Küba ekonomik olarak son derece zor bir dönemden geçmekte iken ortaya çıkan pandemiyi sosyalizmin ilkelerine göre yönetti. İlaç tekellerinin, patron kulüplerinin, sermaye sınıfının çıkarına göre değil, halkın ihtiyaçlarına göre tüm adımlar atıldı. Her aşamada bilimsel bir planlama çalışması yürütüldü.
Aylardır Covid-19’a karşı örnek bir mücadele sergileyen, yalnızca kendi halkı için değil tüm dünya için yararlı olacak aşı ve ilaç araştırmalarını sürdüren ve üç etkili aşıyı dünyaya armağan eden bu küçük ülke, şimdi toparlanmaya dönük yeni adımlar atıyor. Halkın sağlığını korumak adına gerekli en üst düzey önlemler sürmekte iken, kontrollü bir şekilde ekonomik gelişmenin önü açılıyor. Küba’da bugün çocuklar okula döndü, ülke planlı bir şekilde turizm faaliyetlerine tekrar başladı, havalimanları ilk ziyaretçilerini yeniden kabul etti.
Bir emekçi cumhuriyetindeki bu gelişmeler, barbarlığın değil insanlığın hüküm sürdüğü başka bir dünya mümkün dedirtiyor. Emperyalistlerin paranın gücüyle, yalanla, silahla neredeyse yok ettikleri aydınlık bir gelecek umudunu yeniden yeşertiyor.
Böyle oldukça da emperyalistlerin Küba ile dertleri bitmiyor! Asılsız dedikodularla, fonlarla besledikleri karşıdevrimci ajanlarla, ve en önemlisi altmış yıldır sürdürülen bir soykırım suçu olan abluka ile Küba’yı dize getirmeye çalışıyorlar. Kim bilir kaçıncı kez, Küba’da barışı, toplumun huzurunu, güvenliği tehdit etmeye dönük girişimlerde bulunmaktalar…
Bu girişimlerin farkındayız. Küba’nın dostları amaçlananın ne olduğunu gayet iyi görüyor. Güya “demokrasi”, “barışçıl protesto” gibi sahte taleplerin arkasında Küba sosyalizmini devirme hedefinin bulunduğunu biliyoruz.
Onlar da şunu bilsin ki, Küba halkını açlığa terk etme niyeti taşıyanların bu ülkeye dair en ufak söz söyleme hakları yoktur.
Sosyal medyadan, basından korsan bildiriler yayınlayarak, ülke hakkında tüm dünyaya yanlış bir izlenim vermeye çalışanlar, Küba’nın egemenlik haklarına müdahale etmeyi aklından geçirenler başarısız olacak. Küba halkı, tıpkı bugün olduğu gibi sokaklarda coşkuyla, kararlılıkla ve bilinçle sosyalizmi savunmaya devam edecek. Tıpkı bugün olduğu gibi “Ben Fidel’im!” diye haykıracak, kadınlar ve erkekler, çocuklar ve yaşlılar… Dostları da Küba ile dayanışmaktan bir an bile vazgeçmeyecek.
Sosyalist Küba yaşayacak!
Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komite