Etkinlik TKP Samsun İl Başkanı Belma Nur Kartal’ın konuşması ile başladı. Kartal, “Samsun’un Hançerli Mahallesinden hukukçu, gazeteci yazar Mustafa Suphi” başta olmak üzere TKP’nin kurucularını anarak konuşmasına başladı. Mustafa Suphi’nin 1919’da, katledilmeden iki yıl önce Anadolu’nun işçi ve yoksul köylülerine seslenişini paylaşan Kartal, çağrının ne kadar güncel olduğuna değinerek “100 yıldır devrimini ve sosyalizmini arayan bu topraklar her tökezlediğinde başımıza örülen çorapların özetidir” dedi. TKP’nin kuruluşunu anarken nostalji yapmadıklarını belirten Kartal, konuşmasına Samsun’da çeşitli mücadele gündemleriyle hayatları çakışan emekçilerden portreler sunarak devam etti.
Kartal’dan sonra söz alan TKP Merkez Komite üyesi Savaş Sarı, dünyanın Trump gibi liderler çıkartacak kadar akıl dışılığa sürüklendiğini anlattıktan sonra “Eşitsizlikten kurtulamadığımız sürece kişiler değişse de düzen aynı kalacak. ‘Herşey çok güzel olacak’ diye umut bağladığınız kişiler Menderes’i anıyorlar. Menderesler, Özallar, bu halkın daha fazla ezilmesine, eşitsizliklerin artmasına neden olmuştur. Bu düzende normalleşme denilen şey halkın bu düzene boyun eğmesini sağlamak için makyaj yapmasından başka bir anlam taşımamaktadır. O yüzden bizim bu düzenle de bu makyajla da kavgamız var” dedi.
“İnsanca bir düzen kurmaya hazır mıyız? Bu memleketi halkımıza yaraşır bir memleket haline getirmeye hazır mıyız? Elbette hazırız. Ama yapmamız gereken şeyler var. Biz hazırız derken ‘biz buna varız, bunu göze aldık, insanca yaşamak için hayatımızı ortaya koyduk’ demiş oluyoruz” diye sözlerini sürdüren Sarı, insanlık adına en ufak bir kazanım elde edebilmek için dahi düzene karşı mücadele etmenin şart olduğunu anlattı. Sermayedarların “insanlığa karşı” bir savaş verdiklerini vurgulayan Sarı, Rusya’da bir bakanın “böyle giderse nükleer savaş kaçınılmaz” şeklindeki açıklamasını örnek verdi. Sarı, “Böyle gitmeyecek… Böyle giderse Türkiye’de ve dünyada işçi sınıfının ayağa kalkması ve iktidarı alması kaçınılmazdır” dedi.
Etkinlik, müzisyen Hakan Ünalan eşliğinde Ferdi Ak’ın Nazım Hikmet’ten okuduğu ‘Seni Düşünüyorum, TKP’m Benim’ şiir dinletisiyle son buldu.