Bulunduğu yerelliklerde dayanışmanın ve mücadelenin merkezleri haline gelen Semt Evlerine hafta sonu İstanbul Kurtuluş ve İzmir Çiğli’de yenileri eklendi.
İzmir’in 15. Semt Evi olan Egekent Semt Evi’nin açılışı, yoğun bir katılımla gerçekleşti.
Açılışta bir konuşma yapan TKP İzmir İl Başkanı Gizem Batı Ayaz, Semt Evleri, Köy Evleri ve İşçi Evleri’nin ülkenin dört bir yanında yaygınlaştığını, emekçi halkın kış aylarına girerken elektrik, su, doğalgaz zamlarıyla ve faturalarıyla yalnız başına bırakıldığını, bu yalnızlaşmanın Semt Evlerinde dayanışma ve mücadele ile aşılacağını belirtti.
Daha sonra Egekent Semt Evi adına söz alan Gülten Gülel, Semt Evlerinin düzenin sağlayamadığı eğitim hakkını dahi sağlama mücadelesi veren merkezler olduğunu belirterek Semt Evi’nde nelerin yapılacağına dair bir konuşma gerçekleştirdi. Özellikle kadınların katılımının yoğun olduğu gözlenen açılış, katılımcıların toplu fotoğraf çekilmesiyle son buldu.
Kurtuluş Semt Evi açılışında konuşan Neriman Keske mahallenin tarihi ve kültürel yapısından söz ederek, bölgenin 1929’a kadar Tatavla olarak anıldığını, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Barbaros Hayrettin’in getirdiği binlerce Rum esirin iskan edildiği bir bölge olduğunu belirtti.
Keske “emekleri sömürülsün diye esir edilen bu insanların yaşadığı bu bölgede bugün kağıt üzerinde esir olunmasa da sömürülmeye devam eden insanların yaşadığını” söyledi ve “semt evinin bugünkü zorlu koşullara karşı omuz omuza mücadele ve dayanışmayı güçlendirmek, insan kalmamızı sağlayan duygu ve değerlere sahip çıkarak güzelliği yaymak için yola çıktığını” belirtti.
‘Türkiye’deki çamur tabakasını Türkiye’nin solculuğu temizleyecek’
Kurtuluş Semt Evi açılışına katılan TKP Merkez Konseyi Üyesi Aydemir Güler yaptığı konuşmada Türkiye solunun bir süredir geriye çekildiğini ve hamle yapıp geriye çekildiği sürenin elli yıla yaklaştığını vurgulayarak Türkiye’de var olan gericilik ve sömürünün Türkiye’nin üzerine bir çamur tabakası yarattığını söyledi.
Bu çamur tabakasını yaratanın Türkiye’nin sağcılığı olduğunu dile getiren Güler bunu temizleyecek olanın da Türkiye’nin solculuğu olduğunu ifade etti.
Emekçi halktan kopuk bir akım olarak resmedilen solculuğun tam tersine emekçi halkın öz hareketi olduğunu vurgulayan Güler “Şimdi bu memleketin her tarafında emekçi halk nerede yaşıyorsa, çalışıyorsa semt evleriyle, köy evleriyle yayılarak memleket toprağı ile hemhal olunacağını” ifade etti.
Sağlık ve eğitim başta olmak üzere sorunlar karşısında yalnız kalan halkın yalnızlığının, yalnızlaştırılarak temsil alınmasının önüne geçilmesi gerektiğini belirterek semt evlerinin bu açıdan işlevine işaret etti. Güler semt evlerinde insanların birbirlerinin gözlerine bakarak çare üreteceğini, mücadelenin bu yalınlıkta anlaşılması gerektiğini belirtti. Bugün yaşanan sorunlara karşı mücadelenin dayanışmayla örüleceğini kaydeden Güler semt evlerinin önemini vurguladı.
Türkiye’nin bir dönüm noktasına girdiğini belirten Aydemir Güler, bugünkü siyasi iktidarı oluşturanların da bunu hissettiğini, bunun da onları bir can havliyle yağmalamaya ittiğini söyledi. Türkiye’nin değişime doğru gittiği bugün TKP’nin kimi sorular ortaya koyduğunu hatırlatan Güler, emperyalizmden bir kurtuluş beklenemeyeceğini, laikliğin Türkiye’de yok edildiğini dile getirdi. Türkiye’de laikliği yeniden bir halk aydınlanması olarak sağlam temellerle inşa etmenin gerekliliğine işaret eden Güler bunlar olmadan değişimin gerçek olmayacağını belirterek emekçilerin laiklik konusunda sorumluluğunu vurguladı. Türkiye’yi değiştirmek için bu yolu kat etmeye kararlı olduklarını ifade eden Güler, bu yolu her semtte o semtin sahipleri ile, “bu düzende ben nefes alamıyorum artık” diyen herkesle paylaşmak istediklerini belirtti.
‘Semt evimiz kadınlara nefes alma alanı oluşturacak’
Şişli Kadın Dayanışma Komitesi adına söz alan Filiz Açar, kadınların evde, işyerinde, sokakta aynı sorunları yaşadığını, ancak yalnızlaştıkça daha da çaresiz hale geldiklerini belirtti.
Pandemide kadınların ev içinde yaşadığı sorunlara değinen Açar, kadına yönelik şiddet vakalarına karşı hukuki mücadelenin dahi tek başına çözülmesinin oldukça zor olduğunu belirterek, bu örneklerle dayanışmanın öneminin ortaya çıktığını vurguladı.
Kurtuluş Semt Evi’nin bu anlamda, bir nefes alma alanı oluşturacağını kaydeden Açar, söyleşilerle bilinçlenileceğini, yasal hakların öğrenileceğini, derslerinden geri kalan çocuklara destek olunacağını, şiddete uğrayan kadınlara destek eli uzatılacağını, kreş için mücadelede bulunulacağını ve hayatın dayanışmayla güzelleşeceğini söyledi.
Açılış Yapıcılar müzik grubunun sunduğu müzik dinletisinin ardından sona erdi.
