Haftalık siyasi dergi Boyun Eğme’nin 92’inci sayısı okurlarıyla buluştu. “Müfredatını da al git” manşetiyle çıkan dergi, haftanın siyasi olaylarını da değerlendiriyor.
Dergide yer alan bazı konu, başlık ve yazarlar şöyle:
Öğretim yılı yeni, yeni müfredat geri
AKP’nin Cumhuriyet’ten intikam planı
soL yazarı Prof. Dr. Rıfat Okçabol’un dediği gibi bu müfredatla AKP siyasal programı doğrultusunda yol alıyor ve hedef 2023’te Cumhuriyetle hesaplaşmayı bitirmek. Okçabol’un işaret ettiği gibi böyle bir hedef için bu işin en önemli sacayaklarından biri eğitim ve onun bir alt kolu müfredat. Laik eğitim alan, evrimi bilen, felsefe ve sanat dersleri alan insanın aklını tek kişiye teslim etmesini bekler misiniz? Müfredat tartışması sürerken Milli Eğitim Bakanlığı okullara kutlanacak belirli gün ve haftalar çizelgesi gönderdi. Çizelgede Kutlu Doğum ve 15 Temmuz vardı ama Cumhuriyet Bayramı yoktu!
Eğitimde devrim: Tevhid-i Tedrisat
Ümmetten ulusa geçişin temel kanunlarından biridir Tevhid-i Tedrisat; Bir ulus yaratma yolunda atılmış en önemli adımıdır. Sonuçları çok radikal oldu; Dini eğitim kaldırıldı, devrimden 4-5 yıl sonra kız ve erkeklerin ayrı ayrı okutulmasına son verilerek karma bir eğitime geçildi. 2 Mart 1926’da Maarif Teşkilatı Hakkındaki Kanun çıkartıldı. Fransız devriminin izinden gidilerek her yurttaş için parasız eğitim kural haline getirildi.
1945-1980: Eğitimde karşıdevrim yılları
Ancak devrimci cumhuriyetin ileri adımları kısa süre sonra durdu. Egemen sınıf, bu devrimlerin sonuçlarından ürküyor, sistemin daha “makul” bir çizgiye oturmasını istiyordu. Cumhuriyetçi devrimci çizgiden vazgeçilmesinin ilk işaretleri imam hatiplerin geri dönüşü ile ortaya çıkmıştır. Köy Enstitülerinin etrafında süren tartışmalar ve sonuçta bu tartışmaların Köy Enstitülerinin kapatılması ve imam hatiplerin açılması ile sonuçlanması Cumhuriyetin yeni yöneticilerinin sınıfsal yapısı ile uyumludur.
12 Eylül denklemi: Yüzde 25 laiklik, yüzde 75 Türklük ve İslâmlık
12 Eylül’ün başlattığı karanlık planı AKP tamamlıyor. Dağ taş imam hatip. Geriye kalan az sayıdaki okulu imam hatipleştirme ise yeni müfredatla tamamlanacak. Yeni müfredatın merkezinde eğitimi dini bir eğitime dönüştürme amacı duruyor. Evrim çıkarıldı, “erkeğe itaat” girdi. Cihat var, dolayısıyla “Atatürkçülük” yok. MEB Talim Terbiye Kurulu Başkanı Alparslan Durmuş müfredat savunması yaparken “evrim meselesine” ilişkin ilginç bir benzetme yaptı: “Bazı araçlar inanç konusu değildir, tornavidaya inanmam ama kullanırım.” 12 Eylül ile başlayan politik müfredatın dönüp geldiği yer işte burası.
Gericilikle barışılmaz dövüşülür! – Enver Aysever
Durum ciddidir. Gericilik iktidar gücüyle her yanda kafa tutmakta, insanların korktuğunu gördükçe daha bir fütursuzlaşmaktadır. Bu durumda, liberal savrukluğa kapılıp iletişim yolu aranamaz. Gericilikle sadece savaşılır. Bunun bir görev olduğunu bilerek, bencillikten kurtulup, sert ve ciddi bir tutum takınarak yapılmalıdır bu. Aksi halde ortaya çıkacak tablo asla düzeltilemez.
Ölümlerin gölgesinde bir tartışma: Ne yerli ne de milli – Aşkın Süzük
Savunma politikalarında ortaya çıkan dönemsel tercihler, AKP hükümetinin ve liderinin kendi siyasi istikbal hesaplarından kaynaklanıyor. Emperyalist sistemin içinde bulunduğu krizin yarattığı boşluklardan besleniyor. Buradan ne “yerli ve milli” bir politika ne de bağımsız bir savunma sanayi çıkar.
Dünya atmaya tutmaya müsait de nereye kadar? – Adile Kaya
AKP iktidarı Batı ile ilişkileri germe “lüksü”ne sahip daha doğrusu içinden geçtiğimiz dönem buna izin veriyor. Peki nereye kadar? Herkesin mevcut haliyle boşa düştüğünü bildiği AB’ye üyelik ya da Trump ABD’si ile iyice muğlaklaşmış ticari bloklaşmalardan ayrı düşünülemeyecek Gümrük Birliği güncelleme tartışmaları şimdilik hâlâ gerçek yaptırımlardan uzak kozların havada uçuştuğunu gösteriyor.
Emperyalist demokrasiler: Sıkışan her zaman genişlemez – Osman Çutsay
Uzun Soğuk Savaş yılları boyunca sosyalizme karşı antikomünist birer cephe ülkesi hizmeti veren bu iki ülkede, Türkiye ve Federal Almanya, bugün hâlâ sosyalizm herhangi bir toplumsal ağırlık taşımıyor. Bu “yokluk”, sandığa da yansıyor. Ancak Almanya’da farklı, bizde farklı.
Anlatılan bizim hikâyemiz – Nevzat Evrim Önal
Devrimin bilimi, ancak hareket halinde anlaşılabiliyor ve anlam kazanıyor. Bu yüzden Kapital, bir kere okunup kenara konacak değil, mücadele içinde tekrar tekrar dönülecek ve yeni okumalar yapılacak bir metin özelliği taşıyor.
Hepinize bol kariyersiz hayatlar! – Ayşegül Çakan
Bir şekilde aynı alanda çalıştığınız ya da hasbelkader yolunuzun kesiştiği insanlara nasıl davrandığınız, yardımlaşma, destek verme, hiç olmazsa iki lafla teselli etme gibi eylemler üretenlerin insanlık kariyeridir. Nakde çevrilmez, başkaca getirisi de yoktur kısa vadede. Ama şimdilerde unutulmuş gibi görünse bile hafızalardan kolay silinmeyecek “sınıf dayanışması” tam olarak budur.
Pandora’nın kutusunda unutulan ayrıntı – Yigit Günay
Geçen hafta, 1960’larda Antalya’daki Perge antik kentinden çalınan Herkül lahdi, Antalya Müzesi’ne getirildi. Lahit 2010’da İsviçre’ye sokulmaya çalışılırken fark edilmiş, soruşturma başlatılmıştı. Ancak gelebildi. Lahdin öyküsünü anlatacağız. Ama bunun için, başka şeyler anlatmamız lazım.