Bu düzende sermaye her şeyden önce geliyor
İnsanlık unutamayacağı, unutmaması gereken günlerden geçiyor. İçinde yaşadığımız düzenin bizi mecbur bıraktıklarıyla aklın ve vicdanın bizlere söyledikleri arasında büyük bir çelişki söz konusu. Doğa ile insan ilişkisinin, ülkeler arası ilişkilerin ve insanların kendi aralarındaki ilişkilerin hepsinde çuvallayan bir düzenle karşı karşıyayız.
Salgın karşısında alınması gereken tedbirler, insanların salgın karşısında sağlık ve yaşamlarının koruma altına alınması için aklın ve bilimin söylediği şeyler ile hayata geçirilenler arasında görünür bir farklılık var. İnsanların algılamakta zorlandığı, binlerce, belki on binlerce insanın göz göre göre salgın nedeniyle ölümüne neden olan bir fark.
ABD’de, Avrupa Birliği’nde, Türkiye’de, kısaca Küba gibi bir iki istisna dışında kalan tüm ülkelerde yönetenler aynı nakaratı tekrarlıyorlar. “Bu süreci ekonomik olarak en az zararla atlatmak için elimizden geleni yapacağız”
Ardından patronlara sunulan destek ve güvenceleri sıralıyorlar. Hatta bazı ülkelerde, bizde olduğu gibi, yönetenler bu salgının ülke ekonomisi için bir fırsat yaratacağından bile bahsediyor.
Elbette insanların aç ve açıkta kalmaması, toplumsal yaşamın devamlılığının sağlanması gerekiyor. Salgın nedeniyle insanların yaşam koşullarında oluşabilecek gerilemeye karşı tedbirler alınmasında da hiçbir tuhaflık yok.
Ama bu düzende ekonomik hayatın güvenceye alınması denilince tek akla gelen patronların kasalarının ve kârlarının güvence altına alınması oluyor.
Milyarlarca dolarlık destekler açıklanıyor bir çırpıda.
Devletler ellerindeki fonları, kaynakları sermayenin hizmetine sunuyorlar tereddütsüz.
İhaleler, sözleşmeler salgın falan dinlemiyor. Bomboş duran havaalanları, köprüler için tıkır tıkır dolarlar ödenmeye devam ediyor. Yurttaşların faturaları, kredi borçları özel şirketler lehine devlet tarafından güvence altına alınıyor.
Ve salgını durdurmak için alınan tedbirlerin her birinde patronlar için birer istisna yaratılıyor. İnsanlara evlerde kalın çağrısı yapılırken işçilerin her koşulda işe gitmesi, sömürünün devam etmesi için elli bin istisna getiriliyor.
boyunegme_216_dijital