Son yıllarda ülkemizde etkisini giderek daha fazla hissettiren gençlerin geleceklerine dönük yaşadığı belirsizlikler, laikliğe karşı işlenen ağır suçlar, üniversitelerdeki niteliksizleşme ve bunlara paralel şekilde artan hayat pahalılığı özellikle öğrenciler içinde günden güne daha büyük bir öfke uyandırıyor.
Bu öfke bir tarafta çaresizlik ve ümitsizlik duvarına toslamaya devam ederken öbür tarafta giderek daha fazla sayıda öğrenciyi ülkesi ve halkı için politik mücadeleye sevk ediyor. Gençlerin siyasete ilgisinin günden güne artması kuşkusuz olumlu bir gelişmedir.
Ancak tam da bu noktada bağımsız ve egemen bir ülkenin, planlı ve devletçi ekonominin, laik bir toplumsal düzenin arkasında saf tutan devrimci gençliğin üstlenmesi gereken önemli görevlere dikkat çekmek istiyoruz.
Son gelişmelerin tekrar tekrar ortaya koyduğu gibi öğrenci gençliğin öfkesi kimi karanlık odaklar tarafından bilinçli bir ajanda dahilinde ve düzenle gerçek bir hesaplaşmanın önünü kesecek şekilde yanlış taraflaşmalara sevk edilmekte ve öğrenciler arasında ırkçılık tırmandırılmaya çalışılmaktadır.
Eşitliğin düşmanı hiçbir ideoloji Cumhuriyet’in de laikliğin de yanından geçemez. Bu memleketin işçisine, öğrencisine çare üretemez.
Biz oynanmakta olan oyunu görüyor ve uyarıyoruz: Hiçbir öğrencinin yurt odalarında, yemekhane masalarında, amfi sıralarında ırkçılığa maruz bırakılmasına izin vermeyeceğiz.
Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni değil; her geçen gün kârlarına kâr katıp semiren, onların aralarına düşmanlık tohumları serpip bundan faydalanan para babaları, haramilerdir düşman!
TKP’li gençler olarak bu bilinçle mücadeleye devam ediyor, öğrencileri saflarımıza çağırıyoruz.
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim…
