Eğitim alınıp satılırsa hak olmaktan çıkar
Hep aynı şeyi yapıyorlar.
Önce parasız olan, devletin yurttaşa karşılıksız verdiği, ya da kâr amacıyla değil kamu çıkarı için yaptığı şeyleri kötülediler.
“Devlet işletmeleri verimsiz” ya da “Devlet hastaneleri çok çirkin, vatandaş özeli tercih ediyor.” Sonra kötüledikleri devlet hizmetinin daha da kötüye gitmesi için ellerinden geleni yaptılar.
Devlet işletmelerine yatırım yapmayıp, onlarca yılın birikimini çürümeye terk ettiler.
Hastanelerde bilinçli biçimde keşmekeş yaratıp, personel eksilterek hizmet almayı bir eziyet haline getirdiler.
Sonra ellerini ovuşturarak sahneye çıktılar ve “özelin ne güzel olduğunu” anlattılar.
Eğitimde bunu daha da zalimce, daha da kirli biçimde yaptılar.
Devlet okullarında hunharca bir imam hatipleştirme uyguladılar. Dindar yurttaşlar bile çocuklarını imam hatip okullarına yollamak istemezken, “halk istiyor” diyerek imam hatipleri büyüttüler.
Devlet okullarına kuruş harcamamayı seçtiler. Öyle ki, bu okullarda kışın ısınmak, yazın kavrulmamak için ailelerin para toplaması, “zorunlu olmadığı” her seferinde vurgulanan bağışların yapılması zorunlu hale geldi.
Kötü koşullarda verilen gerici eğitimden kaçmak için emekçiler kredi çekip, borç batağına girerek özel okullara koşturdu.
Devlet okullarında öğretmen açıkları sürerken, derslerin ağırlıklarıyla oynayıp dinci kadrolara yer açtılar, yüzbinlerce öğretmeni atamasız bıraktılar.
Bu da özel okul patronlarına yaradı, yüzbinlerce öğretmen işsizken karın tokluğuna angarya dolu bir öğretmenliği yapmaya razı etmek kolaylaştı.
“Özel güzeldir” diyenler, eğitimi mahvettiler.
Paralı olunca, alınıp satılınca eğitim bilimsel olmaktan da çıktı, bir hak olmaktan da!
İstanbul Üniversitesi: Siz vermediniz, öğrenciler aldı
Rektörlük önce yemeklere zam yaptı, sonra itiraz eden öğrencileri polise dövdürdü, en sonunda da zammı geri aldı. Bazıları yönetime teşekkür etti ama kutlanmayı hak eden hakkını arayan öğrencilerdi.
boyunegme203_dijital
