Yunanistan Komünist Gençliği’nin gerçekleştirdiği 30. Antiemperyalist Kamp “Aynı düşmanla mücadele ediyoruz” ve “Sosyalizm gelecektir” başlıklarıyla Midilli Adası’nda gerçekleşti. Tüm Yunanistan’dan yaklaşık dört bin gencin ve çocukların katıldığı kampa Türkiye’den Türkiye Komünist Gençliği temsilcileri de katıldı. 21. yüzyılda genç olmak, çalışırken okumak, genç kadın emekçiler gibi çeşitli başlıkların iki örgüt tarafından tartışıldığı ve zengin bir sosyal programa sahip olan kampın ikinci gününde Midilli Meydanı’nda düzenlenen etkinlikte YKP Genel Sekreteri Dimitris Kutsumbas, Yunanistan Komünist Gençliği temsilcisi Nikos Abatielos ve TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan birer konuşma yaptı.
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan’ın konuşması şu şekilde:
Sevgili yoldaşlar,
Ege’nin mavi sularını aştık ve mücadele arkadaşlarımızla, yoldaşlarımızla kucaklaştık.
O mavi sular bizim için dostluk köprüsüdür, kardeşlik ezgisidir, özgürlüğün sesidir. Yunanistan ve Türkiye’nin emekçilerini ayıran bu tarih kokan serin sular değildir. Bizi ayırmaya çalışan Türkiye’nin ve Yunanistan’ın sömürücü sınıflarıdır. Bizi ayırmaya çalışan gözünü kâr hırsı bürümüş uluslararası tekellerdir. Bizi ayırmaya çalışan sermayenin uşağı ırkçı, şoven güçlerdir. Bizi ayırmaya çalışan emperyalizmdir, NATO’dur. Bizi ayırmaya çalışan, yurtları savaşa ve işgale sürüklenmiş çaresiz insanları bu mavi sularda ölüme sürükleyen Avrupa Birliği’nin efendileridir.
Onlar ayırmaya çalıştıkça, onlar düşman etmek için uğraştıkça birbirine daha yakınlaşan, birbirinden güç alan ise Yunanistan ve Türkiye’nin komünistleridir.
Türkiye Komünist Partisi’nin bütün militanlarının yoldaş selamlarını siz Yunanistan Komünist Partisi’nin üye ve dostlarına, Yunanistan Komünist Gençliği’nin genç kadın ve erkeklerine iletirken enine sonunda mutlaka kazanacağımızı, ortak düşmanımızı alt edeceğimizi biliyorum.
Yoldaşlar,
Kapitalizm denen akılsız düzen 1,5 yıldır insanlığı bir salgın karşısında çaresiz bıraktı. Bu yetmedi kapitalistler salgını kullanarak işçi sınıfına, yoksul kitlelere karşı yeni bir saldırı başlattı. Öyle ki, artık biz komünistlerin kapitalizmin nasıl bir ahmaklık olduğunu, burjuva sınıfının ne kadar zalim ve ahlaksız olduğunu anlatmamız gerekmiyor bile. Ortada açık bir gerçek var ve bu gerçeğin gereğini yerine getirmemiz gerekiyor.
Kapitalizmin teşhiri her zaman önemli bir görevdir. Ancak kapitalizm şu sıralar kendisini fazlasıyla çıplak bir biçimde teşhir ediyor. Bugünün asıl görevi, kapitalizmin kötü bir toplumsal sistem olduğunu anlatmak değil, kapitalizmin yıkılabileceğini ve bunun nasıl mümkün olacağını göstermektir. YKP ve TKP’yi yalnızca coğrafyamız birleştirmiyor. YKP ve TKP’yi devrim fikri, devrimin güncel bir seçenek olduğu düşüncesi, sosyalist devrimin ertelenemez bir görev olarak altının çizilmesi birleştiriyor.
Yoldaşlar,
Onlarca yıl boyunca “şimdi zamanı değil” diye ertelenen sosyalizm bütün inandırıcılığı gitmiş, insanlığa yoksulluk, açlık, işsizlik, savaştan başka bir şey veremeyen kapitalizmin yerini almak zorundadır. Bunun önündeki temel engel ne yüksek teknoloji ürünü savaş makineleri, ne giderek daha da güçlendirilen polis ve benzeri baskı aygıtlarıdır. Sosyalizme yürüyüşümüzün önündeki temel engel emekçi halk kitlelerine sosyalizmin erişilmesi imkansız bir proje olduğunun anlatılması ve ne yazık ki milyonlarca kişinin bu yalana inanmasıdır. Biz komünistlerin de geçmişte bu yalanın güçlenmesine yardım ettiği ortada. Sermaye diktatörlüğünün yıkılması yerine onun deforme edilmesi ya da kapitalizm koşullarında barış veya demokrasiye ulaşılabileceği düşüncesi, komünist partileri de zaman zaman içine alan büyük bir yanılsamadır.
Türkiye Komünist Partisi bütün enerjisini, bütün kaynaklarını Türkiye’de işçi sınıfının siyasi iktidarı alması için seferber etmektedir. Bu mücadele zordur, başarı hemen gelmeyecektir. Ancak hiçbir koşulda sosyalist devrim hedefini ileriye atmadan, onun önüne ne olduğu anlaşılmayan aşamalar yerleştirmeden yolumuza devam ediyoruz ve emin olun ki yol alıyoruz yoldaşlar. TKP düzen soluna, sahte çözümlere, popülizme, sosyal demokrasinin değişik varyantlarına rağmen örgütsel ve siyasal varlığını güçlendirmeye, yaygınlaşmaya devam ediyor. Dersimizi iyi çalışıyor ve Marksizm-Leninizmi en etkili ve yaratıcı bir biçimde kullanmaya özen gösteriyoruz.
Yunanistan Komünist Partisi’nin bu doğrultuda katettiği mesafe bizim için son derece değerlidir. Son yıllarda iyice derinleşen ilişkilerimiz, yaklaşmakta olan fırtına öncesinde halklarımız için büyük bir fırsattır. Sabırlı ama tez canlı, ilkeli ama yaratıcı, dikkatli ama atak olacak aklımızla yüreğimizi birleştireceğiz.
Ve mutlaka kazanacağız. Kızıl bayrağımızın zafer günlerinde gençlerimiz zeybek ve sirtaki oynayacak, yepyeni bir yaşam kuracağız.
Yaşasın Yunanistan Komünist Gençliği!
Yaşasın Türkiye Komünist Partisi ve Yunanistan Komünist Partisi!
Yaşasın Komünizm!