TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ

TR | EN
Türkiye Komünist Partisi
  • Anasayfa
  • Parti
    • TKP Hakkında
    • Temel Metinler
      • Program
      • Toplumcu Anayasa
      • Kongre Konferans Metinleri
    • TKP Yönetimi
  • Gündem
    • Açıklamalar
    • Haberler
    • Foto Galeri
  • Yayınlar
  • Örgütler
  • İletişim
BAĞIŞ YAP
TKP GÖNÜLLÜSÜ OL
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Türkiye Komünist Partisi
  • Anasayfa
  • Parti
    • TKP Hakkında
    • Temel Metinler
      • Program
      • Toplumcu Anayasa
      • Kongre Konferans Metinleri
    • TKP Yönetimi
  • Gündem
    • Açıklamalar
    • Haberler
    • Foto Galeri
  • Yayınlar
  • Örgütler
  • İletişim
BAĞIŞ YAP
TKP GÖNÜLLÜSÜ OL
Türkiye Komünist Partisi
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Anasayfa Haberler

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan Tele1’de Zeynel Lüle’nin konuğu oldu

10 Nisan 2023

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan Tele1’de Zeynel Lüle’nin programına konuk oldu ve TKP’nin Ankara’daki büyük halk buluşmasının ardından açıklamalarda bulundu.

Kemal Okuyan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

TKP neden Emek ve Özgürlük İttifakı’nda değil?

Sosyalist Güç Birliği bir seçim ittifakı olarak kurulmadı, seçime kendi isim ve adaylarımızla gireceğimiz baştan belliydi. Biz kuruluş aşamasından beri ilkeleri öne çıkardık. Bazı temel ilkeler öne çıkardık ve “Bu ilkeler doğrultusunda benzer şeyleri söyleyen bütün siyasi oluşumlarla yan yana geliriz” dedik. O ilkeleri solu takip edenler ezberledi: Antiemperyalizm, lakiklik ve emekçi halkın çıkarlarını, toplumcu planlı bir ekonomiyi savunmak. Burada HDP’nin başını çektiği Emek ve Özgürlük İttifakı üç başlıkta da bize göre farklı şeyler söylüyor. Bu kendi tercihleridir. Ama bu konularda farklı düşünerek de solcu sosyalist olunabileceği iddia edildiğinde iş karışıyor. O zaman da bizim “Bir ülkede gerçek bir laiklik savunusu olmadan tarikatlara cemaatlere karşı dik durmadan emperyalizme sermayeye patron örgütlerine karşı kararlı bir şekilde durmadan sosyalist nasıl olunur?” diye sormak hakkımız doğuyor. Bu bizim iddiamız ya da suçlamamız değil, hep yanlış anlaşılıyor. HDP çok değişik bileşenleri olan bir parti. Ama o bileşenler içerisinde laik duyarlılığı olmayan, emperyalizme bizim baktığımız gibi bakmayan ciddi kesimler var. Nitekim şimdi ortaya çıkıyor ki Hasan Cemal ve Cengiz Çandar gibi isimler aday oldu. Ben dün de söyledim, bu bir HDP düşmanlığı filan değil. Ama biz Hasan Cemal’le yan yana gelmeyiz. Ya da ABD ile bölgesel işbirliği içerisinde olan bir siyasi hareketle yan yana gelmeyiz. Bu da bizim hakkımız. Onlar nasıl tercih yapıyorsa biz de farklı tercihler yapıyoruz. Bundan bir ay önce çağrı yaptık sosyalistlere, CHP ya da HDP’nin gölgesinde büyüme, onların gölgesinde parlamentoya gelmeyi bir kenara bırakma çağrısı. “Türkiye’de sosyalistlerin önemli bir birikimi ve gücü var ve bunu artırma şansımız var. Bunu elbirliğiyle değerlendirelim ve barajı zorlayalım.” dedik. Son derece samimi görüşmeler de yaptık. Olmadı, olmayınca Türkiye’de solun bir kesimi Emek ve Özgürlük İttifakı, bir kesimi de Sosyalist Güç Birliği’nde kaldı. Biz sadece seçim barajını aşmak için inanmadığımız bir ittifakın parçası olmayız.

Türkiye’de nüfusun en az %10luk bir bölmesi kendisini sosyal demokrasinin solunda görüyor. Üstelik son dönemde kendisini hiç solcu olarak ifade etmemiş kesimlerden sola yönelme var. Örneğin, son dönemde TKP’ye milli görüş ve ülkücü kökenli ailelerden akış var. Demek ki toplumda radikal bir dönüşüm arayışı var. TKP buna hitap ediyor. Şimdi bunu bu dönemde değerlendirmezsek yazık ederiz. HDP ve CHP’nin sola tek ihtiyaçları solun meşruiyetini kullanmak. Sol Türkiye ve dünyada tarihsel onay kaynağıdır, solu ikna ederseniz haklı görünürsünüz. Sol açık söylemek gerekirse hem HDP’ye hem CHP’ye bunu hediye ediyor. Aslında CHP ve HDP bildiklerini okuyor. Ben üzülüyorum, EMEP’li arkadaşlar Hasan Cemal’le aynı listede seçime girecek… Demek ki Emek ve Özgürlük İttifakı birbirinden çok farklı Türkiye projeksiyonları sunuyor.

Popüler isimler, ilkesiz ittifaklar, milletvekili pazarlıkları Türkiye’de tamamen çürümüş olan bir siyasal yapıyı tamamen dibe oturttu. Bu halk bu tabloya ya onay verecek ve bu çürümenin parçası olacak, ya da diyecek ki “Nasıl bir ülke vaadediyorsunuz bunu konuşalım.” Seçim süreci hangi ismin nereden aday olacağına dönüştü. Biz TKP olarak bunun tamamen dışında duruyoruz. Bizim bir Türkiye projemiz var, bunu anlatıyoruz anlatmaya da devam edeceğiz.

NATO, tarikatler ve cemaatler bizim kırmızı çizgimiz. Ama asıl kırmızı çizgimiz Türkiye’de emekçi halkı yoksullaştıran, bütün kaynaklara el koyan büyük sermaye. 20 yıllık Erdoğan iktidarının değişmesi için bir arayışa giriliyor. Ama şu unutuluyor: Bugün ittifak yapan partiler ya da aynı partinin listesinden giriyorlar şimdi. Bunlar yeni meclise girdiklerinde neyi savunacaklar. Belki de bugün muhalif görünen bazı kesimler AKP’yle beraber davranacaklar. Bunun garantisi var mı? Öyle isimler var ki AKP zihniyetiyle aynı. O zaman biz bunu niye çektik 20 yıldır? Bizim derdimiz tek başına AKP değildi, bu politikalardı. Meclise yeni dönemde gelecek yasa tekliflerinde kimin hangi pozisyonu alacağı konusunda benim tahminlerim var. Bu seçimde Türkiye parlamentosu ciddi bir biçimde şimdiye kadarkilerin ötesinde bir sağcılaşma yaşayacak. Burada bazı popüler isimler üzerinden sol bir aksesuara dönüşecek. Sol program ve ilkeleri bu aritmetik hesaplar yüzünden tartışmayı bıraktı. Sadullah Ergin’in meclisteki varlığının hangi doğrultuya hizmet edeceği konusunda kimsenin kuşkusu olabilir mi? Erdoğan’dan kurtulmuş gibi olacağız ama belki de Erdoğan’la yeniden işbirliği yapacak aktörler girmiş oldu muhalefet saflarına.

TKP oyları bölüyor mu?

Bir kere TKP’den çıkaralım bunu. Dünyada da bu tartışma çok var. Bu yaklaşım iki partili sisteme doğru gider. Her zaman muhalefette de iktidarda da seçmen sayısı daha fazla görünen parti vardır. Muhalefet de aynı argümanı kullanır. Bu argümanı kullanırken dikkatli olmak gerekiyor. Bu siyaseti aynılaştırmak siyasetteki farklılıkları ortadan kaldırmak anlamına gelir. TKP seçimlerde iddialı olmayan bir parti değil. Biz tam tersine “Türkiye’deki sosyalist, devrimci, yurtsever oyları bölmeyin” diyoruz. Asıl bize göre sağcı, düzen partilerine giden oydur sosyalistlerin oyunu bölen. Biz hakkımızı istiyoruz. İkincisi diyelim ki TKP barajı geçmedi, %2-3 oy aldı. Türkiye inanılmaz umutlu hale gelir. İnsanlar ayağa kalkar ve o noktaya gelen bir TKP ülkeyi değiştirmeye başlar. Toplumda büyük bir iddia ortaya çıkar. TKP örgütlü, tutarlı ve ne dediği belli olan bir parti. TKP’nin güçlenmesi gericiliğe, emperyalizme, sermayeye karşı insanların dik durma yeteneklerini artıracaktır. Her şey milletvekili olmakla bitmiyor. Milletvekili olmak temel kaygımız olsaydı biz de bir pazarlığın parçası olur ve girerdik meclise. Ama bedeli ağır olurdu, TKP kendisine ihanet etmiş olurdu. Biz meclise gireceğiz, ama kendi çabamızla ve politikalarımızla. Biz diğer partiler gibi ilkeler ve programımızı geriye çeken bir parti değiliz.

TKP, HDP’ye mesafeli mi?

Emek ve Özgürlük İttifakı’nda belirleyen güç HDP, onun da bizim önem verdiğimiz konulardaki yaklaşımı belli. HDP’de de sosyalistler var ama öte yandan da demek ki kritik noktalarda başkalarının sözü geçiyor. Hasan Cemal’in Cengiz Çandar’ın adaylığı önemlidir, ayrıntı değildir, bu bir mesajdır. Üstelik HDP’nin bir çok kadrosu, seçmeni bu kişilerin aday gösterilmesine dönük eleştirilere çok sert yanıt verdiler. Demek ki sosyalistlere zaman zaman HDP’ye katılsınlar ama HDP’nin temel politikalarını değiştirmesinler diye bakıyorlar. Bu HDP’nin tercihidir, ama biz böyle bir partiyle ittifak kuramayız. Onlar zaten TKP’yi istiyor mu, ayrı bir tartışma konusu. Ama en azından bir davet aldık. Biz de görüşürüz onlarla, anlamaya çalışırız. Ama Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer almamamızın sebepleri bunlardır.

Sosyalist Güç Birliği’nin Cumhurbaşkanı adayı çıkarmaması ve TKP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı ne anlama geliyor?

Biz başta söyledik: Karşıdevrimci bir aday çıkması durumunda yanıtımız belli olacaktı ama Kemal Kılıçdaroğlu ya da başka bir isim üzerinden hiç değerlendirme yapmadık. Bizim Sosyalist Güç Birliği’nde arayışımız ortak adaydı ama burada zaman yitirdik. Zaman geçtikçe inandırıcılığını yitirdi. Zaten zorluğu olan bir seçim, ilk turda gösterdiniz ikinci turda ne yapacaksınız? Bir değerlendirme yaptık, depremden sonra iyice baskın hale geldi bu: Toplumun bir kesimi bu konuda tartışmıyor dahi. Yani Erdoğan’ın karşısındaki adayı desteklemek konusunda çok kararlı bir seçmen var. Dolayısıyla şunu gördük: Erdoğan gitmeden bazı şeyleri tartışmak imkansız. Gözüyle görmesi lazım halkın ve Erdoğan’ın aradan çekilmesi lazım. İkinci olarak Erdoğan’ın yeniden seçilmesi halinde bu ülkede geniş bir kesim ülkeyle bağını koparacak, umudunu kesecek. TKP umutsuzluktan beslenmez, umutsuzluk teslim olmaya ya da kaçmaya götürür. Biz bu halkın bir morale ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Erdoğan’ın gitmesi mutluluk verici bir şey. Diyelim ki 14 Mayıs’ta Erdoğan seçimi kaybetti. Görüntü itibariyle bir seçim kaybetmiş olacak ama aslında Erdoğan’ı bu noktaya getiren Erdoğan’a ve AKP’ye direnen geniş halk kesimleri. Tekel direnişi oldu, kadınlar sokağa döküldü, sınav yolsuzluğunda gençler sokağa döküldü, Gezi direnişi oldu… Bütün bunların sonunda Erdoğan gitmedi ama çok hasar aldı. Bütün bu süreçte Erdoğan’a karşı yükselen halk hareketlerinde TKP olarak vardık. Bizim emeğimiz ve mücadelemiz de var Erdoğan’ı zayıf düşüren. O yüzden meseleye bir sandık yenilgisi olarak bakmamak gerekiyor, Erdoğan çok yıpranmış giriyor 14 Mayıs seçimlerine. 14 Mayıs akşamı biz Erdoğan’a güle güle demenin yarattığı sevincin bir parçası olacağız tabii ki. Ama şunu bilerek: Türkiye’nin asıl zorlukları 15 Mayıs’ta başlayacak.

TKP’nin milletvekili adayları kimlerden oluşuyor?

Bizim adaylarımız arasında motokuryeler, market işçileri, tekstil işçileri, öğretmenler, öğrenciler var. Biz bir işçi sınıfı partisiyiz, emekçi halkı temsil etme iddiasındayız. Ama şunun altını çizmek istiyorum: Bu arkadaşlarımızın hepsi mücadelenin içerisinden geliyor, kendi mahallelerinde, iş yerlerinde sevilen insanlar. Biz bir yılı aşan bir süredir adaylarımızı belirliyoruz. Dolayısıyla bu listeleri hazırlamak bizim için kolay oldu. Anketlerde TKP görünmüyor olabilir ama Türkiye’nin her yerinde çalışma yürütüyoruz ve biz de çalışma yaptığımız yerlerde başka parti görmüyoruz.

TKP Gönüllüsü Ol TKP Gönüllüsü Ol TKP Gönüllüsü Ol

Türkiye Komünist Partisi

Genel Merkez İletişim:
Kızılırmak Caddesi 13/4 Ankara
Tel: 0312 417 29 68
Fax: 0312 417 25 34
eposta: iletisim@tkp.org.tr

Temel Metinler

  • Parti Programı
  • Toplumcu Anayasa

Yitirdiklerimiz

Yayınlar

  • TKP Youtube Kanalı
  • Boyun Eğme
  • TKP’nin Sesi
  • Gelenek
  • soL Haber
  • soLTV

Bağlantılar

  • Nâzım Hikmet Kültür Merkezi
  • Yazılama Yayınevi
  • Jose Marti Küba Dostluk Derneği
  • Bilim ve Aydınlanma Akademisi
  • İletişim

Türkiye Komünist Partisi

Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
  • Anasayfa
  • Parti
    • TKP Hakkında
    • Temel Metinler
      • Program
      • Toplumcu Anayasa
      • Kongre Konferans Metinleri
    • TKP Yönetimi
  • Gündem
    • Açıklamalar
    • Haberler
    • Takvim
    • Foto Galeri
  • Yayınlar
  • Örgütler
  • İletişim
  • Bağış Yap Destek Ol
  • Gönüllü Ol
  • tr Türkçe
  • en English

Türkiye Komünist Partisi