Haftalık siyasi dergi Boyun Eğme, 47’nci sayısıyla yarın okurlarıyla buluşuyor. Genç hemşirenin şort giydiği için belediye otobüsünde tekmelenmesi örneğini kapağına taşıyan dergi, “Uzlaşma değil mücadele zamanı” üst başlığı ve “Milli irade dediği yobaz tekmesi” manşetiyle çıkıyor.
Haftanın iç ve dış olaylarının değerlendirildiği Boyun Eğme dergisinde yer alan diğer konu, başlık ve yazarlar şöyle:
– Ahmaklar için yaşasın demokrasi (Özgür Şen)
Demokrasi, egemen olanın mutlak diktatörlüğünü kabul ettirmekten, güçlü sağ karşısında solu pes ettirmekten, ilericiliğe karşı gericilik karşısında havlu attırmaktan başka hiçbir şeye yaramıyor bu ülkede. Uzlaşma ve demokrasi konulu teslimiyetçi beklentiler sadece yenilen tekmeleri artırıyor.
– Umudu örgütleyeceğiz: Solcu Liseliler yola çıktı
Türkiye’de gericiliğin teslim alamadığı yeni bir liseli kuşak, daha fazlasını vermeye çoktan hazır. Geçen yıl liselilerin sırtını döndüğü gerici bloğa “Yüzünüzü görmek istemiyoruz” diye seslenen Solcu Liseliler, işte bu kuşağı daha örgütlü, daha dirençli, daha bilinçli ve daha hareketli kımak için kolları sıvadı.
– Cerattepe’de mücadele sürüyor 1922’den beri (Ahmet Çınar)
Patronların ve patron partilerinin gözü sadece son yıllarda değil, 1992’den beri Cerattepe’de… Bölgede ilk maden arama ruhsatı dönemin iktidarınca Kanada merkezli Cominco şirketine verildi. Mücadele o zamandan beri sürüyor. Artvin halkı o zamandan beri mücadele ediyor. İşte yaklaşık çeyrek yüz yıllık mücadelenin hikayesi…
– Devrim cephesi kendisini kurtarmak zorunda (Kemal Okuyan)
Hep söylediğimiz neydi: Laiklik duyarlılığı olanlar, eğer samimilerse, laiklik kavgasının kararlı miltinaı olan komünistlerin sosyalizm mücadelesine, en azından saygı duymalı. Bu artık yetmiyor. Şimdi doğrusu şudur; Gericiliğe, emperyalizme, zorbalıklara karşı mücadele, onu etkisizleştiren, kötürüm hale getiren ‘piyasacı’ güçlerden arındırılmalı: Piyasayı terk et de gel!
– Üniversitelerde KHK ‘temizliği’
On yıllardır üniversitelerde sürdürülen gerici kadrolaşma, 15 Temmuz sonrasında daha büyük bir cüretle sürdürülüyor. Dinci bir cemaatin devlet içindeki yapılanmasına bağlanan darbe girişimi bahanesiyle şimdi üniversitelerde muhalif kişilikli akademisyenler topun ağzında.
– Hak gaspına karşı çıkmak şart: OHAL KHK’lerine karşı başvuru yolları (Av. Ozan Gülhan)
Olağanüstü hal uygulamaları mutlak anlamda hukuk dışı bir hal aldı. KHK’ler ve KHK’ler uyarınca yapılan uygulamalar, hukuk mücadelesi gereğini ve olanaklarını ortadan kaldırmıyor.
– Berlin’de sağ içi cilveler tiyatrosu (Osman Çutsay)
Alman siyaset sahnesinde iki buçuk parti dönemi kapandı. “İki büyük kitle partisi ve iki küçük tamamlayıcı parti” dönemi bitiyor, bunu yerine birbirine yakın ağırlıklarda oy alabilen 6 partili bir sistem yerleşiyor.
– ‘Emperyalist bir kurum olan AB zayıflatılmalıdır’
İrlanda İşçi Partisi (WPI) Merkez Yönetim Kurulu Uluslararası İlişkiler Sekreteri Gerry Grainger ile Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği referandumu, İrlanda’nın birliği, İskoçya’nın bağımsızlığı, AB’nin geleceği ve NATO ile işbirliği konularına ilişkin bir röportaj gerçekleştirdik.
– 10 Eylül’den 96 yıl sonra: Tarihimize nasıl bakıyoruz? (Aydemir Güler)
Komünist hareketin tarihine bakışımız elbette “gerçekçi” olacaktır. Hayaller, efsaneler ve tevatürler tarihimizi anlayamayız. Ama bu toplumsal mücadeleler tarihinin “tarafsız” bir gözle tanımlanabileceği anlamına gelmez. Biz bu tarihte tarafız ve taraf olmak; ayırmayı, tasnif etmeyi, sahiplenmeyi ve reddetmeyi gerektirir.
be_47
