Erdoğan ve Scholz bugün aynı ay içinde ikinci kez kameraların karşısına geçti.
Sadece kamera önüne geçtiklerinde ortaya çıkan ayrılıklarından bahsettiler Filistin hususunda.
Erdoğan, Türkiye’den İsrail’e petrol ve gıda sevkiyatı yokmuş gibi yaptı; Scholz ise Filistin’deki katliamı görmezden geldi.
Ama bugünün asıl konusu başkaydı ve savaşlar bu meselenin önemini giderek güçlendiriyor. Göçmen pazarlığında yeni bir dönem açılıyor, rüşvet tarifesinin güncellenmesi gündeme geliyor.
Biri, bölgede büyüyen savaş karşısında ellerini ovuşturarak, “Oradan da buradan da her yerden de göçmen akışı sürecek, bizim kapılarımız sonuna kadar açık” dedi. Öbürü lafa hemen, “Yüklü bir miktar ödüyoruz, AB olarak üzerimize düşeni fazlasıyla ödemeye devam edeceğiz” diye giriverdi.
Nereden bakılsa onur kırıcı, nereden bakılsa insanlık dışı…
Savaşı araçsallaştıranlar, yoksulların ölümünden ve sefaletinden kazanç sağlayanlar, bugün dünyanın sahibi durumundalar. Kameranın önünde ve arkasında hep başkalar.
Batı, savaşları körükleyecek, haritaları yeniden çizmeye kalkacak, milyonları yerinden yurdundan edecek. AKP hükümeti de mazlumlara ağlıyor görünüp emperyalizme tampon olmaya, onları savaşın sonuçlarından korumaya devam edecek.
Türkiye işçi sınıfı er ya da geç bu ülkeyi kendisi için zindana çevirmeye kalkanlara dersini verecek.
Kahrolsun emperyalizm ve ikiyüzlü işbirlikçileri!
