriyoruz. O karanlık günlerde ‘Güneş ufuktan şimdi doğar. Bir gün doğacaktır’ umuduna sahip olanlara biz de bugün selamla, saygıyla haykırıyoruz. Güneş ufuktan mutlaka doğar arkadaşlar.”
TKP MK Üyesi Berkay Kemal Önoğlu’nun konuşmasının ardından “Çav Bella” marşını söyleyen gençler eşit, özgür, tam bağımsız, sosyalist Türkiye’yi kurana dek mücadeleye devam etme sözleriyle buluşmalarını sonlandırdı.
Ankara: ‘Cumhuriyetin kalbinden onu yıkmaya çalışanlara sesleniyoruz’
“Kahrolsun saltanat, yaşasın Cumhuriyet” sloganlarının atıldığı eylemde Türkiye Komünist Gençliği adına Arda Yavuz bir konuşma yaptı.
Yavuz “Çürümüş bir saltanata, hanedana karşıyız. Bugün ise onların artıkları, onların mirasçıları ülkemizin tepesine çökmeye, kanımızı emmeye devam ediyorlar. Yeni bir devrim cephesi için bir araya gelmek zorundayız. Bugün bunun için bir araya geldik. Örgütlenmeye, kol kola girmeye devam edeceğiz. Ülkemizin aydınlık geleceği için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
Eskişehir: Kahrolsun saltanat, yaşasın Cumhuriyet’
TKG’nin çağrısıyla Eskişehir’de Espark’taki Ali İsmail Korkmaz Heykeli önünde buluşan gençler Adalar’a yürüdü.
Yürüyüşte “Kahrolsun saltanat, yaşasın Cumhuriyet” sloganları atıldı.
