Kamusal varlıklarımız, demir-çelik fabrikalarımız, Türkiye Elektrik Kurumu, Sümerbank, Etibank, Şeker Fabrikalarımız ve daha niceleri yok pahasına sermayeye devredildi. Bu talan devam etmektedir.
“Ekonomiden devlet elini çekmelidir” politikası son yirmi yılın değil, kapitalist sistemin özüdür.
Devlet ekonomiden elini çekince, yaşamak için temel ihtiyaçlarımız da dahil, her şey özel sektörün eline geçmektedir. Özel sektör ise doğası gereği ihtiyaca değil, elde edeceği kazanca bakmaktır.
Bir kere sömürünün çarkları dönmeye görsün. Kar topu gibi büyür, doğamızı ve bizi dişlilerinin arasında ezer. İşte bugün geldiğimiz nokta da budur. Dünyamız ranta “feda” edilirken, ülkemizde bu “fedakarlıktan” payını alıyor. AKP dönemi talanın hızlandırıcısıdır ama tek nedeni değildir. Özelleştirmeye ve sonrasındaki tahribata, sermayeden yana olan tüm kurumlar yol vermiştir.
Çeşme’de TURBAN otelinin özelleştirilmesi sonrası yıkılması ve sonrasında daha büyük bir yapının inşa edilmesi DYP-SHP koalisyonu dönemindedir.
Alaçatı Port adı ile halen devam etmekte olan, kıyıları kamuya kapatan projeye ses çıkarmayanlar bu talan düzeni devam etsin istemektedirler. 154 kuş türüne ev sahipliği yapan sulak alanın, yatlar villaların önüne bağlansın diye kazılmasına ses çıkarmayanlar, bu sömürü düzeninin devamından yana olanlardır.
Çeşme’yi dört bir yandan saran Rüzgâr Enerji Santralleri için, dönemin belediye başkanı “izinleri benden önceki başkan verdi” demişti. Öte yandan durdurmaya yetkisi vardı. Yetkisi olmasına rağmen inşaatları durdurmayanlar, sömürü düzeninin devamından yana olanlardır.
Çeşme’nin en merkezi yerlerinde inşaat ruhsatlarına aykırı yapılan ve yapılmakta olan “rezidansları” ellemeyenler, sömürü düzeninin devamından yana olanlardır.
SİT derecelerinin düşürülerek betonlaşmaya karşı çıkmayanlar, talan düzeninin devam devam etmesinden yana olanlardır.
Aya Yorgi koyu imar planının bakanlıkça yapılmasını, belediye meclisini çiğnemekle eleştiren, ama burayı imara açamazsınız demeyenler; sömürü düzeninin devamından yana olanlardır.
Çeşme projesinin yapılmaması için çalışanları “vatan haini” ilan edenler, sömürü düzeninin devamından yana olanlardır.
Beton ayak izi, toplam alanın %1,2 imiş. Şimdilik!
Turban yıkıldı, yerine daha büyüğü yapıldı. Sheraton ek binaları yıkıldı yerine daha büyüğü yapılıyor.
Alaçatı Port aldı başını gidiyor.
Çeşme’nin hemen her köşesinde imara aykırı yapılar artıyor.
Sizce Çeşme projesi de bu haliyle kalır mı? Yoksa tüm yarımadamız ranta kurban olur mu?
Artık yalanlara kanmayalım.
Ayağa kalkalım, talanı durduralım. Gelecek kuşaklar için, yaşam alanlarımızın daha fazla tahrip edilmesine izin vermeyelim.
TKP Çeşme İlçe Örgütü