Bundan 12 yıl önce Taksim Gezi Parkı’nda ülke tarihimizin en büyük ayağa kalkışlarından biri yaşandı.
Halkın hiçbir engel tanımayarak sokaklara indiği, ülkenin her kentinde meydanları doldurup taşırdığı, AKP iktidarının talimatıyla kesintisiz süren polis şiddetine boyun eğmediği büyük bir direnişe tanıklık etti bu topraklar.
Gezi’de başlayan ve tüm ülkeye yayılan Haziran Direnişi, en karanlık günlerde dahi ülkemizden, halkımızdan umut kesilmeyeceğinin başlıca kanıtlarından biri olarak tarihte yerini aldı.
Şimdi aradan 12 yıl geçti ve bunca yılın ardından Gezi günlerinde ayağa kalkan, boyun eğmeyen halkımız hâlâ düzen temsilcilerinin korkusu olmaya devam ediyor.
Bitmedi bu korkuları ve hiçbir zaman da bitmeyecek!
Haziran’dan 12 yıl sonra bu kez 19 Mart’ta yaşanan ayağa kalkış, düzen temsilcileri adına yaşanan korkunun ne kadar haklı, halkımız adına ise Haziran Direnişi’nin kazandırdığı mirasın ne kadar gerçek olduğunu gösterdi.
Bugün ülkemiz bir kez daha, üstelik çok daha büyük bir yol ayrımına doğru hızla sürüklenirken Haziran günlerini hatırlamalıyız.
İktidar ve muhalefetiyle düzen siyasetinin bütünü eliyle büyük bir sermaye uzlaşısının taşları döşenmeye, bu uzlaşının belgesi olarak yeni bir anayasa düzenlemesine gidilmesi doğrultusunda adımlar atılıyor. Buradan halkımızın payına daha fazla karanlık ve daha fazla yoksulluk düşeceği ise ortada.
Bugün Yeni Osmanlı hayalleriyle ülkemizin cumhuriyetçi birikiminden kurtulmaya çalışanlar, tarikat ve holding düzenini dokunulmaz hale getirmek isteyenler karşılarında Gezi günlerinde olduğu gibi halkın iradesini bulmalı.
Haziran’ın bize gösterdiği en büyük dersi ciddiye almak, örgütlü bir halkın Haziran’da ortaya çıkan iradeden çok daha fazlasını yapabileceğini, bu düzene son verebileceğini göstermek zorundayız.
Bunu başaracağımıza inançla, 12. yılında halkımızın büyük ayağa kalkışını, Haziran Direnişi’ni bir kez daha selamlıyoruz!