Daha bir ay önce gazetecilere yaptığı açıklamada, “Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin başında olduğu sürece, teröre destek veren ülkelerin kesinlikle NATO’ya girmesine biz ‘evet’ diyemeyiz” diyordu Erdoğan.
Diklenmesi sadece bir ay sürdü.
Haftalardır Erdoğan’ın NATO’ya “diklenmesini” manşete taşıyanlar, şimdi hiç vakit kaybetmeden NATO övgüsüne, kararın halklar için ne kadar “olumlu” olduğuna dair masallara başlayacaklar.
Dün Türkiye-İsveç-Finlandiya-NATO zirvesinden çıkan sonuç ne Türkiye ne de dünya halkları için en ufak olumlu bir yan taşıyor.
Bu karar savaşı genişletme, halkların geleceğini yok etme kararıdır!
Savaş tüm dünyada emekçiler için ya cephede kurşun ve bombayla ya da cephe gerisinde açlık ve yoksulluğa itilerek ölüme terk edilmek anlamına geliyor.
Patronlar için ise bu savaş ceplerini dolduracakları yeni olanaklar sunuyor. Onlar ceplerini doldurmaya devam edecek, emekçiler ölüme terk edilecek.
Dün Erdoğan’ın, adı geçen iki ülke ve NATO’yla imzaladığı anlaşmanın özeti budur.
İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girmesi, dünyanın en büyük terör örgütü olan NATO’ya yeni olanaklar sunarken, bu olanaklar savaşın çok daha tehlikeli şekilde yayılması anlamına geliyor.
Dünya bir ayrıma doğru hızla yol alıyor. Ya bu emperyalist barbarlığın savaş aygıtı insanlığın geleceğini yok edecek çok kanlı yeni sayfalar açacak ya da emekçiler bu barbarlığa karşı ayağa kalkıp iktidarı alacak.
TKP ikincisinin, yani emekçi halkın iktidarının gerçekleşmesi için elinden geleni yapacaktır. NATO yenilecek, halkımız kazanacak!
Türkiye Komünist Partisi