TKP Üyeleri, Dostları ve İşçilere Sözümüzdür
Dün memleketin dört bir yanında 1 Mayıs alanlarında yerini alan TKP üyelerini, dostlarını ve emekçi halkımızı kutluyoruz.
Yoksulluğun derinleştiği, gerici karanlığın üzerimize çöktüğü, eşitsizliklerin arttığı bu günlerde, “Patrona, zorbaya diz çökmeyiz” diyerek TKP saflarında yürüyen tüm işçilere teşekkür ediyoruz.
Bu karanlık tablo, AKP’siyle, tarikatıyla, holdingiyle, emperyalist ülkeleriyle bu sömürü düzeninin eseri.
Yıllardır hükümet ve muhalefet ağız birliği etmiş, bu düzene mahkûm olduğumuzu anlatıp duruyor. AKP iktidarı güzel ülkemizin yaşanamaz hâle gelişine boyun eğmemizi bekliyor. Düzen muhalefeti ise her seferinde AKP’ye can simidi olmaktan öte bir işlev yerine getirmiyor. El birliğiyle halkı büyük bir umutsuzluğa sürüklüyorlar. Ülkenin ışığını böyle böyle söndürdüler.
Ancak içinden geçtiğimiz şu günler ve 1 Mayıs bir daha gösterdi ki, boyun eğmeyenler var.
1 Mayıs’ta eşitlik ve laik, bağımsız, sömürüsüz bir Türkiye talebiyle yürüyen işçiler, emekçiler, öğrenciler ve aydınlar umudu temsil ediyor.
Bu ülkeyi seviyor, emekçi halkımıza güveniyoruz.
TKP’yle yürüyen, partimizi çoğaltan ve güçlendiren, yüreğini yüreğimize, sesini sesimize katan tüm dostlarımızı TKP’de örgütlenmeye davet ediyoruz.
Sömürünün ortadan kalktığı, herkesin eşit bir şekilde yaşadığı, sosyalist bir düzen kuracağız.
İçişleri Bakanlığı’na Sözümüzdür
Partimiz 2025 yılı 1 Mayıs’ında Kartal Meydanı’nda miting düzenlemek için ocak ayında İstanbul Valiliği’ne bildirim yaptı. Fakat daha sonra siyasi gerekçelerle ayrı 1 Mayıs mitingi düzenleme kararımızdan vazgeçerek DİSK-KESK-TMMOB-TTB’nin düzenlediği Kadıköy mitingine katılma kararı aldık ve bu kararımızı uyguladık.
Bu karar, partimizin miting bildiriminde bulunduğu bir alana dair Bakanlık’ın Valilik’le birlikte sergilediği keyfi tutumun sonuçlarını ortadan kaldırmamaktadır.
İstanbul Valiliği, Türk-İş’in hiçbir bildirim yapmaksızın 1 Mayıs mitingini Kartal Meydanı’nda yapacağını açıklamasına ses çıkaramadı. Çünkü Türk-İş, konuyu İçişleri Bakanlığı ile bağlamıştı.
İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’ya “bir alan için ilk bildirimde bulunan kurum dışında o alanda miting düzenlenemeyeceği”nin yasada açık hüküm olduğunu hatırlatıyoruz.
Türkiye Komünist Partisi, İstanbul Valiliği’nden “miting yapacak alan” talebinde bulunmamıştı. TKP, Kartal’da miting yapacağını, gerekli evraklarla birlikte bildirmişti. Valilik, “Mitingi yasaklıyorum” diyemedi çünkü aynı alanda başka bir kurum miting yapıyordu!
TKP eğer daha önceden Kadıköy’deki mitinge katılım kararı almamış olsaydı, Kartal’da yaşanacakların sorumlusu İçişleri Bakanlığı ve sırtını iktidara dayayan Türk-İş yönetimi olacaktı.
AKP iktidarında ve kurumlarda keyfiliğin kurala dönüştüğünü biliyoruz. Bu 1 Mayıs, ortada ciddiyeti dikkate alınır bir kurumsallığın kalmadığını da göstermiştir. İstanbul Valiliği’nden Türkiye Komünist Partisi’ne iletilen “resmî” yazı, AKP iktidarının ülkeyi nasıl yönettiğinin belgesidir.
DİSK ve KESK Yönetimlerine Sözümüzdür
19 Mart’la beraber halkın yoğun katılım gösterdiği eylemliliklerde ortaya çıkan ortak hareket etme kültürünü zayıflatmamak için geçtiğimiz yıl aldığımız ayrı 1 Mayıs mitingi düzenleme kararımızdan vazgeçerek DİSK, KESK, TMMOB, TTB’nin inisiyatifiyle gerçekleştirilen 1 Mayıs mitinglerine katılma kararı aldık.
Tertip heyeti ve DİSK Genel Merkezi’nin rahatsız olduğumuz başlıklarda titiz olunacağına ilişkin samimi yaklaşımları bu kararı almamızı kolaylaştırdı ve Partimiz, Türkiye’nin birçok yerinde 1 Mayıslara büyük bir kitleyi, disiplin, coşku ve kararlılıkla taşıdı.
Ancak geçmişte rahatsız olduğumuz ne varsa bu yıl da fazlasıyla yaşandı. CHP ve DEM yöneticileri Kadıköy’de sahneye çıktı, Ekrem İmamoğlu ve Selahattin Demirtaş’ın mesajları okundu, bazı kentlerde CHP otobüsleri kürsü olarak kullanıldı. Yine her yıl olduğu gibi bütün kortejler alana girmeden miting başlatıldı.
Bu koşullarda DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayısları düzenleme iddiasından artık vazgeçmeli, CHP ve DEM yöneticileri diledikleri gibi hareket ettikleri mitinglerin hukuki ve siyasi sorumluluğunu da üstlenmeli, sendika ve kitle örgütlerini daha fazla yıpratmamalıdırlar.
TKP ise düzen partilerinin şov alanına çevirdiği mitingler için bir daha üyelerini, dostlarını seferber etmeyecek, emekçilere çağrı yapmayacak ve işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününü anlamına uygun bir içerikle değerlendirecektir.