Türkiye Komünist Partisi Van il örgütü üye ve dostlarının yoğun katılımıyla Van’da yeni il binası açılışını gerçekleştirdi. Açılışa parti üye ve dostlarının yanı sıra, bir süredir Patronların Ensesindeyiz Dayanışma Ağı’yla birlikte hakları için mücadele eden Webhelp çağrı merkezi çalışanları ve TED Koleji’nde mücadele eden Birlik Sendikası üyesi özel okul öğretmenleri de katıldı.
Açılış konuşmasını Van İl Örgütü adına yapan Nazlı, partinin kentte gerçekleştirdiği çalışmalar hakkında bilgi verdi. Parti binası dışında Seyit Fehim Arvasi Semt Evi’nde mahalleliyle buluştuklarını aktaran Nazlı, yeni açılan binayla birlikte daha çok emekçiyle buluşacak olmanın heyecanını yaşadıklarını belirtti.
Nazlı’nın ardından söz alan Webhelp emekçisi Burak ise şunları söyledi:
Buralarda uzun zamandır bir işçi mücadelesi yoktu. Bizler hak gaspına uğrayınca bir şeyler yapmak istiyorduk ancak nasıl yol alacağımız tam olarak bilemiyorduk. Bunun üzerine Patronların Ensesindeyiz Dayanışma Ağı ile iletişim kurduk ve 90’a yakın işçi bir araya gelerek mücadele etmeye başladık. Bu sadece bizim için değil, buranın tüm emekçileri için önemli bir adım diye düşünüyoruz. Çünkü buralarda emekçiler çok büyük hak gasplarına uğruyor ama sınıf gündemlerinde bir araya gelemiyor. Bizim mücadelemiz bunun için de bir örnek oluşturacaktır.
Burak’ın ardından TED Koleji’nde mücadele veren ve hukuksuz bir şekilde işten çıkarılan Sinan söz aldı:
TED Koleji’nde Birlik Sendikası’na üye 3 öğretmen ile yola çıktık. Sonrasında sayımız 30’ları buldu çünkü hem çok ciddi bir hak gaspına uğruyorduk hem de konuştuğumuz öğretmen arkadaşlarımız haklılığıma ve verdiğimiz mücadeleye inandı. Bu durum doğal olarak patronu rahatsız etti ve ben dahil 6 arkadaşımızı hukuksuz bir şekilde işten çıkardı. Fakat hem içeride arkadaşlarımızın hak mücadelesi hem de bizim hukuk mücadelemiz devam ediyor ve bunun önüne geçmeye gücü yetmeyecek.Açılışta son sözü ise TKP Merkez Komite üyesi Ozan Yılmaz aldı. Bugün partinin ülkenin her yerinde parti binaları ve Semt Evleri açtığını belirten Yılmaz, buraları sadece parti üyelerinin yerleri olarak görmeyin, buralar tüm emekçilere aittir diyerek, sözlerine şöyle devam etti:
Çok zor bir dönemde yaşıyoruz, ülkemizde emekçiler birçok problemle karşı karşıya kalıyor, yaşamlarını bu problemlerin içinde sürdürmeye çalışıyor. Bu binalar, emekçilerin yaşadıkları problemlere karşı bir araya gelebilecekleri ve bunlar için mücadele edecekleri yerlerdir. Bu ülke emekçiler için bir cehenneme döndü. Bir yanda işsizlik var, bir yanda çalışanlar için sürekli olarak daha fazla hak gaspına uğradıkları çalışma koşulları. Sadece işyerlerinde de değil, hayatın her alanında emekçiler bir cehennemi yaşıyor. Yaşadığımız evlere çok yüksek kiralar ödemek zorunda kalıyor, sağlık hizmetlerine ulaşamıyor, çocuklarımızın eğitimleri için büyük paralar dökmek zorunda kalıyoruz. Sağlıklı ve yeterli beslenemiyor, ısınma ve enerji ihtiyacımızı karşılamak lüks oluyor. Peki bu ülke tüm bu başlıklara ulaşmakta zorlanabileceğimiz bir ülke midir gerçekten. Yani herkesin insanca barınabileceği kadar ev yok mu? Hepimizin nitelikli sağlık hizmeti alabileceği doktorlara ve hastanelere sahip değil miyiz. Eğitim nasıl paralı hale gelebilir. Ülkede kıtlık mı var da yeterli gıdaya ulaşamıyoruz. Biz tüm bu sorunların kaynağını biliyoruz. Adlı adınca söylüyoruz, tüm bunların sorumlusu sömürü düzenidir. Bir avuç sermayedar ülkenin tüm kaynaklarına el koymuş, kendileri sefa içinde yaşarken emekçilerin hayatını cehenneme çevirmiş durumda. Bu ülkede işçiler yan yana gelmesi diye yapılıyor her şey. Bombalar patladı bu ülkede, insanlar yan yana gelip haklarını aramasın diye. Oysaki o kadar büyülü bir şey ki işçilerin, emekçilerin bir araya gelip hakları için mücadele etmesi, dayanışmayı örgütlemesi. Ve bir şeyi belirtmek isterim ki biz çok umutluyuz ülkemizden, çünkü bir araya gelen, mücadele eden işçiler var.”
Konuşmasının devamında seçimlere de değinen Yılmaz, emekçilerin iki ittifak arasına sıkıştırılmasının kabul edilemeyeceğini ve tam da bu yüzden Türkiye Komünist Partisi’nin seçimlerdeki varlığının ne kadar önemli olduğunun bilinmesi gerektiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:
Bir tarafta 6’lı masa, diğer tarafta AKP-MHP ittifakı. 6’lı masaya bakınca herkes hemen hemen aynı şeyi görüyor. Orası sağcılığı ağır basan, emekçilere hiçbir kurtuluş yolu göstermeyen, patronlara kendisini ispatlamaya çalışan bir ittifaktır. Diğer tarafta ise AKP var. Biraz önce saydığımız tüm problemlerin kaynağıdır AKP. AKP nedir diye sorulunca cevabımız çok net; AKP emekçi düşmanı, halk düşmanı bir patron partisidir. AKP Türkiye’deki emekçi halkalara herhangi bir fayda getiremez vi biz bunu ilk günden beri çok açık bir şekilde söyledik. O yüzden AKP’nin olduğu hiçbir masaya oturmadık, oturulmaması gerektiğini söyledik. Bu seçim evet zorlu olacak ama bize göre bu seçimin en büyük kazanımı emekçilerin bir araya gelmesi, kendi taleplerini örgütlemesi ve mücadeleye katılması olacaktır. Bu ülkede emekçiler seçimlerde aday olamaz. Sermaye sahipleri ve onların adayları oylanır her seçimde ama biz emekçilerin aday olduğu, emekçilerin kendisini anlattığı bir seçim çalışması örgütlüyoruz. Türkiye Komünist Partisi işte tüm bunları emekçilerle konuşmak ve birlikte mücadele etmek için bu binaları açıyor. Bu binalar emekçilerin evleri, dayanışmayı ve mücadeleyi buralardan büyüteceğiz. Bu binaların sayısı artmaya devam ediyor ve parti her gün daha fazla emekçiyle buluşarak sosyalizm mücadelesini güçlendiriyor.
Ozan Yılmaz’ın ardından ise parti dostu müzisyen Serkan’ın şarkılarıyla açılış etkinliği coşkulu bir
şekilde sona erdi. Açılışın ardından çok sayıda parti dostu, üyelik başvurusu yaparak parti saflarına
katıldı.