TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ

TR | EN
Türkiye Komünist Partisi
  • Anasayfa
  • Parti
    • TKP Hakkında
    • Temel Metinler
      • Program
      • Toplumcu Anayasa
      • 100 Soruda TKP
      • Kongre Konferans Metinleri
    • TKP Yönetimi
  • Gündem
    • Açıklamalar
    • Haberler
    • Takvim
    • Foto Galeri
  • Yayınlar
  • Örgütler
  • İletişim
Bağış Yap
TKP Gönüllüsü Ol
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Türkiye Komünist Partisi
  • Anasayfa
  • Parti
    • TKP Hakkında
    • Temel Metinler
      • Program
      • Toplumcu Anayasa
      • 100 Soruda TKP
      • Kongre Konferans Metinleri
    • TKP Yönetimi
  • Gündem
    • Açıklamalar
    • Haberler
    • Takvim
    • Foto Galeri
  • Yayınlar
  • Örgütler
  • İletişim
Bağış Yap
TKP Gönüllüsü Ol
Türkiye Komünist Partisi
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Anasayfa Haberler

“En büyük hata, sosyalizm ve devrim hedefini ertelemektir”

29 Ekim 2022
“En büyük hata, sosyalizm ve devrim hedefini ertelemektir”

Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Küba’nın başkenti Havana’da düzenlenen 22. Uluslararası Komünist ve İşçi Partileri Toplantısı’na katıldı. Toplantıda konuşma yapan TKP Genel Sekreteri Okuyan, konuşmasında sosyalist devrimin aciliyetine vurgu yaparak, “Kapitalizmin bu kadar sarsıldığı ve sürdürülemez hale geldiği bir sırada parlamentoya ve düzen içi kurumlara sıkışırsak tarih bizi affetmeyecektir” ifadelerini kullandı.

Okuyan’ın konuşmasının tamamı şöyle:

Değerli yoldaşlar,

Sizleri Türkiye Komünist Partisi adına en içten yoldaşlık duygusuyla selamlıyorum. Hepimiz bu toplantının çok özel bir anlamı olduğunu bilerek  Havana’ya geldik. Çok zor koşullarda devrimin kazanımlarını korumak için büyük bir çaba harcayan, yaklaşık 70 yıldır komünizm idealine özgün bir enerji ve dinamizm kazandıran Küba Komünist Partisi’ne teşekkür etmek istiyorum.

Yoldaşlar,

Bundan üç yıl önce, İzmir’de yaptığımız toplantının kapanışında “komünistlerin kaotik, belirsizliklerle dolu bir dünyada her an çok farklı gelişmelerin ortaya çıkaracağı görev ve fırsatlarla karşılaşabileceğini söylemiş ve bunun hem büyük bir risk hem de olanak yaratacağını vurgulamıştım.

Çok değil bu toplantıdan birkaç ay sonra Covid-19 gerçeği ile karşılaştık. Pandeminin insanlığı bir bütün olarak tehdit eden bir felaket olarak görülmesi elbette mümkün. Ancak komünistler açısından Covid-19 kapitalizmin acizliğinin, piyasa ekonomisinin insanlığı nasıl bir çöküş ve çürümenin eşiğine getirdiğinin ve uluslararası tekellerin bir salgını nasıl ekonomik ve siyasal açıdan fırsata çevirebileceğinin kanıtıdır.

Tek tek ülkelerde emekçi sınıfların hakkını aramak, kapitalizmin saldırılarını püskürtmek ya da Küba örneğinde olduğu gibi pandemi döneminde emperyalist kuşatmaya karşı ekonomik, siyasal ve bilimsel bir direniş göstermek için mücadele edilse de, pandemi sürecinde komünistler sosyalizmi bir seçenek haline getirmeyi ne yazık ki beceremediler.

Yoldaşlar,

Pandemi etkisini yitirdi ama bütün dünyayı etkileyen bir ekonomik kriz var; hayat pahalılığı milyarlarca kişinin öncelikli gündemi. Haber bültenlerinde bir nükleer savaşın gündemde olup olmadığı tartışılıyor. İşçiler çaresiz, gençler umutsuz.

Öte yandan Komünistler çare ve umut olmak zorunda.

Kapitalizmi yıkma hedefini öne çıkartmadan çare ve umut olamayız. Komünistler boşluk bırakınca bunu popülist sağ, ırkçı hareketler ve hatta faşistler yapıyor. Sahte bir radikalizmle toplumdaki karamsarlıktan yararlanıyorlar.

Yoldaşlar, komünist hareketin çok uzun bir dönemine yayılan savunmacı stratejiler insanlığın bugün geldiği yol ayrımında tamamen çökmüş durumdadır. Bu konjonktürde güçler dengesinin açık bir biçimde işçi sınıfı, devrimci hareket aleyhine olması bu stratejileri haklı çıkarmıyor, tersine bu stratejileri mahkum ediyor. Bugün tek tek ülkelerde komünist hareket ne kadar zayıf olursa olsun, sosyalizm seçeneğini güncel ve gerçekçi hale getirmekle yükümlüdür.

TKP Türkiye’de bunu yapmaya çalışıyor.

Bizim ülkemiz yıllar boyu darbelerin, siyasal İslamın, faşizmin, militarizmin öne çıktığı bir ülkedir. Buradan baktığınızda Türkiye’de önce demokrasi inşa edilmelidir. Ancak gelişkin bir sermaye sınıfının, güçlü tekellerin egemenliğindeki Türkiye’de demokrasi inşa edilemez. Biliyoruz ki Sosyalizmi önce insan hakları, önce demokrasi, önce barış diyerek ertelemek, sermaye diktatörlüğüne teslim olmaktır.

Biz bunu yapmıyoruz.

Yıllardır bu ülkede önce faşizm yenilgiye uğratılsın, önce Kürt sorunu çözülsün, önce demokrasi yerleşsin denerek komünist harekete tuzak kuruldu. Şimdi de “önce Erdoğan gitsin” deniyor.

Erdoğan gitmeli evet. Bir an önce. Ancak “önce Erdoğan gitsin” diyenler arasında en çok NATO’cuların, Amerikancı-İngilizci liberal çevrelerin sesi çıkıyor. Türkiye toplumunda biriken Erdoğan karşıtı enerjiden yararlanarak Erdoğan’ın hizmet ettiği sermaye iktidarını sürdürmek ve ona yemiden inandırıcılık kazandırmak istiyorlar.

Yoldaşlar TKP verili güç dengesini kendi eylem ve hazırlıkları açısından en gerçekçi biçimde hesaplıyor. Ama stratejisini kapitalizmin giderek daha fazla kendisini hissettiren yönetme krizinin derinleşmesine, bu kaotik sürecin daha da baskın hale gelmesine göre kuruyor.

Düzen içi çözümlerde rol kapmak için birbiriyle rekabete giren çok sayıda sol görünümlü siyasi hareketin yarattığı kirliliğin parçası olmamak TKP açısından ilkesel bir tutumdur. Bazen yeni sosyal demokrasi kılığında bazen arsız bir liberal söylemle bazen de geçmişte çok sık tanık olduğumuz içi boş bir radikalizmle karşımıza çıkan reformist solun etkisini azaltmak konusunda partimiz küçümsenmeyecek bir birikime sahip.

Bu bir devrimci iddiadır. Yetersizlik ve hatalarımızı biliyoruz. Ama en büyük hata, sosyalizm ve devrim hedefini ertelemektir. kapitalizmin bu kadar sarsıldığı ve sürdürülemez hale geldiği bir sırada parlamentoya ve düzen içi kurumlara sıkışırsak tarih bizi affetmeyecektir.

Bu cesaretle hareket ettiğimizde yol aldığımızı, daha ikna edici olduğumuzu ve hata ve zayıflıklarımızı daha hızlı telafi edebildiğimizi görüyoruz.

Komünistler 1917’e, 1945’e ya da 1959’a güçler dengesi kendilerinden yana olduğu için değil, nesnel koşullardaki hızlı değişime devrimci bir yanıt verebildikleri için tarihsel dönüşümlere önderlik ettiler.

Bugün 2022’de, böyle bir devrimci uyanıklığın eseri olan sosyalist Küba’nın başkentinde gelin komünist hareketin silkinişine tanık olduğumuz, gerçek tartışma ve işbirliklerine yöneldiğimiz, birbirimizden öğrendiğimiz ve birbirimizin mücadelesinden heyecan duyduğumuz bir dönemin açılmasını sağlayalım.

Hepinize başarılar yoldaşlar…

TKP Gönüllüsü Ol TKP Gönüllüsü Ol TKP Gönüllüsü Ol

Türkiye Komünist Partisi

Genel Merkez İletişim:
Kızılırmak Caddesi 13/4 Ankara
Tel: 0312 417 29 68
Fax: 0312 417 25 34
eposta: iletisim@tkp.org.tr

Temel Metinler

  • Parti Programı
  • Toplumcu Anayasa
  • 100 Soruda TKP

Yitirdiklerimiz

Yayınlar

  • TKP Youtube Kanalı
  • Bizim Gazete
  • Boyun Eğme
  • TKP’nin Sesi
  • Gelenek
  • soL Haber
  • soLTV

Bağlantılar

  • Nâzım Hikmet Kültür Merkezi
  • Yazılama Yayınevi
  • Jose Marti Küba Dostluk Derneği
  • Bilim ve Aydınlanma Akademisi
  • İletişim

Türkiye Komünist Partisi

Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
  • Anasayfa
  • Parti
    • TKP Hakkında
    • Temel Metinler
      • Program
      • Toplumcu Anayasa
      • 100 Soruda TKP
      • Kongre Konferans Metinleri
    • TKP Yönetimi
  • Gündem
    • Açıklamalar
    • Haberler
    • Takvim
    • Foto Galeri
  • Yayınlar
  • Örgütler
  • İletişim
  • Bağış Yap Destek Ol
  • Gönüllü Ol
  • tr Türkçe
  • en English

Türkiye Komünist Partisi