Haziran ayı hafızalarımıza kazınmış kokularıyla, sesleriyle, yüzleriyle yaklaşıyor. “Hükümet İstifa” sloganları kulaklarımızda yeniden yankılanıyor. 3 Haziran gecesinden gelen “leylak ve tomurcuk” kokuları içimize doluyor. İki gün boyunca İstanbul ve Kocaeli’nden taşan 150 bin işçi geliyor gözlerimizin önüne.
TKP’nin Sesi’nde bu ay 3 Haziran 1963’te aramızdan ayrılan işçi sınıfının şairi Nâzım’ı, 15-16 Haziran direnişini, Gezi Parkı’nda başlayıp tüm ülkeye yayılan Haziran Direnişi’ni ve Türkiye’nin NATO’ya girişinin 70. yılında antiemperyalist mücadeleyi ele aldık.
Bu sayıda Nâzım Hikmet’le ilgili üç yazımız var. Nâzım işçi sınıfını satırlarına ve dizelerine, işçi sınıfı da büyük şairi kalbine kazımıştır. Onun yurtseverliği, enternasyonalistliği, eskiyi yıkan cüreti ve yeniyi kurma cesareti, yaşama sevinci, sosyalizme olan inancı yoldaşlarınca kuşaktan kuşağa taşınmıştır.
Yazılarımızdan birinde Nâzım’ın şiirine rengini veren bu mirasa daha yakından baktık. Resimli Ay’da başlattığı Putları Yıkıyoruz kampanyasından 23 Sentlik Asker’e dek pek çok farklı şiirinde Nâzım’ın siyasetinin izini sürdük. Bir diğer yazımızda ise Anadolu’ya geçişinden Sovyetlere uzanan uğrakta Nâzım’ı işçi sınıfının şairi yapan sürecini ele aldık, dizelerine işçi sınıfını nasıl yansıttığına baktık. Son yazımızdaysa Yunanistan’dan Fransa’ya, Arjantin’den İtalya’ya Nâzım’ın dizelerine ses veren bestelere kulak kabarttık.
İki yıllık pandemi arasından sonra ülkenin dört bir yanında coşkuyla kutlanan 1 Mayıs bu sayımızda yarına devredeceği bakiye üzerinden kendisine yer buldu. Karşı devrimci AKP iktidarının ve kimsenin ayağına basmamaya özen gösteren muhalefetin yarattığı çaresizlik atmosferi karşısında 1 Mayıs umut verdi, ışık gibi parladı. Bu ışığın yılın tamamına yayılarak tüm ülkeyi aydınlatması helalleşme siyasetine değil, sermaye düzeniyle girilecek gerçek bir hesaplaşmaya bağlı.
AKP Gezi Davası, Kaftancıoğlu’na siyasi yasak kararı gibi hamlelerle Millet İttifakı’nı zayıflatmaya çalışırken, muhalefet kurumların önüne gitmek ve seçimleri beklemek dışında bir şey yapmıyor. Peki AKP sahiden böyle gider mi? Bu soruyu tartıştığımız yazı, asıl sorunun “AKP’yi nasıl götüreceğiz” olması gerektiğini ortaya koyuyor. Aradan tam 9 yıl geçmesine rağmen Haziran Direnişi’ni toplumsal hafızadan bir türlü silemeyen AKP, Gezi Davasıyla onu mahkeme salonlarına sıkıştırmayı deniyor. Muhalefetin halkı sokaktan uzak tutmaya çalıştığı bugünlerde bir kez daha Gezi’ye işaret ettiğimiz yazımızda, Gezi’nin neden mahkum olamayacağını anlattık.
Bir diğer yazımızsa işçi sınıfının şanlı direnişi 15-16 Haziran’ı konu alıyor. İşçi sınıfının birlik olduğunda neler yapabildiğini bugünkü işçi direnişlerinden 52 yıl öncesine bakarak anlattık.
Geçtiğimiz günlerde “NATO Defol, Bu Memleket Bizim” diyerek Adana’daki İncirlik Üssü’nde eylem yapan Türkiye Komünist Gençliği, bu sayımızda emperyalizm karşıtı mücadelenin bu topraklardaki izini sürdü.
Emperyalizmin bölgemize düşürdüğü gölgenin daha da karardığı bu günlerde Türkiye Komünist Partisi, Yunanistan Komünist Partisi’nden bir heyeti ağırladı. Dört farklı ilde gerçekleşen semt evi ziyaretleri ve etkinliklerde, Türkiye ve Yunanistan’ın NATO’ya girişinin 70. yılında iki kardeş partinin emperyalizm karşıtı mücadeledeki kararlılığı ve ortaklığı vurgulandı.
TKP’nin Sesi dergisine TKP binaları, semt, işçi ve köy evlerinden ve Nâzım Hikmet Kültür Merkezlerinden ulaşabilirsiniz. Bulunduğunuz yere en yakın TKP binasıyla ilgili bilgi almak için iletisim@tkp.org.tr adresine e-posta gönderebilirsiniz.