Türkiye’nin tüm sağlık göstergeleri derin sınıfsal eşitsizliği ve çelişkileri gözler önüne sermektedir. Geliri en yüksek kesim oldukça “iyi” sağlık göstergelerine sahipken, kalp damar hastalıkları, kanser, psikiyatrik sorunlar geniş emekçi yığınlarının yaşamının ayrılmaz bir parçasına dönüşmüştür. Bebek ölüm hızı, doğumda beklenen ömür gibi temel sağlık göstergelerinde de emekçi sınıflar açık ara geridedir.
Uzun yıllar bölgeler ve kent-kır arasında kendini gösteren sağlıktaki eşitsizlik artık kentler içinde, mahallelere göre kendini göstermektedir. Bu eşitsizlikten toplumsal dokumuz bir bütün olarak etkilenmektedir.
Günümüzde Türkiye’de sağlık hizmetleri her yönüyle tipik bir kapitalist ülke görünümündedir: Kişi başı sağlık harcaması ekonomik dalgalanmalara rağmen sürekli artmakta ve bu artışın toplamından özel sektör faydalanmaktadır. Sosyalist iktidarımızda öncelikle piyasayı oluşturan özel hastane zincirlerini, sağlık tekellerini, özel hekimliği, devlet hastanelerinden döner sermayeyi kaldıracağız. Bütün hastaneler, poliklinikler, ilaç fabrikaları, sağlık teknolojisi üreten firmalar devletleştirilecek.
1- Sosyalizm insanın insanı sömürüsünü engelleyerek toplum sağlığını geliştirecek.
2- Sağlık hizmetleri sermayenin değil kamunun kontrolünde olacak.
3- Sağlık hizmetlerinin örgütlenmesinde toplumun en küçük birimlerinden başlayarak örgütlenen basamaklı bir sistem yaratılacak.
4- Sağlık eğitimi parasız olacak, sağlık emekçileri toplumcu sağlık donanımı kazanacak
5- Sağlık alanında bilim üreten enstitüler kurulacak, ilaç, aşı ve tıbbı teknoloji Türkiye’de üretilir hale gelecek
6- Sağlık örgütlenmesi toplum katılımını içerecek
7- Sağlık alanında halklar arasında dayanışmaya önem verilecek
8- Sağlık hizmetleri ve finansmanı tamamen merkezi planlamaya bağlı olacak
TKPnin_Cozumu_07_saglik