Kore Savaşı’ndan bu yana ilk defa denizaşırı bir ülkeye asker yollayacak Türkiye’nin sermaye sınıfı yayılmacı bir siyaset izlemeye devam ediyor.
Türkiye’nin askeri olarak desteklediği Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin uluslararası tanınırlığı olduğu söyleniyor. Oysa Libya’da emekçi sınıflar için meşru bir hükümet yok. Uluslararası tanınırlık dedikleri şey, emperyalist devletlerin Libya’ya müdahalesinin ürünü. Üstelik bu statü de gün geçtikçe zayıflıyor.
Emperyalist paylaşımın konusu ise ülkenin zengin petrol kaynaklarının işletme imtiyazları, Akdeniz’de askeri üs elde ederek doğalgaz kaynakları paylaşımı konusunda avantajlı hale gelmek ve Libya’yı Afrika pazarına girebilmek için kullanmak. Türkiye’nin dış politikasındaki köklü dönüşümün izlerini de Türkiyeli patronların Libya’yı kendi çıkar sahaları olarak görmelerinden takip etmek mümkün.
TKP’nin Sesi’nde bugün, 2011’de cihatçı, işbirlikçi çetelerin başlattığı ayaklanma ve ardından gerçekleşen NATO bombalamasıyla egemenliği açıkça ihlal edilen Libya’da yaşananların hiçbir ülkenin emekçilerine fayda sağlamayacağı vurgulanıyor.
