Almanya’nın Hanau kentinde düzenlenen silahlı saldırıda 5’inin Türk vatandaşı 9 kişinin yaşamını yitirmesinin ardından Türkiye Komünist Partisi (TKP) Almanya Örgütü’nden açıklama geldi.
Almanca olarak da yayımlanan açıklamada TKP, Nazi yanlısı hareketlerin “aşırı sağcı” olarak anılmasını eleştirerek bütün ırkçı, faşist örgüt, dernek ve partilerin kapatılması gerektiğini hatırlattı.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Hanau’da faşist saldırı: Hepiniz oradaydınız!
Yine bir saldırı, yine beylik sözler…
Hanau kentinde 19 Şubat gecesi göçmenlerin yoğun yaşadığı iki kahvehaneye dönük saldırıda, orada bulunan 9 insan katledildi ve çok sayıda insan yaralandı.
Tobbias R. adındaki zanlı ‘aşırı sağcı’, ‚’hayata bakışı sorunlu’ ve ‘tek eylemci’ kavramlarıyla kamuoyuna tanıtıldı. Keza sözü geçen zanlı, saldırı öncesinde ‘kişisel mesajları’nı içeren videolar ve 24 sayfalık bir mektup yayımlıyor. Annesi ile evinde ölü bulunan zanlının ‘intihar’ ettiği izlenimi verilmeye çalışılıyor.
Hessen İçişleri Bakanı Peter Beute yaptığı açıklamada, ‘Bu, özgür toplumumuza bir saldırıdır’ dedi. Faşizmi yenen Sovyetler Birliği’ni ve bu muazzam mücadelede cesaret ve kararlılıkla yer alan komünist partileri ‘totalitarizm’ başlığı altında faşizmle eşitlemeye kalkan Avrupa Parlamentosu ve onun Başkanı David Sassoli, ‘şoke olduğu’nu belirten bir tweet attı.
Merkel, ‘Irkçılık zehirdir. Nefret zehirdir’ diye buyurdu. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ‘Irkçılık kolektif bir kanserdir’ diye vaaz verdi.
Riyakârlık diz boyu ve beylik lafların haddi hudutu yok! 19 Aralık 2016 tarihinde Berlin’de Anis Amri’nin 12 insanı katlettiği, 67 kişiyi yaraladığı olayda da, zanlı operasyonla ‘ele geçmiş’ti. Alman iç istihbarat örgütünün, sürecin tamamına baştan sona ‘izleyici kalmayı'(!) tercih etttiği sonradan yapılan açıklamalarla kamuoyuna yansıdı.
Kokuşan emperyalist/kapitalist düzen, şiddet tekelini sermaye denetiminde özelleştirirken, bireysel görünümlü terörü, devlet terörüne ve onun paramiliter terörünün yanına üçüncü ve yeni bir kategori olarak yerleşti, yerleştirildi.
Norveç’te Breivik ile Yeni Zelanda’da Tarran, Berlin’de Amri ve Hanau’da Tobbias R.’nin ‘bireysel’ terörleri hep bu zeminden güç alıyor, almaya devam ediyor.
Yakın dönemde gemi azıya alan Alman faşist hareketi, kadroları Neo-Nazi kaynayan istihbarat aygıtının kendilerine karşı hiçbir şey yapmayacağını çok iyi biliyor. NSU cinayetleri ve ardından kamuoyunun aklı ile alay edilen ‘üç kişiden müteşekkil örgüt’ NSU Davası adlı mizansen bunun en çarpıcı örneğiydi.
Anayasa Mahkemesi’nin NPD adındaki Nazi partisini kapatmaya yanaşmaması, PEGIDA gibi ‘öfkeli yurttaş grupları’ derken AfD adındaki kitlesel faşist partinin ülkenin anamuhalefetine yerleşmesine tanıklık edildi.
Resmi raporlara göre dahi son sekiz yılda beş kat büyüyen Alman faşizmi, atış kulüplerinde talim edilen ruhsatlı silahlarla katliamlara yelteniyor. Hanau’daki katliamda da Tobbias R. adındaki faşist aynı yolu izledi. Hessen İçişleri Bakanı Beute’nin ‘özgür toplum’ dediği, faşizmin özgürlüğünün güvence altına alındığı sömürücü, kapitalist toplumdur. Kapitalist toplum ırkçılıktan muaf olamaz, çünkü doğasına eşitsizlik hakimdir. İbrahim Kalın’ın ‘Irkçılık kolektif kanserdir’ dediği şey, kendilerinin de beslendiği sömürü toplumu ve şovenist/dinci yobazlıktır.
Hanau katliamının tetikçisi Tobbias R.’nin bir teşvikçisi de Avrupa Parlementosu Başkanı Sassoli’nin komünizmle faşizmi eşitlemeye çalışan ikiyüzlülüğüdür.
Hepiniz oradaydınız!
Türkiye Komünist Partisi Almanya Örgütü olarak talep ediyoruz:
Bütün ırkçı, faşist örgüt, dernek ve partiler kapatılsın!
Alman polis, istihbarat ve yargı sisteminde ırkçı, faşist yapılanmalar tasfiye edilsin!
Faşizmi, ‘aşırı sağ’ denilerek hafifletip, sosyalist örgütleri gayrımeşru ilan eden ‘aşırı sol’ tanımlamalarından vazgeçilsin!
Alman faşizmi en başta Alman işçi sınıfının düşmanıdır. Etnik ya da dinsel gerekçeli ırkçılığa pirim verilmesin!
