Türkiye’de uyuşturucu kullanımının her geçen gün artmakta olduğu artık her türlü istatistiğe yansıyan bir gerçek. Madde kullanımı, üniversiteli ve liseli gençleri mevcut sorunlar, gelecek kaygısı ve çıkışsızlığın neden olduğu öfkeden uzaklaştırmanın bir aracı olarak piyasa düzeni tarafından teşvik ediliyor.
1) Uyuşturucunun emekçi mahallelerinde, kampüslerde ya da liselerde artık kolaylıkla erişilebilir olması sistemin istenmeyen değil açıkça tercih edilen başlıca çıktılarından biri haline gelmiştir. Bu durumun birincil sorumlusu gençlerin zehirlenmesinden çıkar sağlayanlar yani bu düzenin sahipleridir. Holdingler, tarikatlar, mafya grupları ve onların siyasi uzantıları zehri gençliğin damarına zerk eden başlıca unsurlardır.
2)Gençler üretim süreçlerinin ve toplumsal hayatın bir parçası olmaktan çıktıkça pek çoğu yaşamdan soyutlanarak sadece bu maddeler yoluyla “tatmin olma” arayışına ve yalnızlığa itilmektedir. Bu süreç, gençlerin sadece tüketici varlıklar haline getirilmesi ve bu düzene bağımlılık zincirleriyle mahkum edilmesi için sistematik bir biçimde işletilmektedir.
3)Ülkemizde nereye adım atarsak karşımıza çıkan, aklı başında her yurttaşın isyan ettiği, her mahallenin başat sorunları arasında sayılan bu yakıcı meseleye karşı hiçbir çözüm yolu, rehabilitasyon programı ya da uyuşturucu ağları ile gerçekten bir mücadele söz konusu değildir. Bu nedenle uyuşturucuya karşı mücadele; ülkesini seven, bu topraklarda eşit, özgür bir geleceğin hayalini kuran herkes için için öncelikli gündemlerden biridir. Uyuşturucu çeteleri ve onları arkalayanlarla olduğu gibi uyuşturucu bağımlılığı ile de mücadele edilmeli, madde kullanımının daha fazla yaygınlaşmasına müsaade edilmemelidir.
4)Son yıllarda madde kullanımı liberal çevrelerin de etkisiyle çarpık bir “özgürlük” tanımı etrafında tartıştırılarak meşrulaştırılmak istenmiş, bunda da kısmen başarı sağlanmıştır. Kişiyi izole edip zincirleyen, toplumsal mücadelelerden uzaklaştıran, sağlığını bozup uyuşturan, erken yaşta ölüme sürükleyen yani acz içinde bırakan hiçbir unsur onu özgürleştirmez. Bağımlılık yapıcı etki düzeyi ne olursa olsun uyuşturucu maddelerin yasallaşmasını savunan, eğlence için kullanımını kabul edilebilir gören her türlü fikir, bilinçli ya da bilinçsiz olarak bu alçak sömürü düzeninin sorgulanmamasına ve ömrünün uzamasına yardımcı olmaktadır. Kişinin yaşadığı toplum üzerinde bir iddia sahibi olabilmesi özgür olmasının da birinci koşuludur. Genç insan, onu işsizliğe, geleceksizliğe, bazen açlığa mahkum eden bu çürümüş düzene karşı mücadelenin zorunluluğunu kavrayarak ve mücadelenin içinde özgürleşecektir.
5) Türkiye Komünist Gençliği olarak uyarıcı/uyuşturucu maddelere karşı başlattığımız bu savaş aynı zamanda uzattığımız bir dost elidir. Elimizi tutarak, sesimize ses olarak kampüslerde, liselerde, mahallerde yürüteceğimiz bu büyük kavgaya omuz verin.
Bağımlılığa karşı yaşamın dozunu yükseltmeye çağırıyoruz!