Onlar böyle yönetiyor; ülkemizi bir avuç azınlığın çıkarları için yağmalıyorlar.
Hizmet dedikleri, kamu kaynaklarını patronların kasasına aktarmaktan başka bir şey değil.
Bu nedenle insana, emeğe, doğaya dair ne varsa düşmanlar.
Onların yönetimiyle buraya kadar.
Orman yangınları söndürülemiyor. Söndürülen yangınlar sonrasında ortaya çıkan tablo ağır. Hektarlarca orman yok oldu, insanlar evlerinden oluyor, binlerce hayvan ölüyor.
Bu tablo insanlarımızı umutsuzluğa sürüklüyor.
Fakat bir de memleketine sahip çıkan bir halk var.
Yangını söndürmek için hiç tereddüt etmeden hayatını tehlikeye atan binlerce emekçi var. Evi yanan insanlara evini açan emekçiler var.
Yangın sırasında yaralanan hayvanların yardımına koşanlar, en küçük imkanını söndürme çalışmaları için seferber edenler, ormanı için nöbet tutanlar, ülkenin her yanında yardım malzemelerini bölgeye iletenler…
Bu düzenin ülkeye dayattığı umutsuzluğun karşısında memleketi için her şeyi yapmaya hazır milyonlarca emekçi var.
Artık halk inisiyatif almalı ve bu ülkeyi yönetebileceğini göstermeli.
Yönetebiliriz; bilimle, akılla ve milyonlarca emekçinin örgütlü gücüyle.
Memlekete sahip çıkmak için her köşesinde yan yana geliyoruz.
Sokağımızdan başlayarak memleketimizi savunmak için dayanışma komitelerini büyütüyoruz.
BOYUNEGME_Sayı345_4Agustos-2
