Türkiye 2 gün içinde ortaya çıkan, son saatler itibariyle 63 noktaya ulaşan farklı büyüklükteki yangınların etkisinde. Bunların bir kısmı kontrol altına alınsa da hala yangınların devam ettiği çok sayıda yer var. Bakanlık açıklamasında 42 yangının kontrol altına alındığı, 21 noktada ise yangınların devam ettiği belirtildi.
TKP Antalya Örgütü yangının hemen ardından bir kriz masası oluşturdu ve yangın bölgeleriyle dayanışma için ülke çapında bir örgütlenme organize etti.
Antalya’da TKP’nin kriz masasında görevli bir parti üyesi buradaki son durumu Boyun Eğme gazetesine aktardı:
TKP Antalya Örgütü yangın haberinden hemen sonra bir kriz masası oluşturulduğu bilgisini paylaştı. Kriz masası ne gibi başvurular aldı? Sahayı da dolaşıyorsunuz, gözlemlerinizi aktarabilir misiniz?
Şu an sahada acil olarak gündelik gıda ihtiyaçları var. Su, sandviç ve benzeri yiyecekler, hijyen malzemeleri ve maske gibi ihtiyaçlar üzerinden bir tedarik zinciri kurmaya çalıştık. Yangının çıktığı saha çok geniş ve çok merkezli. Dolayısıyla tek bir noktadan ihtiyaç ve tedarik başlıklarını belirlemek güç.
Sahada insanlar dağınık ve plansız bir şekilde su ve ayran dağıtıyorlar. Ancak nerede ne kadar ihtiyaç var, neye erişim zorluğu yaşanıyor bilgisi yok. Dolayısıyla biz de önce ihtiyaç miktarını ve başlıklarını tespit etmek akabinde de karınca kararınca Manavgat’ta bulunan Kavaklı Mahallesi’ndeki Semt Evi üzerinden bunların dağıtımını planlamak için bir kriz masası oluşturduk. Birçok yurttaşımız evini, köyünü ve hayvanlarını kaybetti. Burada yangın söndürmede yaşanan yetersizliklerden ötürü herkes kendi planını yapmak zorunda kalabiliyor. Rüzgarın da şiddeti ile tek kalıcı çözüm havadan müdahale; ancak gün boyunca çok az hava aracı gözlemledik. Hiç uçak görmemekle birlikte (yangının ikinci gününde) 2 adet helikoptere rast geldik sadece.
Burası dört bir yanı dereler, nehirler, barajlar az ilerisi deniz ve sahil olan bir yerleşke. İnsanların içecek suya ve yangını söndürmek için su tedariğine erişemiyor olmaları akıl alır iş değil.
Ayrıca Manavgat daha önce birçok yangın olayı yaşamış bir yer. Yani bölge halkı yangınlara aşina. Ancak patronların tüm kurguyu ve planı turistik mekanların taleplerine göre planlamasından ötürü insanlar bile bile ateşe atılmış durumdalar. Hiçbir köyde yangına müdahale edilecek altyapı yok. Oysaki basit depolamalar ya da yangın söndürme altyapılarını kurmak mümkün. Hem rüzgar, hem çam ağaçlarının varlığı yangın söndürme çalışmalarını güçleştiriyor.
Buraya gelen dört bakan dört ayrı uçakla geleceğine bu şatafatı halkın ihtiyaçları doğrultusunda kullanamazlar mıydı sorusu geliyor zarar gören insanların aklına.
Bölgede TKP’nin de bir semt evi var. Etkilendi mi, durum nedir?
Manavgat Kavaklı Semt Evi’nin hemen yanı başındaki ormanlık alana kadar gelmiş durumda yangının etkisi. Ancak 28 Temmuz Çarşamba gecesi buradaki yangın kontrol altına alınmış durumda. Şimdilik Semt Evi’nin kısa vadede bir yangın tehlikesi görünmüyor ancak merkeze yakın yerlerde ve merkezdeki yanan yerlerin akıbeti bu durumu değiştirebilir.
Aynı anda birçok yerde yangın çıkması da söndürme çalışmalarını zorlaştırıyor olmalı…
Sahada temas ettiğimiz kişiler yangının genel kanıyla bir sabotaj sonucunda meydana geldiğini düşünüyor. Bu görüş yer yer ormanlık alanlara doğru bir sabotaj ya da seraları olan kişilere dönük bir saldırı olarak değişebiliyor. Ancak bu bilgilerin tamamı güvenilir değil ve dedikodu şeklinde ilerliyor. Konunun muhatabı sayılacak kurumlardan da düzenli bir açıklama gelmeyince insanlar kulaklarına gelen her şeyi bilgi kabul ederek paylaşıyor.
İzmir Bayraklı’da yaşanan deprem felaketi, dayanışmanın önemini bir kez daha ortaya koymuştu. Yardım faaliyetlerinin son derece dağınık ve plansız olması büyük bir boşluk yaratmıştı orada. Yangından etkilenen yurttaşlarla dayanışmak için neler yapılabilir?
İzmir Bayraklı Semt Evi’nin deprem sürecindeki gerek yaratıcı önerileri gerek pratik adımları pek çok açıdan örnek oluşturmuştu. Hatta pek çok benzeri olayda akla ilk gelen şey oradaki çalışmaların etkisiyle tarif edildi.
Ancak Manavgat’ta yaşanan felaket, deprem örneğinden biraz farklı. İlk olarak buradaki felaket aksiyon halinde devam ediyor. Sınırı ve etkisi belirli bir alanda değil; sürekli bilgisi ve gelişmeleri değişen bir zeminde devam ediyor. Bu sorunlara müdahale etmeyi güçleştiren bir durum. Aynı zamanda yangının birden fazla yerde ortaya çıkmış olması, kabaca 40 km’lik bir alanda etkisini devam ettirmesi yine bu güçlüklere dahil edilebilir.
Ama insanların örgütsüzlüğü, kurumların ciddiyetsizliği ve ihmalleri göz önünde bulundurulduğunda ihtiyaçlar ve müdahaleler açısından çok bir fark çıkmıyor ortaya. İzmir’de neyse Antalya’da da o, depremde nasılsa yangında da öyle. Bizler de semt evi üzerinden dayanışmaya gayret gösteriyoruz.