Kapitalist düzenin dünyaya yığdığı sorunların, ekonomik çöküşlerden iklim krizine, kuraklıktan topyekûn savaş tehlikesine kadar insanlığı bir uçurumun eşiğine bıraktığı görülüyor. Bu koşullarda iyimserlik üreten tek olgu, emperyalizm çağının aynı zamanda sosyalizme geçiş çağı olmasıdır.
Egemenlik ve halkların dostluğunu önceleyen bir dış politika ancak bizim yönettiğimiz bir ülkede mümkün olabilir.
Bizim yönettiğimiz ülkede atacağımız adımlar ne olacak?
- NATO’yu ve emperyalist güçleri sınır dışı edeceğiz
Sosyalist devrim sadece sermayeyi koruyan gerici güçleri değil onun iç içe geçtiği NATO’yu da Türkiye’de yenmek demektir. Dolayısıyla Türkiye’ye sosyalist bir iktidarın gelmesi NATO’nun Türkiye’de bitirilmesi anlamına gelecektir.
- Sosyalist Türkiye hiçbir kapitalist ülke ile diğer ülkelere karşı müttefiklik ilişkisi kurmayacak
Türkiye’nin dış ticarete, saldırmazlık politikalarına, su, enerji ve ticaret yollarının ortak kullanımına ihtiyacı olacağı açıktır. Bu ihtiyacı karşılamak adına, özellikle komşu ülkelerle sınırları garanti altına alan, akarsular, denizler ve enerji paylaşımlarını adil bir şekilde çözen anlaşmalar gerçekleştirilmeye çalışılacaktır.
- Sosyalist Türkiye yayılmacı özellik göstermeyecek
Sosyalist Türkiye Cumhuriyeti hiçbir ülkeden toprak kazanmak, hammadde kaynaklarına el koymak, haksız bir ticari kazanç elde etmek, borç batağına sürüklemek gibi uluslararası sömürü araçlarını kullanmak üzere hareket etmeyecek.
- Kıbrıs’ın geleceği Kıbrıs halkı tarafından belirlenecek
1974’te Yunanistan’daki askeri cunta eliyle Kıbrıs’ta gerçekleştirilen faşist darbe ve akabinde Türkiye tarafından gerçekleştirilen ve bir işgalle sonlanan müdahale adanın bugünkü durumunu şekillendirmiştir. Oysa Kıbrıs halkı üzerinde Türkiye ve Yunanistan’ın herhangi bir tasarrufu olamaz. Kıbrıs’ta bulunan Türkiye askerleri geri çekilecektir. Kıbrıslı Türklerin ve Rumların kendi iradeleri ile Kıbrıs’ın geleceğini belirlemesine saygı duyulacaktır.
- Doğu Akdeniz’de bulunan kaynaklar piyasa mekanizmaları dışında değerlendirilecek
Sosyalist Türkiye enerji paylaşımında enerji tekellerini meşru görmeyen bir yol izleyecek. Enerji kaynakları Doğu Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin halkları tarafından adil ve doğal hayatın korunmasına öncelik verecek şekilde paylaşılmalıdır.
- Yunanistan’a dönük, Ege’nin iki yakasında egemen sınıfların ekmeğine yağ süren kışkırtmalara son verilecek
Emperyalist güçlerin Yunanistan üzerinden bir provokasyona girişmesine izin verilmeyecek. Milliyetçi kışkırtmalara izin verilmeyeceği gibi, Sosyalist Türkiye ülkeye yakın adaların silahlandırılmasına karşı çıkacak, Ege Denizi’nin özellikleri nedeniyle Yunanistan sermayesinin karasularını 12 mile çevirme fırsatçılığı kabul edilmeyecek.
- Karadeniz ve Boğazlar’da Sosyalist Türkiye’nin güvenliği öncelikli olacak
Sosyalist iktidarımız Karadeniz’in güvenli ve emperyalist müdahalelerden uzak bir deniz olmasını ilke olarak benimseyecek, ayrıca Karadeniz’in ekolojik olarak korunması için kıyısı olan ülkelerle yapıcı görüşmeler gerçekleştirecek.
- Dünyanın kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlardan arındırılması ve silahsızlanma için mücadele edilecek
Sosyalist Türkiye, güvenliği açısından gerektiği kadar silahlanacak. Öte yandan dünya çapında barışın sağlanması için mücadelede öncü rolü oynayacak, genel silahsızlanma için çaba harcayacak ve kimyasal, biyolojik ve nükleer silahların yasaklanması da barış mücadelesinin bir unsuru haline getirecektir.
- Sosyalist Türkiye AB’ye bağımlı olmaktan kurtarılacak
Türkiye her ne kadar AB’ye girmediyse de Türkiye sermayesinin çıkarlarını AB emperyalizminde araması Türkiye’yi birçok bakımdan AB’ye bağımlı kılmaya yetmiştir. Sosyalist Türkiye öncelikle Gümrük Birliği Anlaşması’nın geçersiz olduğunu ilan edecek. AB ile imzalanan Geri Kabul Anlaşması iptal edilecek: İklim, enerji, çevre ve benzeri konularda da emperyalist ülkelerin çıkarına dayalı anlaşmaların değil, kaynakların adil paylaşımına dayalı anlaşmaların parçası olunacak.
Sosyalist devrimden sonra dış politikada atacağımız tüm adımlarımız şöyle:
TKPnin_Cozumu_09_dispolitika-2