ASKER YAPAR, PATRON YAPTIRIR
12 Eylül darbesi bir askeri darbeydi. Sadece Türkiye’de değil, dünyada darbeleri askerler yapar ama asıl yaptıran hep başkadır. TÜSİAD yaptırır, NATO yaptırır, ABD yaptırır…
Yapan, yaptıran bir yana… Darbeler hep sermaye düzeninin, sömürünün devamı için yapılır. Patronlar için yolun sonu göründüğünde, demokrasi treninden inerler ve zorbalık trenine binerler.
Onlar için çok fark yoktur: Demokrasi dedikleri zaten sömürücülerin demokratik diktatörlüğüdür. Diktatörlüğü demokratik yollarla sürdürmek mümkün olmadığında başka yollara sıra gelir.
Darbeler bu yüzden “asker kafasıyla” yapılsa da patron aklıyla planlanır.
Asker – sivil oyunu
Sermaye iş bölümünü sever. Devlette de sever. İşbölümü oyunun devam etmesini sağlar.
Sivil siyasetçiler krediyi tükettiğinde, ülkeyi “demokratik yoldan” yönetmek zorlaştığında, asker sahneye çıkar: Hem milleti, hem parlamenter rejimi kurtaracak, demokrasiyi rayına koyacaktır!
Halk oyundan sıkıldığında roller değişir.
Memleketi askeri vesayetten kurtarma oyununa geçilir.
Demokrasi denildiğinde hep aynı soruyu sormak lazımdır: Hangi sınıfın demokrasisi.
Sivil yönetim denildiğinde hep aynı soruyu sormak lazımdır: Hangi sınıfın yönetimi.
boyunegme186_dijital