Türkiye Komünist Partisi tarafından ilk kez 2007 yılında hazırlanan Toplumcu Anayasa’ya ihtiyaç her geçen gün daha da artıyor.
Türkiye’de 12 Eylül darbe anayasasının yürürlüğe girmesinin üzerinden 39 yıl geçti. Hâlâ 12 Eylül anayasasından kurtulmayı tartışıyoruz. Oysa ki geçen 39 yıl içerisinde anayasa ve yasalarda birçok değişikliğe gidildi.
Bugün anayasa tartışmaları yeniden gündeme getiriliyor. Ancak AKP iktidarının Türkiye’de yeni bir anayasa yapma ehliyeti de hakkı da bulunmuyor. 20 yıllık iktidarı boyunca bu gündeme dair yaptıkları da bunu gösteriyor. AKP Türkiye’de kurucu değil bozucu ve karşı devrimci bir iradeyi temsil ediyor. Bu sebeple AKP eli ile gündeme getirilmeye çalışılan anayasa değişikliği tartışmasının tereddütsüz reddedilmesi gerekiyor. AKP’den ve bu girişimden emekçiler lehine hiçbir şey çıkmayacağı çok açık.
Türkiye’nin yaşadığı adaletsizlik, eşitsizlik, gericilik ve baskının kaynağı sermaye egemenliği ve onun sömürü düzeni. 12 Eylül Anayasası da, AKP iktidarı da, Başkanlık Sistemi de bu düzenin ihtiyaçlarına denk düşen birer karanlık sonuç.
Dün 12 Eylül karanlığından kurtulma iddiası ile ortaya atılan anayasa tartışmalarına verdiğimiz yanıt, bugün iktidar ve muhalefet ile gündeme getirilen anayasa tartışmaları için de geçerliliğini koruyor: Türkiye’de adaletin, eşitliğin, özgürlüğün sağlanabilmesi ancak toplumcu bir anayasa ile mümkün. Toplumcu Anayasa’nın muhattabı ise sadece ve sadece emekçi halk.
Toplumcu Anayasa’yı dinlemek için tıklayın: