12 Eylül 1980 faşist darbesinin üzerinden tam 40 yıl geçti.
Sermaye sınıfının emek sömürüsünde sınır tanımadığı 40 yıl.
Darbeyi tezgahlayan emperyalizmin ve onun yerli ortaklarının ülkede yağmalanmadık tek bir karış bırakmadıkları 40 yıl.
Gericiliğin bir örümcek ağı gibi toplumun dokusuna işlediği, kadın cinayetlerinin, tecavüzün, çürümenin üstümüze bir karabasan gibi çöktüğü 40 yıl.
Tüm bunların gerçekleşebilmesi için her şeyden çok işçi sınıfı ve toplumun ilerici güçlerinin örgütlülüğünün ortadan kaldırılması gerekiyordu. 12 Eylül tam da bu sebeple halkın örgütlülüğünü yok etmeyi önüne öncelikli hedef olarak koydu.
Geçen 40 yıl içerisinde sermaye örgütsüz bir toplum yaratılmasında azımsanmayacak bir yol adı. Sonucu toplumun çözülme tehdidi ile karşı karşıya kalmasıdır.
Bu düzenin insanlara 12 Eylül darbesinin yarattığı enkazdan öte sunabileceği bir şey kalmamıştır.
Bugün Türkiye’nin ihtiyacı yeni, ileri ve insana yaraşır değerler etrafında toplumun yeniden inşasıdır. Bunun yolu da halkın örgütlü gücünün yaratılmasıdır.
Türkiye Komünist Partisi 100. yaşında işçileri, gençleri, bu ülkenin laik ve ilerici insanlarını eşit ve özgür bir Türkiye için örgütlenmeye çağırıyor.
Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez!