Türkiye Komünist Partisi, 2025 1 Mayıs’ına ülkenin dört bir yanında kitlesel şekilde katılım gösterdi. 30 ilde emekçiler TKP kortejleriyle yürüdü.
İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ta İstanbul Kadıköy’de düzenlenen miting için on binlerce işçi yağmurlu ve soğuk havaya karşın bir araya geldi.
Kadıköy İskele Meydanı’nda yapılacak miting için sendikalar, işçi örgütleri, siyasi partiler Haydarpaşa ve Söğütlüçeşme olmak üzere iki koldan Kadıköy Rıhtım Meydanı’na yürüyüşe geçti.
TKP Söğütlüçeşme’de kürsü kurdu
TKP’nin Söğütlüçeşme’de toplanma alanında kürsü kuruldu. Sanatçılar Senan Kara, Orhan Aydın kürsüden şiirlerle, sanatçı Gülcan Altan ve şef Haluk Polat yönetimindeki Ekim Korosu ise marşlar ve şarkılarla kortejdekilere seslendi.
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan da burada bir konuşma yaptı.
Okuyan “Dünyamızın hali Türkiye’nin halinin aynısı. Dünyada 750 milyon kişi açlıktan ölmemek için uğraşıyor. Dünyada 150 milyon kişinin başını sokacak evi yok. Dünyada gerçek işsiz sayısı 450 milyon. 750 milyon kişinin elektriğe erişimi yok. Ve arkadaşlar dünyada 720 milyon kişi derin, aşırı yoksullukla karşı karşıya. Bunların aylık geliri aşağı yukarı 2400 lira ve altı. Arkadaşlar niye anlatıyorum bunları biliyor musunuz? Bizler zaten ülkedeki büyük bir çoğunluk bu yoksulluğu, adaletsizliği yaşıyoruz. Ama bütün dünya böyle. Bu milyarlarca insanın çektiği karşısında bir avuç para babası muazzam zenginliklere sahip. Şimdi soruyorum size bu süper zenginler, holding sahipleri, tekel sahipleri sizlerden daha mı akıllıdır arkadaşlar soruyorum, daha mı akıllıdır?” dedi.
“Hayır” seslerinin yükselmesinin ardından sözlerine devam eden Okuyan “Peki bu zenginler, patronlar sizden daha mı çalışkan?” diye sordu.
“Neden böyle?” sorusunun yanıtının çok basit olduğunu dile getiren Okuyan “Birileri dünyanın bütün kaynaklarına el koymuş, enerji kaynaklarına, madenlerine, fabrikalara, işletmelere, tarımsal arazilere el koymuşlar, sonra insanlar neden aç, yoksul, elektriksiz, neden evsiz? Arkadaşlar işte bu yüzden yağmurun altında toplandık, hakkımızı istiyoruz” dedi.
Okuyan: Siyasi iktidara el koymamız gerekiyor
“Hakkımız nedir?” diye soran Okuyan “Fabrikalar, tarlalar, siyasi iktidar, her şey emeğin olacak” sloganını hatırlattı ve şu ifadeleri kullandı:
“Arkadaşlar orada en son sıradaki siyasi iktidar, ilk yapmamız gereken şey. Kurtuluşumuz için burada bayraklarımızı daha daha yukarı kaldıran bizler, ‘Yaşasın 1 Mayıs’ diyen bizlerin siyasa iktidara el koyması gerekiyor.”
“Türkiye büyük bir ülke, çoğalmamız gerekiyor” diyen Okuyan şu ifadeleri kullandı:
“Bugün İşçi Bayramı. Bayram bizim neyimize geçelim. Bugün mücadele günü. Önce hepimizin aslında sadece ve sadece işçi olduğumuzu kavramamız gerekiyor. İçimizde bu düzen tarafından ölüme mahkum edilen emekliler var. Emekliler işçidir. Aramızda eğitimine devam edebilmek için çalışmak zorunda olan, ailesine yardım eden işçi öğrenciler var, onlar işçi sınıfının parçasıdır. İçimizde ordan oraya koşuşturan, geç kaldığında fırça yiyen, birer esnafa çevrilmeye çalışılan, oradan oraya giderken araç altında kaza geçirip ölen kuryeler var. Onlar işçi sınıfının parçasıdır.
İçimizde yeraltında diri diri gömülen, yeraltında değer üreten madenciler var. Onlar işçi sınıfının parçasıdır. Belediye işçileri tekstil işçileri, mutfak ve servis işçileri, sağlık işçileri, eğitim emekçileri, plazalarda çalışan, günde 10 saat bilgisayar ekranına bakanlar işçi sınıfıdır. Önce bunu kavrayacağız. Biz işçiyiz diyeceğiz ki siyasi iktidara el koyalım. İşçi olduğumuzu unutursak bizi sömürmeye, yoksulluğa talim ettirmeye devam ederler. Önce işçi olduğumuzu kavrayacağız, sonra şunu söyleyeceğiz. Bizim, emeğiyle geçinenlerin, yaratanların, üretenlerin, değer katanların asalaklara, sömürenlere ihtiyacı yok.”

‘İşçiler partiye parti iktidara’
“Bakın bizim değerli bir bayramımız var 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Cumhuriyet Bayramında Cumhuriyeti kutlayamıyoruz. Neden?” diye soran Okuyan, yoksul köylülerin kanlarıyla bedel ödeyerek yarattıkları bu ülkede işçilerin emekçilerin misafir haline düştüğünü kaydetti.
Okuyan “Asalaklar, sömürücüler, holding sahipleri bütün ülkeye el koydular. Bizim bu ülkede parazitlere, asalaklar a ihtiyacımız yok. O yüzden siyasi iktidara el koymak zorundayız. Her şeyi devletleştirmek zorundayız, her şeyi tepeden tırnağa” diye konuştu.
Okuyan “Emeğin siyasi iktidara el koytmasının koşulu siyaset yapmaktan geçer. Siyaset sosyal medya başında, televizyon başında yapılmaz. Sİyaset gerektiğinde yağmur altında 20 saat mücadele ederek yapılır. Siyaset sokakta, fabrikada, okulda düzene meydan okuyarak yapılır. Siyaset işçi sınıfının partisinde yapılır. İşçiler partiye, parti iktidara. İşte bu kararlılıkla gerçek bir işçi sınıfı bayramını kutlayacağımız sosyalist Türkiye için yaşasın devrim, yaşasın sosyalizm” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
TKP İstanbul İl Başkanı Dincel: Biz TÜSİAD’a göz yummayız
Ardından TKP korteji “Patrona, zorbaya diz çökmüyoruz” pankartıyla yürüyüşe geçti. Kadıköy Rıhtım Meydanı’nda yapılan mitingin ardından kortej Altıyol’a doğru yürüdü.
Boğa heykelinin önünde bir konuşma yapan TKP İstanbul İl Başkanı Ahmet Dincel korteji “Bu düzeni temsil eden herkese öfkeliyiz. Gün geçtikçe öfkemiz artıyor ama öfkemize eşlik eden bir şey var. Umudumuz, Türkiye işçi sınıfına olan inancımız. Bu ikisini yan yana getirenler, örgütlü kılanlar hoş geldiniz” diyerek selamladı.
Dincel, zenginliklere el koyanlara ve onları temsil eden düzen siyasetçilerine karşı bu örgütlü öfkeyi yükselterek ve siyaset alanına taşımaya devam edeceklerini ve işçi sınıfının mücadelesini büyüteceklerini söyledi.
Bir avuç patron kâr edecek diye işçilerin karanlığa boğulmaya çalışıldığını dile getiren Dincel “Türkiye Komünist Partisi’ni başka partilerle karıştırmasınlar. TKP azıyla yetinmez. TKP bu karanlığa boyun eğmez.” dedi.
1 Mayıs’ı kutlayacağız ama tarikatlar ve cemaatlere bu ülkenin gerçeği diyeceğiz öyle mi? 1 Mayıs’ı kutlayacağız ama eğitim, sağlık paralı olamaya devam etsin göz yumalım mı diyeceğiz? TKP düzen siyasetine, ikiyüzlülüğe boyun eğmez. TKP ikiyüzlü bir parti değildir. 1 Mayıs’ı kutlayacağız, hedefimizde sermaye sınıfı olduğunu haykırmaya devam edeceğiz. Biz TÜSİAD’a göz yummayız. Bu memleketi, iktidarı istiyoruz” diye belirtti.”
Bu sırada kortejden “TÜSİAD defol bu memleket bizim” sloganları yükseldi.

‘Karamsarlık yasak’
“Anadolu halkının kanı, canı pahasına kazandıklarının sermaye sınıfına peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz. İşçi sınıfının siyaset yapma hakkını her yerde savunmaya devam edeceğiz” diyen Dincel konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Buradan bir sözle ayrılalım. Karamsarlık yasak yoldaşlar. Karanlık var evet ama karamsarlık yasak. Karamsarlığa kapıldığınız anca yanıbaşındaki yoldaşınıza, partinize, Türkiye işçi sınıfına sarılmaya devam edin.”
Bu düzende emekçilerin üstüne gelen ne varsa hepsinin sömürünün ürünü olduğunu kaydeden Dincel, 105 yıl önce TKP’nin yola koyulmasına canını adayan Mustafa Suphilerin mücadelesini bugüne taşıyanlara selam olsun” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Ankara’da 1 Mayıs Coşkusu
Ankara’da 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamaları için emekçiler, sabah saatlerinde Ulus’taki Atatürk Kültür Merkezi önünde toplandı.
Meslek örgütleri, sendikalar ve siyasi partilerin bir araya geldiği buluşma alanında işçiler, şarkılar ve sloganlarla yürüyüş hazırlıklarını yaptı. Kazım Karabekir Caddesi’nde bir araya gelen kortejler, Tandoğan Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti.
Türkiye Komünist Partisi (TKP), “Patrona Zorbaya Diz Çökmüyoruz” pankartıyla kortejini oluştururken, semt evleri, fabrika işçileri ve Türkiye Komünist Gençliği’nden binlerce Ankaralı da kortejde yerini aldı.
Yürüyüşün ardından kitle mitingin yapılacağı Tandoğan Meydanı’na ulaştı. Daha sonra miting başladı. Mitingde 1 Mayıs’a ilişkin açıklamalar yapıldı. Konuşmaların ardından konser verildi.
TKP Ankara İl Başkanı: Bugün bir meydan okuma günü
Mitinge katılan TKP korteji daha sonra Maltepe Metro durağı önünde kendi kürsüsünü kurdu.
TKP Merkez Komite üyesi ve Ankara İl Başkanı Ali Ufuk Arikan burada yaptığı konuşmasına “ülkeyi alın teriyle inşa eden işçi sınıfımıza” selam göndererek başladı.
Ankara’da, ODTÜ’de, Cebeci’de, Beytepe’de ve ülkenin dört bir yanındaki kampüslerde “AKP’ye boyun eğmeyiz” diyen gençlere selam gönderen Arikan “Bu memlekete sahip çıkma iradesi gösteren gençlik burada!” dedi.
Arikan “Bu düzen her gün en az 5 işçimizi öldürüyor. Yetmedi, şimdi gözlerini liselilere diktiler. Sadece bir yılda, Mesem adı altında 14 liseliyi öldürdüler. Öğretmenleri hukuksuzca kapının önüne koydular. Ama liseliler boyun eğmedi; sınıflarına, okullarına ve meydanlara sahip çıktılar. Bugün buradalar, selam olsun liselilere!” sözleriyle liseli gençleri selamladı.
Bu sırada kortejden “Örgütlü öğrenci boyun eğmez!” sloganları yükseldi.
AKP’nin karanlığına boyun eğmeyen kadın işçilere, emekçi kadınlara selam gönderen Arikan’ın sözlerine kortejden “Kadınlar yaşasın, düzeniniz batsın!” sloganlarıyla eşlik edildi.
TKP Ankara İl Başkanı, “Bugün bizim günümüz: İşçi sınıfının, gençliğin, kadınların, Türkiye’yi var eden emekçilerin günü. Bugün bir meydan okuma günü. Bu düzenin karanlığına, yobazlığına, bizi teba gören, kendilerini sultan sanan saraylarda oturanlara meydan okuyoruz. Holding binalarından işçi sınıfına cehennemi yaşatan bir avuç asalağa, tarikatlara, cemaatlere meydan okuyoruz” dedi. Kitle “Şeriata, faşizme, karanlığa geçit yok!” sloganları attı.
‘Kavgamız var, bu haksızlığa boyun eğmeyeceğiz’
Arikan konuşmasına şöyle devam etti:
“Dostlar, işçi sınıfının günü böyle kutlanır, bu iradeyle kutlanır. Ama burada yetinmeyeceğiz. Bugün bu memlekete bakıyoruz: Patronlar, ‘İşçilerin ücreti çok yüksek, fabrikaları Mısır’a mı taşısak?’ diyor. Milyonlarca doları bizim alın terimizle biriktiriyorlar, ama yetmiyor. Asgari ücret 22.000 lira, açlık sınırı 24.000 lira. Yoksulluk sınırı 76.000 lira. Yıllarca emek vermiş emeklilerimize 14.000 lirayı reva görüyorlar. Bu düzene meydan okumayacağız da ne yapacağız? Bu düzene kafa tutmayacağız da ne yapacağız? Boyun eğmediğimizi, diz çökmediğimizi ilan edeceğiz. Kavgamız var, bu haksızlığa boyun eğmeyeceğiz!”
Sermayenin işçilere “asgari ücretle, kadın cinayetleriyle, liseli ölümleriyle, biriktirdikleri milyar dolarlarla” meydan okuduğunu dile getiren Arikan “Bize yoksulluğu layık görüp kendilerini holdinglerde, yalılarda konfora attılar. Cumhuriyeti tasfiye ederek meydan okudular. Biz ise cumhuriyete sahip çıkarak, eşit ve özgür bir cumhuriyeti yeniden kuracağız. Bu memleket bizim!” diye konuştu.
TKP kortejinden “Sermaye defol, bu memleket bizim!” sloganları yükseldi.

‘İşçi sınıfının önünde saraylarınızla, patronlarınızla diz çökeceksiniz’
Arikan sözlerine şöyle devam etti:
“Onlar holdingleriyle, tarikatlarıyla, cemaatleriyle, Koç’larıyla, Sabancı’larıyla meydan okudular. Soruyoruz: Son 23 yılda Koç’un, Sabancı’nın bir saniye üzüldüğü oldu mu? Biriktirdikleri servetle, AKP ile el birliğiyle bu ülkenin kaynaklarını yağmaladılar. Hırsız holdinglere, hırsız düzene hesap soracağız! ‘Cumhuriyeti yıktık, yeni Osmanlı düzenimiz var’ diyorlar. Ama yanılıyorlar. Bu ülkenin gençliği, emekçileri, kadınları, işçi sınıfı sizin düzeninize diz çökmeyecek. Siz diz çökeceksiniz! İşçi sınıfının, kadınların, halkın iradesi önünde saraylarınızla, patronlarınızla diz çökeceksiniz!
Dostlar, biz bu ülkeyi çok seviyoruz. Tarikatlara, cemaatlere, AKP’ye, saraya teslim etmeyecek kadar çok seviyoruz. Bu yüzden bir kavgaya çağırıyoruz. Türkiye Komünist Partisi sizlere yoldaşlık öneriyor. Bugün bir karar verin. 1 Mayıs 2025, bu düzene meydan okuduğumuz, örgütlü gücümüzle korku saldığımız gün olsun. Örgütlü olursak, saraylarıyla, patronlarıyla, cemaatleriyle hepsi diz çökecek. Ayağınıza sağlık, bu kızıl irade güçlenecek. Fabrikalar, tarlalar, siyasi iktidar; her şey emeğin olacak!”
İzmirliler 1 Mayıs’ta alanlarda: ‘Dünya bizim elimizde yaratılıyor’
İzmir’de binlerce emekçi 1 Mayıs’ı kutlamak üzere alanlara çıktı. Sendika ve meslek odalarının oluşturduğu tertip komitesinin çağrısıyla gerçekleşen mitingde on binlerce emekçi katıldı. Kent merkezinde toplanan vatandaşlar 4 koldan yürüyerek Gündoğdu Meydanı’nda buluştu.
TKP, saat 11’de Alsancak Gar önünde toplanarak bir kürsü kurdu. Kürsüde önce hakkını aramak için günlerce eylem yapan ve işini geri kazanan İBB taşeron işçisi Doğukan Bayar konuştu. “İşsiz ve güvencesizsek, her gün ay sonunu nasıl getireceğiz diye düşünüyorsak, bugün daha iyisini kurmanın zamanıdır” dedi. “Dünya bizim elimizde yaratılıyor. Bir araya gelirsek karşımızda kimse duramaz” ifadelerini kullandı.

‘Bu düzende işçi sınıfı için hiçbir gelecek yok’
TKP MK üyesi Savaş Sarı da konuşma yaptı. Sarı, “Ülkenin zenginlikleri, işçi sınıfının emeği ile on yıllar içersinde yaratılmış değerler akıl almaz bir aç gözlülükle yağmalandı ve elde ne kaldıysa onlar da yağmalanmaya devam ediyor. İzmir’de yaşıyoruz. Özelleştirmelerin ne büyük bir yağma olduğunu, halka karşı ne büyük bir suç olduğunu her gün yaşıyoruz. Bir yılı geçti. İki genç insanımızı sokak ortasında elektrik çarpması sonucu kaybettiğimiz cinayetin asıl nedeninin özelleştirmelerin yarattığı plansızlık ve kâr hırsı olduğunu biliyoruz” dedi.
“Büyük bir zenginliğin bir avuç patronun, holdinglerin elinde toplandığı, milyonlarca işçinin yoksullukla boğuştuğu ağır bir tablo” diyen Savaş Sarı, şunları söyledi:
“Türkiye’yi para, siyaset ve dinin iç içe geçtiği tarikatların at koşturduğu bir ülke haline getirdiler. İşçileri, gençleri tarikatlarla teslim almaya çalışıyorlar. Ve Mart ayında yaşadıklarımız, aslında AKP hükümetinin kuralsızlık ve hukuk tanımazlığının yurttaşların seçme ve seçilme hakkının gaspı noktasına gelmesi.
Sömürü, yağma, talana dayalı bir düzen, bunun yarattığı büyük eşitsizlik ve adaletsizlik ve tüm bunlar için artan bir zorbalık.Böyle bir düzende işçi sınıfı için hiçbir gelecek yok.Biliyoruz, öfkemiz ancak biz örgütlü bir güç olursak, hakkımız olan, herkesin eşit olduğu, sömürünün olmadığı Türkiye için mücadele edersek bizi boğmaktan çıkıp asalakların korkusu haline gelecek.”
TKP’nin İzmir’deki 1 Mayıs buluşmasının sonunda konuşan TKP İzmir İl Başkanı Tuğçe Sezen Gedik’se “TKP ile birlikte bu meydanları dolduran dostlarımızı bir kez daha mücadeleyi hep birlikte büyütmeye çağırıyoruz” dedi.

Eskişehir’de emekçiler tek ses: ‘Bu ülkede yobazlara, zorbalara boyun eğmeyenler var!’
Eskişehir’de yüzlerce kişi 1 Mayıs’ı kutlamak için saat 10.00’da Atatürk Bulvarı Tramvay Durağı yanında TKP kortejiyle bir araya geldi.
Buradan Odunpazarı Meydanı’na miting alanına giden kitle, ardından “Yediler Parkı’na yürüdü.
TKP PM Üyesi Ömer Faruk Erol, Kadın Dayanışma Komiteleri adına Suzan Şahin ve Türkiye Komünist Gençliği adına Bahadır Sökel Yediler Parkı’nda konuşma yaptı.
TKP Parti Meclisi Üyesi Erol, “Bu alan bu düzende bir bayram alanı değil; bu alan, yok sayılan milyonların sesini duyurduğu bir mücadele alanıdır.” diye konuştu. Bugün 1 Mayıs’ın kutlandığı bu durumda milyonlarca emekçinin sömürü çarkı altında ezildiğini hatırlatan Erol, bu düzenin açlık, işsizlik ve güvencesizlik dışında bir şey vaat etmediğini ifade etti.

19 Mart’ta Türkiye halkının bu düzene ve sömürü koşullarına karşı ses çıkardığını söyleyen Erol, bu 1 Mayıs’ı hem Eskişehir hem de Türkiye için bir dönüm noktası yapma çağrısında bulundu ve sözlerini “Omuz omuza, yan yana, örgütlü mücadelemizi büyütelim.” diyerek noktaladı.
KDK adına konuşan Şahin, bu ülkede kadınlar olarak her gün daha zor bir güne uyandıklarını belirterek sözlerine başladı.
“Kadınlar olarak öfkeliyiz ancak zorbalar sevinmesin, asla umutsuz değiliz.” diyerek sözlerine devam eden Şahin, alanda bulunanları zulüm ve karanlığa karşı ses çıkarmaya, örgütlenmeye çağırarak sözlerini noktaladı.
TKG adına konuşan Sökel ise sözlerine “Ülkemiz 1 Mayıs’a patronların ve tarikatların ağır kuşatması altında giriyor, zor günlerden geçiyoruz. Sermaye düzeninde bir avuç azınlık zenginliğine zenginlik katarken, biz öğrencilerin ve emekçilerin payına yoksulluk ve geleceksizlik düşüyor.” diye başladı ve ekledi: “Fakat bir yandan da Gezi’den bu yana görülmemiş bir hareketlilikle 1 Mayıs’a giriyor ülkemiz. Zifiri karanlıktan ışık; baskıdan ve AKP’nin yönetememe halinden silkiniş ve ayağa kalkış doğuyor.”
Gençliğin MESEM gibi projelerle ucuz iş gücü olarak kullanıldığın, gençliğin haklarının piyasanın insafına terk edildiğini söyleyen Sökel, buna boyun eğmeyeceklerini söyledi.
“İstiyorlar ki başını sermaye sınıfının çektiği bu tarikat ve holding düzenine, özelleştirme cehennemine, AKP’nin zorbalığına boyun eğelim, örgütsüz ve yalnız kalalım. Yağma düzenlerini devam ettirebilmek adına besledikleri ve büyüttükleri, okullarımızda cirit atan tarikatları görmezden gelelim.” diye sözlerini sürdüren Sökel, “Yok öyle yağma!” dedi ve “Onlar örgütlüyse bizde örgütleneceğiz. Bu ülkede karanlık üstümüze birliğiyle çöküyorsa bizde aydınlığı örgütleyeceğiz.” sözlerini kaydetti. Sökel, sözlerini alandakileri Türkiye Komünist Partisi saflarında örgütlenmeye çağırarak noktaladı.