YİTİRDİKLERİMİZ

ERHAN HAYTA
7 HAZİRAN 2023

Bursa Görükle’den TKP gönüllüsü Erhan Hayta bir süredir görmekte olduğu tedavi sürecine yenik düşerek hayatını kaybetti.
Başta ailesi ve dostları olmak üzere, tüm sevenlerinin ve yoldaşlarının başı sağ olsun. Güler yüzü ve bağlamasıyla anısı mücadelemizde yaşayacak.

 

MUSTAFA ZİYA ÜLKENCİLER
5 MAYIS 2023

Türkiye Komünist Partisi üyesi, değerli set tasarımcısı, usta sanat yönetmeni M. Ziya Ülkenciler yoldaşımızı yakalandığı bir hastalığın sonucunda kaybettik.

Gençlik yıllarından itibaren eşit, özgür, sömürüsüz, kardeşçe yaşanan bir ülke için verilen mücadelede saf tutmuş olan yoldaşımızı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Gerek mesleki birikimini, gerekse yaşam deneyimini teklifsizce paylaşan bu yaratıcı yoldaşımızın neşesini, heyecanını, sinemaya dair tüm hayallerini özleyeceğiz. Hepsiyle birlikte, sinema emekçilerinin mücadelesini büyütme ve işçi sınıfının mücadelesinin bir parçası haline getirme hedefi de daima bizimle olacak.
Ülkemiz sinemasında sanat yönetmenliğini üstlendiği pek çok filmdeki çalışmalarıyla iz bırakmış, yetiştirdiği onlarca set çalışanının da emekleriyle birlikte çok sayıda önemli yapıma imza atmış olan yoldaşımızın yakınlarına, dostlarına, çalışma arkadaşlarına ve sevenlerine başsağlığı dileklerimizi iletiyor ve üzüntülerini paylaşıyoruz.

 

HASAN ALİ GÜNGÖR
6 Nisan 2023

Tüm hayatı örgütlü mücadele ile geçen, hayatının her anında mücadeleyi nasıl büyüyeceğini düşünen, herkesin doktoru, herkesin Hasan abisi, Giresun Örgütünden Hasan Ali Güngör hayatını kaybetti. Başta ailesi olmak üzere, hepinizin başı sağolsun. Anısı mücadelemizde yaşayacak.

 

ORHAN ÖNER
5 Nisan 2023

1971 Edirne Öğretmen okulu mezunu. 1971-1979 arasında Afyon’da Öğretmenlik yaptı. Bu süreçte Töb Der örgütlenmesine aktif olarak katıldı. Aynı zamanda TİP’in Genç Öncü çalışmalarında bulundu. 1979 yılında Bursa’da öğretmenliğe devam etti. 12 Eylül sonrası bir süre ÖDP üyesiydi. 2001 yılından beri TKP üyesi olarak hayatını sürdürmeye devam ediyordu. Geçirdiği kalp krizi sonucu kaybettik. Bıraktığı hatıralar ile mücadelemizde yaşayacaktır.

 

AHMET AKGÖZ
30 Mart 2023
İstanbul Beyoğlu İşçi Örgütümüzden TKP Gönüllüsü Ahmet Akgöz’ü bu sabaha karşı geçirdiği motor kazasında kaybettik. Başta ailesi ve dostları olmak üzere, tüm sevenlerinin ve yoldaşlarının başı sağ olsun. Anısı mücadelemizde yaşayacak.

 

ALİ MÜNİR CERİT
4 Mart 2023

1926 yılında doğan Ali Münir Cerit yoldaşımızı 97 yaşında 4.3.2023 günü kaybettik.​ İTÜ Makine Mühendisliği bölümü mezunu yoldaşımız Makine Mühendisliği Odası yöneticiliği yapmış ve yazdığı kitaplarla mesleğine büyük katkılar sunmuştur. Genç yaşlardan itibaren sosyalist mücadelenin içerisinde yer almıştır. İlerleyen yaşına rağmen yaşama enerjisi ile dolu ve azimli, disiplinli bir parti üyesiydi. Bıraktığı hatıralar ile mücadelemizde yaşayacaktır.

ALİŞAH OLGAR – NİLAY ÇUKUROĞLU
6 Şubat 2023Yoldaşlarımız Alişah ve Nilay’ı 6 Şubat depreminde kaybettik.
Sözümüzdür: On binlerce yurttaşımızı katleden, bu iki güzel insanı bizden koparan düzenden hesap soracağız.

ŞEFİK ASAN
23 Kasım 2022Öğretmen, eğitim yöneticisi, 70’li yılların Halkevleri yöneticisi, Barış Derneği kurucusu, 12 Mart ve 12 Eylül mahpusu, Türkiye Komünist Partisi üyesi Şefik Asan’ı kaybettik. Anısı mücadelemizde yaşayacak.

GÜLDANE BAYRAKÇI
17 Ekim 2022Bir süredir sağlık sorunlarıyla mücadele eden Ankara Sokullu örgütümüzden Güldane Bayrakçı’yı kaybettik. Güldane yoldaşımız eşit ve özgür bir ülke için verdiğimiz mücadelemizde yaşayacak.

MEHMET BOZKURT
6 Ekim 2022Yol arkadaşımız soL Portal yazarı Mehmet Bozkurt’u kaybettik. Onu yazılarıyla, sohbetleriyle hatırlayacağız. Mehmet Bozkurt sevmeyenlere bile tarihi sevdirdi. Anısı mücadelemizde yaşayacak.

İBRAHİM ÖZGÜL
12 Temmuz 2022Parti gönüllüsü yoldaşımız İbrahim Özgül’ü uzun süredir yaşadığı kalp rahatsızlığı nedeniyle kaybettik. Anısını mücadelemizde yaşatacağız.

AYŞE AKGÜN
22 Haziran 2022Parti gönüllüsü yoldaşımız Ayşe Akgün’ü geçirdiği kalp krizi sonucu kaybettik. Dostlarının ve yoldaşlarının başı sağ olsun.

HASAN KUTLUAY
19 Mayıs 2022Yaşamı boyunca karşılaştığı baskılara boyun eğmeyen yoldaşımız Hasan Kutluay’ı kaybettik. Yoldaşımız mücadelemizde yaşayacak.

MUZAFFER TOKMAKÇI
12 Nisan 2022Ankara Sincan İşçi Evi’nde sosyalizm mücadelesine katılan yoldaşımız Muzaffer Tokmakçı’yı kaybettik. Anısı mücadelemizde yaşayacak.

DOĞAN EVİN
30 Ocak 2022

Yoldaşımız Doğan Evin’i, geçirdiği kalp krizi sonucu kaybettik. Mersin’de gençlik yıllarından itibaren sosyalizm mücadelesine aktif olarak katılmış hayatı boyunca da devrimci kimliğinden ödün vermemiş yoldaşımız 2017 yılında parti saflarına katılmıştı. Yoldaşımız heyecanı ve çalışkanlığı ile herkese örnek olmuştu.

KERİM YAĞCI
21 Ocak 2022Hayatının her döneminde sosyalizm mücadelesinde saf tutan yoldaşımızı kaybettik. Anısı mücadelemizde yaşayacak.

İBRAHİM DOĞAN
9 Ağustos 2021Ömrünü sosyalizm mücadelesine adayan yoldaşımız bir süredir verdiği kanser savaşına maalesef yenik düştü. Anısını mücadelemizde yaşatacağız.

ABDULLAH ÜREDİ
18 Temmuz 2021Abdullah Üredi 12 Mart 1970’leri 12 Eylül 1980’leri yaşamış, koğuşturmalara, soruşturmalara uğramış, ağır işkenceli sorgulara maruz kalmış devrimci bir işçi önderiydi. En olumsuz koşullarda bile hep devrimi ve sosyalizmi düşlemiş ve düşünmüş emekçilerin iktidarı fethedeceği günü beklememiş mücadele etmekten hiç geri durmamıştır. Vatan Partisi Merkez Yönetim organlarında görev üstlenmiş, Soda Sanayisinde çalışan bir işçi önderiydi. 12 Mart darbesinden sonra sosyalist hareketin yeniden örgütlenme sürecinde Doktor Hikmet Kıvılcımlı tarafından kurulan Vatan Partisi’nin 70’li yıllarda yeniden örgütlenmesinde yer almıştır. O yıllar işçi sınıfının gündeme ağırlığını koyduğu yıllardı. Her iş kolunda grevler, direnişler adeta bir ikili iktidar yaşanıyordu. Merkezi hükümetler para babalarının hükümetleriydi ama sokak devrimcilerin elindeydi. Soda Sanayi işçileri bazı haklarını alamadıkları için Mersin’den Ankara’ya yürüyüş kararı almışlardı. Abdullah yoldaş bu uzun yürüyüşün örgütleyicilerindendi, gerçek anlamda bir işçi önderiydi. Abdullah yoldaş Güney’de her örgütlenmeye, her işçi eylemine emeğiyle katkı koymuştur. Sonraki yıllarda STP, SİP ve TKP süreçlerinde Sosyalist İktidar Partisi ve Türkiye Komünist Partisi ile tekrar sıcak politikaya katılmıştır. Deneyimlerini genç partililerle paylaşmıştır. Evet, o bir sıra neferi olarak işçi sınıfının kurtuluş mücadelesine boylu boyunca katılmış, hiçbir işi yüksünmemiş her zaman güzel günler için mücadele etmiştir.

MÜMİN AKAR
15 Temmuz 2021

Mümin Akar yoldaşımız sıcak, kibar bir dosttu. Lafına “canımsın” ile başlar ve yine öyle bitirirdi. Musikişinas bir arkadaştı. Klasik Türk musikisi konusunda çoķ bilgiliydi. Şarkılarını makamının kurallarına göre söylerdi.

Akbank’taki veznedarlığı sonrasında boyoz fırını işletti. Bunu daha da ilerleterek milföy hamur fabrikasını kurdu. Akar yoldaşımız bedenini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kadavra olarak bağışlamıştır.

Onu espirileriyle ve fedakarlıklarıyla hatırlayacağız.

ATİYE SÖKÜK
23 Haziran 2021

1958 yılında Lüleburgaz’da doğan Atiye Sökük yoldaşımız siyasetle henüz lise yıllarında İGD saflarında tanıştı. Öğrencilik hayatı boyunca sosyalist siyasetini sürdüren Atiye hoca TÖBDER sürecinden itibaren eğitim emekçilerinin sendikal mücadelesinin içerisinde oldu. Sürgün ve zorluklarla geçen öğretmenliği boyunca sosyalizm fikrinden asla vazgeçmedi. 2010 yılında TKP üyesi olan Atiye yoldaşımız Tekirdağ örgütünün her çalışmasına destek vermiş ve Süleymanpaşa ilçesinin kurulmasında büyük emekler göstermiştir. İki çocuk annesi olan yoldaşımız bir süredir kanser tedavisi görmekteydi. Ne yazık ki 23 Haziran 2021 akşamı hayata veda etti

GÜLTEKİN KÖKTÜRKSUVARLI
25 Nisan 2021

Gültekin Köktürksuvarlı yoldaşımız hayatının büyük bölümünü örgütlü mücadele içerisinde geçirdi. 1. TİP döneminde Antalya İl Başkanlığı yaptı. Ayrıca yaşamı boyunca, birçok siyasi davada gönüllü avukat olarak pek çok kişiye destek sağladı. 2009 yılından itibaren Türkiye Komünist Partisi saflarında örgütlü mücadeleye devam etti. Anısı mücadelemizde yaşayacak.

ABDULLAH NEFES
20 Ekim 1941-20 Nisan 2021

Bütün zorluklara, geri düşüşlere, kimi zaman kırgınlıklara rağmen örgütlü olmakta ısrardır Abdullah Nefes. 60’lı yılların başında TİP ile başlayan partili mücadeleyi yirmi birinci yüzyılda TKP’de, tüm aklı, yüreği ve bedeninin olanca gücüyle sürdürmüş bir ömürdür. Seksen yaşına değerken, Parti Tarihi çalışması için tüm bilgi birikimini heyecanla partisine sunmaktır.

Edebiyata, şiire, sanata adanmış olmaktır Abdullah Nefes. Roman, hikâye, şiir okumayan, sergi gezmeyen, tiyatroya gitmeyen, sinema izlemeyen, düzenli konser takip etmeyen bir komünist iyi bir komünist olamaz iddiasıdır. Siyasi bilinci estetik ile donatmak, estetiği mücadele için kuşanmaktır.

Sosyalizmi ve şiiri yurt edinmektir Abdullah Nefes. Yaşamını, yaptıklarını, yürüdüğü yolu, bulunduğu yeri, varmak istediği yeri politik bilinci ve şiiriyle ölçmektir. Kültür sanat alanında kimi zaman ortaya çıkan çürütücü ilişkilerin dışında, karşısında durmaktır.

Sevmektir Abdullah Nefes. Dünyayı, yurdunu, insanı, işçi sınıfını, doğayı, ailesini, dostlarını, yoldaşlarını… Ağabeydir. Her yaştan yoldaşının bir merhaba ile masasına, evine konuk olduğu, yazdıklarını okuttuğu, okuduklarını paylaştığı, fikrini aldığı dosttur.

Hırçın olmak demektir bazen de. Ve biliriz ki bu hırçınlık, gecikmiş Türkiye devrimini görmeye ömrünün yetmemesinden, o gecikmede önce kendi eksiklerimizi, kusurlarımızı görüp üzerine gitmek isteğindendir.

‘Tamam,

Geçmeli ama

Bir yolda, bir duvarda, bir yaprakta

İzi kalmalı.’

dediği bir ömrü paylaştık.

Edebiyatın ve partili mücadelenin içinde geçmiş, ardında kuşağının önemli, değerli şiirlerini bırakmış, dopdolu bir ömre yoldaş olmanın onurudur bize kalan.

Anısı mücadelemizde yaşayacak.

AYDOĞAN SOYSAL
28 Şubat 2021

Aydoğan Soysal 20.01.1959 tarihinde Keşan’da doğdu. 1976 yılında TKP’nin gençlik örgütü olan İGD’de (İlerici Gençler Derneği) başlayan devrimci mücadelesini İstanbul Üniversitesi Tarih Fakültesinde sürdürdü. 12 Eylül faşist darbesi ile Tarih Fakültesinden uzaklaştırıldı ve Trakya TKP davasında 1 yıl tutuklu kaldı. Beraat ettikten sonra bile Trakya’da örgütlü mücadelesini sürdürdü. 80’li yılların sonunda Tarih Fakültesine dönebildi. Tarih öğretmeni olarak Kars’ta başladığı mesleki hayatını Keşan’da tamamladı. 2012 yılında TKP Keşan ilçe örgütünün kuruluşunda yer aldı. 2012 yılından günümüze hep örgütlü mücadele içerisinde yer aldı. 40 yılı aşkın örgütlü mücadelesi 28.03.2021 tarihinde son buldu. Anısı mücadelemizde yaşayacak.

SACİT ŞEN
14 Şubat 2021

Sacit Şen, sosyalizm mücadelesine lise yıllarında Gebze Ziraat Meslek Okulu’nda katıldı. Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünü bitiren Şen, 1980’lerin sonunda yayınlanmaya başlayan Toplumsal Kurtuluş dergisinin İstanbul bürosunun kuruluşunu sırtlandı, mücadelesini bu dergi çevresinde sürdürdü.

Mali Müşavir olarak hayatını kazanan Sacit Şen 2019 yılında uzun süredir yakından izleyip destek olduğu Türkiye Komünist Partisi’ne katıldı.

Şen, bir süredir önemli sağlık sorunlarıyla uğraşıyordu. Geçtiğimiz aylarda Covid-19’a yakalanmış, hastalığı atlatmıştı. Silikozis nedeniyle akciğerlerinde yaşadığı sıkıntıların sonucu olarak hastaneye kaldırılarak yoğun bakıma alındı ve ne yazık ki 14 Şubat günü yaşamını yitirdi.

HİLMAN YAKUT
2 Eylül 1955 – 30 Ocak 2021

02 Eylül 1955 yılında Yozgat’ın Çandır (Bucağı) İlçesinde çiftçi bir ailenin 2. çocuğu olarak doğdu. İlk ve orta oğrenimini Çandır ve sırasıyla Çankırı Sağlık Koleji ve Ankara Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü’ndeki sağlık memuru görevi sırasında Gazi Eğitim Enstitüsü, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Sağlık Koleji’ni bitirdikten sonra Kayseri İl Sağlık Müdürlüğü’nde sağlık memuru olarak çalışmaya başladı. Daha sonra, ailenin Ankara’ya yerleşmesiyle Ankara Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü’ne tayin edilir ve sırasıyla, Ankara Altındağ ve Çankaya Belediyelerinde çalışma yaşamını sürdürerek Çankaya Belediyesinden 2020 eylül ayında emekli olur. Evli ve iki kızı vardır. Kayseri ve Ankara’daki çalışma yaşamı ile öğrencilik yılları politik gelişmelerin de hareketli olduğu yıllardır. Hilman’ın Çankırı Sağlık Koleji’nde okurken 1960 lı yılların koşullarında ülke sorunlarına duyarlılığının başladığı ve devrimci sosyalist gençlik hareketinin içinde yer alır. Kayseri başladığı çalışma yaşamı süresince 12 mart karanlığını yaşar. 1975 yılında Türkiye İşçi Partisi’nin yeniden kuruluşu ile birlikte Hilman Kayseri’de parti faaliyetlerine katılır ve yine partinin gençlik örgütü GENÇ ÖNCÜ’nün de üyesidir. Hilman Ankaradaki süreçte Parti’nin Altındağ ve Merkez ilçe örgütlerinde çalışır ve memurların parti üyeliği yasağına karşın parti ile ilişkisini resmi olmayan statüde kesintisiz sürdürür. Yine, 1970’li yıllar Kamu emekçilerinin sendika kurma yasağının olduğu yıllardır. Bu yıllar süresince kamu emekçileri çeşitli derneklerde sendikal haklarını elde edilmesi için mücadele ederler. Hilman yoldaşımız, kamu emekçilerinin grevli toplu sözleşmeli sendikal hakkını elde edebilmesi doğrultusunda, ülkedeki tüm kamu emekçilerinin tek bir çatı altında örgütlenmesi amacıyla kurulan TÜM-DER’in ve yine sağlık kurumlarında çalışan sağlık emekçilerinin örgütlendiği TÜS-DER’in üyesidir. Yoldaşımız, kamu emekçilerinin 1980 li yılların ortalarında başlayan ve 1990 yıllarda yükselen grevli toplu sözleşmeli sendikal hak mücadelesinin yükseldiği süreçte yine, KESK’e bağlı TÜM BEL SEN üyesi olarak örgütlü mücadelenin içindedir. Hilman 12 eylül karanlığının yaşandığı süreçte politik mücadeleden kopmaz partisinin aldığı karar doğrultusunda “her hal ve şartta görev başındadır.”Ancak, TİP’si ile TKP’sinin birleşmesi sürecinde ve sonrasında herhangi bir partiye uzun süre üye olmaz genel olarak bu dönemin politik yapıları ile ilişkilerini insani ilişkiler düzeyide politik tartışmalar katılarak ve pratik süreçlere, eylemliliklere sürekli katılır. Sürekli eylemlilik içerisinde mücadelesi sürdüren yoldaşımız, uzun yıllardır TKP’nin hep yakın çevresinde ve genel etkinliklerinin içinde yer alır. Partinin son dönem örgütlenme çağrısına uyarak bir süre önce de partisine üye olur.
Üzüntülüyüz, ne yazık ki yoldaşımızı 30 ocak 2021 tarihinde yitirdik. O’nu özleyeceğiz. Unutmayacağız.
Hilman yoldaşımız gerek partili olmadan ve gerekse partili olduktan sonraki süreçte, Ankara’daki parti çalışmalarımızın en titiz takipçilerinden ve katılımcılarından biriydi. Yaşamı boyunca yoldaşlarını hiç yalnız bırakmayan onlarla ilişkilerini her zaman sürdüren alçakgönüllü naif bir yoldaşımızdı. Anısı ve mücadelesi hep bizimle yaşayacak. Güle güle yoldaş.

SALAHATTİN UMAY
25 Aralık 2020

Türkiye Komünist Partisi Mersin İl Örgütü üyesiydi Salahittin Umay. Uzun yıllar memleketi İskenderun’da partili mücadele veren, Hatay İl Başkanlığı dâhil partide birçok görev üstlenen Salahittin yoldaşımız, son yıllarını Mersin’de sosyalizm mücadelesine katkı sağlayarak geçirdi. Yaşadığı sağlık sorunlarına rağmen aklı, yüreği, bedeni ile hep sınıfının safında oldu, insanlığın kurtuluşuna azimle emek vermeyi sürdürdü. 25 Aralık 2020 tarihinde yatmakta olduğu hastanede kronik rahatsızlıklarına yenik düşerek aramızdan ayrılan Umay, memleketi İskenderun’da son yolculuğuna uğurlandı.

HÜSNÜ BİNGÖL
16 Aralık 2020

Hüsnü yoldaşımızı Covid-19 hastalığı nedeniyle kaybettik. 2020 yılının Aralık ayında kaybettiğimiz yoldaşımız, yıllarca TÖB-DER’de mücadele etti, ülkenin ilerici eğitim emekçilerindendi. Taviz vermeden aydınlanma mücadelesini sürdürmek için örgütlü mücadeleye katıldı.

AHMET KARABACAK
9 Ekim 2020

Mücadele ruhu hiç bitmeyen, yoruldun mu diye sorulduğunda “Durun bakalım daha güzel günler göreceğiz, devrimi görmeden yorulmak yok“ diyen Seferihisar’ın Ahmet abisiydi. Her parti çalışmasına en önde koşturmalarıyla paylaştığı her birikimi ile yolumuza ışık tutan yoldaşımız Ahmet Karabacak 9 Ekim 2020 yılında aramızdan ayrıldı.
Devrimci mücadelesi hiç unutulmayacak, anısı mücadelemizde hep yaşayacak.
MUSTAFA TOZKOPARAN
1964 – 4 Ağustos 2020

1964’de Tarsus’ta doğdu Mustafa Tozkoparan. İlk ve orta okulu Tarsus’ta bitirdikten sonra 1982 yılında işçilik hayatına başladı. Önce Soma Termik B Santrali, ardından Gökova Termik Santrali’nde kaynak ustası olarak 16 yıl çalıştı. 1998’de Gebze’ye taşındı ve Sarkuysan fabrikasında döküm işçisi olarak işe başladı. 2015 yılında bu fabrikadan emekli oldu. Çalıştığı her yerde mücadeleyi yükseltti, işçilerin Mustafa abisi oldu. Mesai arkadaşları onun asla kendilerini yarı yolda bırakmayacağını bilirdi, tam altı kez işyerinde sendika temsilcisi seçilmişti. 1992 yılında Sosyalist Türkiye Partisi’nin kuruluşunda yer almıştı. TKP’de çeşitli dönemlerde Gebze ilçe başkanlığı ve benzeri merkezi görevler yürüttü. Evli ve iki çocuk babasıydı. Yoldaşımızı geçirdiği beyin kanaması nedeniyle, yaklaşık iki hafta süren yaşam mücadelesinin ardından ne yazık ki kaybettik.

UMUT GÜNDÜZ
30 Mayıs 2001-17 Temmuz 2020

TKP üyesi Umut Gündüz’ü Ankara’da geçirdiği trafik kazasında kaybettik. Yalnızca 19 yaşındaydı. Sporun çeşitli dallarıyla profesyonel olarak ilgileniyor, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu sınavlarına hazırlanıyordu. Umut arkadaşlarıyla kilometrelerce yol kat eden bir bisikletçiydi aynı zamanda. Tarihin akışını değiştirmiş büyük devrimcilerin biyografilerini okumayı severdi. Kendisi de geleceğe ilişkin büyük umutları ve hayalleri olan çalışkan, genç bir devrimciydi. Bisikletli çekilmiş bir fotoğrafının üstüne şu notu düşmüştü: “Hayat sonunu bilemediğimiz için güzel ve ilgi çekici. Yarın ne olacak duygusu bizi diri tutar.”

Yoldaşımızın enerjisi, merakı ve hayalleri ülkemizin aydınlık geleceği için verdiğimiz mücadelede yaşayacak.

İBRAHİM BULUT
18 Mayıs 2020

İbrahim Bulut yoldaşımız 18 Mayıs gecesi aramızdan ayrıldı. Yaşamının son üç yıla yakın süresinde mücadelesini kanser hastalığına karşı yürüttü. Daha önceki zorlu deneyimlerinde olduğu gibi yine güler yüzle, hepimize güven vererek, geleceğe dönük inancı hiç sarsılmadan…
İbrahim Yunanistan göçmeni ailelerden geliyordu. İzmir’in yoksul semtlerinden birinde, Kadifekale’de büyüdü İbo.
İbrahim vicdan yolundan ve fiziksel anlamda kavga ederek girdi devrimci mücadeleye. İlerici Liseliler Derneği ile tanıştı.
İbrahim genç, kararlı bir parti militanı olarak genç yaşında ağır sorumlulukların altına girmekten çekinmedi. 1979’da ilk kez içeri alındı. 1980 Ocak sonunda özgürlüğüne kavuştu. Aynı yıl Türkiye Komünist Partisi üyeliğine alındı.
12 Eylül darbesi gelip çattığında yine tutukluydu. Aralıklarla 1985’e kadar cezaevlerini gezdi.
Öğrendiği, bildiği komünistliğe benzetemediği TBKP’ye mesafeli durdu, ama sonraki süreçlerde İzmir’de aktif görevler üstlendi. BSP’den sonra ÖDP’ye girdi. Ama gerçek bir komünist partiyi, gerçek bir sınıf mücadelesini özlüyordu.
İlgiyle izlediği Sosyalist İktidar Partisi’ne, TKP adını almasaydı da gelecekti, kendi söylediğine göre. 2001’de, adını alır almaz katıldığı Türkiye Komünist Partisi’nin İzmir İl Komitesi’nde yerini aldı. Parti’nin İzmir ve bölgede 2002 yılındaki hızlı büyümesinde birinci dereceden emeği ve sorumluluğu vardır.
Yıllarca Parti’nin merkez organlarında, İzmir İl yönetiminde ve Ege bölge komitelerinde sorumluluk üstlendi. Bugün Türkiye Komünist Partisi’nin İzmir’de kayda değer bir birikimi varsa, burada İbrahim Bulut’un katkısı kritik öneme sahiptir.
İbrahim hiçbir zaman gençlere anı anlatan bir amca veya ağabey olmadı. Yaşadığı günün öncelikleri, görevleri ne ise orada kendisini yeniden üretti. Vicdanının izini sürdü. Bir komünist gibi yaşadı. Yoldaşlığını bize armağan etti. Bir komünist gibi öldü. Anısı mücadelemizde yaşayacak.

SEMA SAY
1 Mayıs 1958-25 Nisan 2020

İzmir Bornova örgütümüzün Sema Hocası, genç yoldaşlarımızın Sema Ablası…
Sema Say çok güzel bir günde 1 Mayıs 1958’de doğdu. Sınıf öğretmeniydi. Öğrencilerinin sevgi ve saygı duyduğu bir öğretmendi. Severek yaptığı mesleğini onu aramızdan ayıracak olan hastalığa yakalanmasına kadar sürdürdü. 25 Nisan 2020 tarihinde aramızdan ayrıldı. Onu her 1 Mayıs’ta aramızda görüp çifte sevinç yaşardık. Bundan sonra da böyle olacak. Işıklar içinde uyu Sema Hocamız, yoldaşımız…

MAKSUT YANIK
1964-2019

“Biyoloji öğretmeni olan Maksut Yanık lisede öğretmenimdi,1 Mayıs’ta kortejin arkasına doğru baktığımda gördüm kendisini, çok mutlu oldum hemen yanına gidip kendimi tanıttım o da sevinmişti. Biraz sohbet ettik ayak üstü “Hocam ne güzel sizi burada görmek” dedim o da “Ben hep buralardayım ama karşılaşmadık” dedi. Kardeşimin de öğretmenliğini yapmıştı. Hemen onu da çağırıp sohbete devam ettik. Miting sonunda tekrar görüşmek üzere ayrıldık bir hafta sonra artık sadece öğretmenim değil yoldaşım da olmuştu.” (Öğrencisi ve yoldaşı Asuman)
Emekli olduktan sonra partimize üye oldu. Üye olduğu dönemde çok talihsiz bir hastalığa yakalanmıştı, her gün kasları ve sinir uçları zayıflıyordu, elinden geldiğince toplantılara katılmak için çaba harcar, aidatlarını eksiksiz öder, partisi için elinden geleni yapardı. Evden çıkamaz olduğu dönemlerde dahi ülkedeki gelişmeleri, partiden haberleri düzenli takpi ederdi. 1 Temmuz 2019 tarihinde Maksut hocamızı kaybettik. Cenazesinde kendisine söz verdik, devrim mücadelesini sırtlanacak yeni yoldaşlar örgütlemeye ve devrimi örmeye.

EFE SARP
Aralık 2019

Her şeyi kolay söyleyen ve kendi yolundan gitmekte ısrar eden birisiydi Efe. Maket koleksiyonu yapmayı, köpeğini, Uğur Uluocak’tan bahsetmeyi ve halasını çok seviyordu. Beyaz yakalı olmak onun hem hayatı hem nefretiydi. O kendi bildiği gibi yaşadı. En samimi duygularla devrimci mücadeleye girdi. Efe, Uludağ’da talihsiz bir kaza sonucu, arkadaşı Mert Alpaslan ile birlikte yaşamını yitirdi. Karacasu Beldesi’nin ilk öğretmeni Muharrem Sarp’ın torunu olan Efe, çok sevdiği dedesinin yanına, Karacasu’ya defnedildi. Sarıgazi Semt Evi’nde Efe Sarp ve Mert Alpaslan kitaplığı ile isimleri yaşamaya devam ediyor.

UFUK ERGİR
Aralık 2019

Ufuk Ergir yoldaşımız 52 yaşında idi. Tır şoförü olan yoldaşımız tankerle petrol taşıma işinde çalışıyordu. 2019’un Aralık ayında TKP Gönüllüsü oldu, 2019 Aralık ayı sonunda geçirdiği kalp kriziyle aramızdan ayrıldı.

MEHMET GÜNGÖR
1952 – 5 Aralık 2019

1952 doğumlu Mehmet Güngör TİP ve TÖBDER’de örgütlü mücadeleye girdi. Eğitim Sen’in kurucularından olan yoldaşımız 2004 yılından sonra TKP üyesi olduktan sonra TKP’nin bütün çalışmalarında aktif rol aldı. Özellikle Trakya bölgesinde bir çok  alan çalışmasının içinde olan yoldaşımızı unutmayacağız.

FAHRİ AYDEMİR
1958 – 12 Kasım 2019

1958 doğumlu Fahri Aydemir 1977 de Edirne İGD’de örgütlendi. Trakya’nın bir çok yerinde İGD adına çalışmalarda bulundu. Trakya Köy Koop içerinde örgütlenme çalışmalarına devam etti.  2014’ten itibaren Keşan TKP örgütünün kuruluşunda ve tüm çalışmalarında  aktif görev aldı. Fahri yoldaşımızı 2019’un Kasımında kaybettik, anısı mücadelemizde yaşayacak.

SİNEM AYKAÇ
8 Eylül 2019 

Türkiye Komünist Partisi ve Jose Marti Küba Dostluk Derneği üyesi Sinem Aykaç, yaşadığı ani bir rahatsızlık nedeniyle, genç yaşta hayata gözlerini yumdu. Aykaç, partisi, yoldaşları ve ailesi tarafından Ankara Karşıkaya mezarlığında düzenlenen törenle sonsuzluğa uğurlandı.
Aykaç’ın cenaze töreninde konuşan yoldaşı Hakan Bulut, şu ifadeleri kullandı:
“Çok genç yaşında toprağa veriyoruz yoldaşımızı ama sadece genç yaşında bir yoldaşımızı değil, aramızdaki belki de en çalışanımızı belki de en inatçımızı toprağa veriyoruz… İnsani meziyetleri açısından da en gelişkin yoldaşlarımızdan birini veriyoruz toprağa. Ayaklarımız geri geri gidiyor, onu vermek istemiyoruz. Sinem yoldaş bir gece ansızın aradığında, belki bir sokak hayvanına yardım etmek isteğini, belki aklına gelen bir mücadele başlığını, belki de bir insana yardım için yapmak istediklerini paylaşırdı, bunun için gece-gündüz demeden çalışırdı. Onun geride bıraktığı bu boşluğunu doldurmak mümkün değil, yokluğunu hissetmemek mümkün değil. Sinem aramızdaymış gibi mücadele etmeye devam edeceğiz, anısı mücadelemizde yaşayacak.”

ÖZGÜR SERT
26 Mart 1978 – 13 Şubat 2019

2005 yılında, Yurtsever Cephe çatısı altında işçi inisiyatiflerinin oluşturulma kararı, Denizli’de işçi çalışmalarının dönüm noktası olmuş; Özgür, bu sürecin en önemli aktörlerinden biri haline gelmişti. Denizli’deki üç yerleşim yeri, Pınarkent, Karşıyaka ve Sevindik; yoğunlukla tekstil sektöründe çalışan yoksul emekçilerin yaşadıkları semtlerdi. Özgür ve işçi arkadaşları, tekstil fabrikalarında ve bu semtlerde büyük özverilerle örnek bir işçi örgütlenmesi gerçekleştirdiler.
Tüm bu süreçlerde, Özgür hem militan, hem de bir ”öğrenciydi”. İşçi çalışmalarında yakalanan siyasi ve örgütsel ritm, Özgür’ü fazlasıyla besliyor; o da okuyor, öğreniyor ve öğretiyor, elinden geleni de ardına koymuyordu!
Özgür, kendi yaş kuşağında, siyasal gelişimini hızla sağlayan ender bir kişiydi.
İl binasında yapılan aylık işçi toplantılarının hazırlığına, yoldaşlarıyla birlikte günler öncesinden hazırlanırdı. Özgür’e göre, düzenin işçi sınıfına yönelik çürütücü, bölücü ve çözücü her sorunu, mutlaka olabilecek en kısa sürede çözülmeli; her olumlu ve güzel şeyler de işçiler tarafından en kısa sürede edinilmeliydi!
Kanser hastalığına yakalanan Özgür yoldaşımızı 13 Şubat 2019 tarihinde kaybettik.
O TKP’nin işçi önderlerinden biri, örnek bir partiliydi.

AYŞEGÜL ÇULCUGİL
31.08.1966-24 Ocak 2019

2015 genel seçimlerinde Parti’nin 550 kadın milletvekili aday gösterdiği dönemde örgütlenmişti Ayşegül, Çiçekçi semtinin “Ayşegül ablası”. Doğduğu, büyüdüğü ve uzun yıllardan beri yaşadığı ve çalıştığı mahallesinde insanlar için “yalan dolansız”, dürüst, çıkar gözetmeden siyaset yapmanın artık ancak komünist parti saflarında mümkün olacağına inanıyordu. Yıllarca kendisine gazete, bildiri ve yayın götüren yoldaşlarımız için dükkanının kapılarını daima açık tutmuştu. Deniz Gezmiş’in mahallesinde büyümüştü, “Mukaddes teyze komşumuzdu” diye paylaşıyordu anılarını ve artık elini taşın altına koymak gerektiğini söylüyordu her fırsatta. “Herkes şikayet ediyor ama şikayet etmek yeterli değil. Sen de bir şeyler yapacaksın, bazı şeylerin değişmesini istiyorsan” diyordu. Bir müddet annesiyle birlikte yaşadığı Ağva’da, dükkanının vitrinine partinin bayrağını asarak, siyasi mücadelenin hangi tarafında yer aldığını gururla göstermişti. Ayşegül’e göre, kendisi gibi emeğiyle geçinen insanlar bu düzeni sıfırlayacaktı. O, asla yalanın bir parçası olmayacaktı.
Çalışmadığı tek gün olan Pazartesi gününü yaşlılara adamıştı, onları ziyaret ediyor, bakım ihtiyaçlarını karşılıyordu. Kocaman yüreğiyle bir de sokak hayvanlarına yetişiyordu.
Hastalığında bile yılmadı, sonbaharda teşhis edilen hastalığıyla ilgili “yaz aylarında ben bu mereti yeneceğim” demişti. Yaz aylarında yaşama sevincinden hiçbir şey kaybetmemişti. 1 Mayıs 2018 Kartal mitinginde son ana kadar alanda kaldı, yoldaşlarıyla sohbet etti, marşlar söyledi. NHKM’nin tiyatro etkinliklerinde, eylemlerde, 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nde TKP bayrağıyla görebilirdiniz onu. Hiç kopmadı hayattan, mücadeleden. Yoldaşımızı Ocak 2019’da sonsuzluğa uğurladık, anısı mücadelemizde yaşayacak.

YILMAZ GÜNDOĞDU
1948-2018

Demiryolu işçilerinin mücadele tarihinin onurunu sırtlanmış Yılmaz Gündoğdu ile 1999 yılında mücadelemizi aynı parti çatısında ortaklaştırırken, aynı günlerde Haydarpaşa Garı’nda Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliklerini gerçekleştirmek isteyen Demiryolu çalışanlarına ve TCDD Yakacık Hastanesi’nin satılma girişimlerini protesto eden TCDD emekçilerine polis saldırmakta idi.

İstanbul ve Adana’da TCDD’de çalışıp 1994 yılında emekli olduktan sonra DİSK Emekli-Sen kurucuları arasında yer aldı. SİP’in yayın organı Sınıf Tavrı dergisinin mutfağında görev aldı, İşçi Okulları örgütlenmesinde aktif görevler üstlendi. Sendikal mücadeleyi sendikacılığın kısırlıklarına teslim olmadan sürdüren bir komünistti.
2000 yılında SİP’in komünist adıyla siyaset yapma yasağına karşı mücadelenin parçası olarak kurulan Komünist Parti’nin kurucuları arasında yer aldı.
TKP’nin girişimiyle 4 Eylül 2016’da Kartal’da düzenlenen “Gericiliğe, Emperyalizme ve Darbecilere Boyun Eğmeyeceğiz” mitinginin çağrıcıları arasında yer aldı.
5 Eylül 2018’de yaşama veda etti, yoldaşımızı unutmayacağız.

AYBARS GÜNER
28 Aralık 2018

12 Eylül öncesi Baysen-İş Sendikası’nda genel örgütlenme sekreteri olarak görev alan Güner işçi sınıfının hak arama mücadelesinin hep ön saflarında yer aldı. Sendikacılık yaptığı dönemde 80 öncesi TKP saflarına katıldı. 12 Eylül döneminde tutuklandı ve işkence gördü. TKP’deki likidasyon sürecine tepki gösterenlerdendi. TBKP’nin oluşum sürecindeki liberal eğilimlere de tepki ile yaklaştı. Uzun süre örgütsüz kaldı ama Sosyalizme olan inancını hiç kaybetmedi. 2002 yılında yeniden TKP’sine kavuştu. Türkiye Komünist Partisi’ne üye oldu.
TÖS yönetiminde Fakir Baykurt ile birlikte yöneticilik yapan Köy Enstitülerinde öğretmenlik ve müdürlük yapan İsmail Sefa Güner’in oğlu olan Aybars Güner sağlık sorunları ile uğraştığı 28 Aralık 2018 tarihinde aramızdan ayrıldı.
Anısı ve mücadelesi yolumuzu aydınlatıyor.

KAĞAN İŞÇEN
1 Temmuz 1971-22 Haziran 2018

1 Temmuz 1971 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimlerini sırasıyla Adana, Kırşehir ve Ordu’da sürdürmesinin ardından Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu.Adana’da Türkçe öğretmenliği yapıyordu. Evli ve iki çocuk babasıydı. 22 Haziran 2018’de vefat etti. Yoldaşları tarafından kızıl karanfillerle uğurlandı.
Babası sol eksenli ilk polis teşkilatı Pol-Der’liydi ’70’lerde… Sol görüşlü babasının memuriyeti nedeniyle çocukluğu sürgünlerde geçmiş, sonrasında sosyalizmi örgütlü bir yapıda ararken üniversite öğrencisi olduğu zamanlarda programında sosyalizm olan Sosyalist Parti ile olan mücadelesi baslamış. Bu arada iki şeyden hic vazgeçmemiş; sosyalizme inancından, emeğin iktidar olacağı günlere olan umudundan ve de şiirden… 12 E-Kitabi olan şair bütün kitaplarını elektronik ortamda halka açık olarak paylaşmış, isminin anılması dışında hiçbir bağlayıcı kural belirtmemistir ve şiirlerinin ekonomik amaçlı kullanımına izin vermemiştir.
1 Temmuz 2015’te birkaç yıl önce verdiği kararı eyleme dönüştürerek, Türkiye Komünist Partisi’nde örgütlü mucadelesine devam etti. Anısı sosyalizme inanmaktan bir an bile vazgeçmeyen, mücadele eden yoldaşlarıyla birlikte yaşayacak..

SEVİM ÇELİK
27 Eylül 2017

TKP emektarı Sevim Çelik, Samsun’da doğdu. Tütün işçisi anne ve babası gibi çocukluğu tütün mağazalarında çalışarak geçti. TKP ile tanışması Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) üyesi öğretmen eşiyle birlikte oldu. Ankara’daki Büyük Eğitim Yürüyüşü’ne Samsun’dan katılan iki kadından biri olduğu için Fakir Baykurt Samsun’da kendisine teşekkür ziyaretinde bulundu.
1973’te Almanya’ya işçi olarak gitti. Çalıştığı fabrikada TKP’li kadın işçilerle temas kurdu. Yurda dönüşte TKP’nin eğitimci örgütlenmesi Birlik ve Dayanışma üyesi olan eşiyle birlikte kendisi de İlerici Kadınlar Derneği’nde örgütlü mücadele yürüttü. İKD’nin merkezi yayın organı Kadınların Sesi dergisi Samsun sorumlusu oldu. 12 Eylül’de dergiden ve TKP üyeliğinden yargılandı. 12 Eylül faşizminden kaçanları ve arananları aylarca evinde sakladı. 12 Eylül sonrası Sadun Aren’lerin kurduğu Sosyalist Birlik Partisi’nin Samsun İl Başkanlığı’nı yaptı.
Türkiye Komünist Partisi’nin yasal alanda yeniden faaliyete geçmesinden birkaç yıl sonra yeniden TKP’de örgütlendi.  “Beni kimse partiye örgütlemedi. Partinin yoldaşlarını sahiplenmesi çok etkilediği için üye olmuştum” diyordu.
27 Eylül 2017’de 71 yaşında kanserden yitirdiğimiz yoldaşımız Sevim Çelik’i unutmayacağız.

AHMET NAZIM ÖCALKARDEŞ
17 Eylül 2017

Ahmet Nazım Öcalkardeş yoldaşımızı 17 Eylül 2017 tarihinde kaybettik. TKP Kocaeli İl Örgütü Üyesi olan yoldaşımız Kocaeli’nin Karamürsel İlçesinde yaşayan bir İnşaat işçisiydi. Onurlu bir inşaat işçisi olmanın yanında, iyi boksördü. En güzel Galatasaray taraftarıydı. Metin Kurt’u ve Metin Oktay’ı izlemiş, tuttuğu takımı onlarla özdeşleştirmişti. Metin Kurt’la yollarının TKP’de kesiştiğini parti binasında okumuş ve çok mutlu olmuştu. Geç tanıştığı partisinin en heyecanlı üyelerindendi. İnancı ve partisine güveni hiç azalmadı. Hayatında yalnızca parti kuralları vardı, başka kural bilmezdi. Geç bulduğu partisini erken kaybetmemek için elinden geleni yaptı. Yoldaşımızı unutmayacağız.

KADİR ORAL
8 Kasım 1949 – 14 Haziran 2017

Kadir ağabey, “nasıl sosyalist oldun” sorusuna, “İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde çok okuduk; ardından askerliğimi asteğmen olarak Kars Akyaka’da sınır karakolunda yaptım. Sınırın öte yanında büyük tarım alanları de devasa makinalar, bizim tarafta ise küçücük alanlar ve öküzler, ırgatlar… Okuduklarımın küçük bir bölümünü her gün sınırın öte yakasında görür oldum” diye yanıt verirdi. Safranbolu’nun köyü Danışment’te doğan Kadir Oral, ilkokulu Ovacuma beldesinde, ortaokul ve liseyi Karabük’te okumuş, sonrasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nden 1971 yılında mezun olmuştu. Karabük Demir Çelik Fabrikası’nda bekçi olarak çalışan babasının “Ben sana para gönderemem ancak çalışarak okuyabilirsin” demesi üzerine üniversiteyi Karabük Demir Çelik Fabrikası’nın İstanbul ofisinde Cağaloğlu’nda matbaa ve yayınevlerinde çalışarak bitirdi. Sosyalist düşünceye yönelimi üniversitede başlayan Kadir Oral, Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) ve Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER)’nde örgütlü bir komünist olarak mücadele etmişti. 2002 yılında TKP’ye üye olan Kadir Oral, kendi deyimiyle doktrine bağlı partisini bulmuş; Kadıköy İlçe Örgütü’nün tüm çalışmalarında disiplinli ve mütevazı kişiliğiyle tüm yoldaşlarının ağabeyi ve hocası olmuştu. Saygıyla anıyoruz…

FEYZULLAH ARAZ
1 Ocak 1982 – 29 Nisan 2017


Nam-ı diğer “Feyzolof”. Bu lakabı Gazi Üniversitesi’nde okuduğu sıralarda Ankaralı yoldaşlarının hediyesi olarak almıştı. Elbette bu lakap hem bir sevgi ifadesiydi hem de eğitimini aldığı Felsefe alanındaki derinliğine duyulan saygıyı ve takdiri içeriyordu. ‘’Bir komünist nasıl yaşamalı?’’ sorusunun cevabıydı Feyzullah. Kendi alanındaki derinliğine sosyalizm mücadelesine adanmışlığı, partisine bağlılığı, yoldaşlarına duyduğu sevgisi ve siyasi derinliği eşlik ediyordu. Kendi emeğini kolektif emeğin içerisinde ‘’hiçleştirmeyi’’ en gerçek anlamıyla onda görürdünüz.
Herhangi bir parti toplantısında yapılan tartışmaları önce büyük bir sabırla dinler, en gergin anlarda bile sakinliğini korur, yüzünde kendisine has ve yoldaşlarına neşe saçan gülümsemesi ile söz alır, sakince konuşur ve tıkanan tartışmayı ince zekasıyla bir çırpıda çözerdi. Bu Feyzullah’ın öncülüğüne duyduğumuz güveni inşa eden etkenlerden sadece birisiydi. Bol bol okur, yoldaşlarıyla yaptığı tartışmalardan sonra onların ihtiyaçlarını çok iyi sezer, tavsiyelerde bulunur ve bunu yaparken büyük heyecan ve mutluluk duyardı.
Kendisini tanıyan herkes tarafından bu kadar çok sevilen insan sayısı çok azdır ve Feyzullah bu az sayıda insandan birisiydi, kimliğini olabilecek en doğru biçimde taşıyan bir komünistti.
2005 yılında saflarına katıldığı partimizde kendisini kaybettiğimiz 2017 yılına kadar çeşitli görevler üstlendi ve hayatındaki bütün zorluklara rağmen bu görev ve sorumlulukların hakkını vermek için büyük bir özveriyle mücadele etti. Antalya İl Örgütü sorumluluğunu yaptığı sırada kanser teşhisi kondu ve ne yazık ki 3 ay içerisinde kendisini kaybettik.
Boşluğu doldurulamayacak, partisine ve sosyalizm mücadelesine yaptığı katkılar unutulmayacak olan yoldaşımıza, sevgili Feyzolof’umuza sözümüz; hayallerinden eksik etmediği ülkeyi kuracağız!
Anısı mücadelemizde yaşıyor!

BEKTEMUR BIÇAKÇI
22 Temmuz 2016

Komünist kimliğinden hiç ödün vermeden yaşayan ve yaşamayı öğreten bir yoldaşımızdı Bektemur hoca. Öğretmendi…
Ülkemizin dört bir yanında görev yaptı, komünist kimliğinden hiç taviz vermedi. 2003 yılında Türkiye Komünist Partisi’ne üye oldu. Türkiye Komünist Partisi üyesi olarak yaşama veda etti.
Mücadelen ışığımız olacak Bektemur Hoca.

ZAFER KIRDAR
Temmuz 2016

Devrimci yaşamı boyunca STP, SİP ve TKP üyeliğiyle gurur duyar, komünist mücadeleye verdiği emekle tanınırdı. Ömrünü işçi sınıfının kurtuluşuna adamış, onurlu ve disiplinli bir komünistti. Zonguldak’ın öncü bir maden işçisi olarak girdiği Büyük Madenci Yürüyüşü’nün en ön saflarında görürüz Zafer Kırdar’ı. Bursalı yoldaşlarının biricik “Zafer ağabeyi” ileri yaşına rağmen parti çalışmalarında gösterdiği özverili titizlikle her kesimden insanı imrendirmişti. Örgütlü mücadeleden, örgütlü yaşamdan bir an olsun vazgeçmedi. Zorlu hayat şartlarına ve sağlık sorunlarına rağmen bir adım geri düşmedi mücadeleden. Hastalığı 2016 yılı Temmuz ayında aramızdan ayırdı Zafer yoldaşı… Kendi tabiriyle “Stalin Zafer”i her zaman dik duruşu, onurlu mücadelesi ve disiplinli partililiğiyle hatırlayacağız.

NECMETTİN BÜLENT UMUT
10 Nisan 2016

10 Nisan 2016’da 60 yaşında kaybettiğimiz Necmettin Bülent Umut’un babası Sivaslı bir tütün eksperidir. Ruhi Su’nun eşi Sıdıka Su, yoldaşımızın halasıdır.
Banka müdürlüğünden emekli  olan N. Bülent Umut’un nöbetinde partiye uğramak, partinin günlük temizliğini yapıp kitapları arasına gömülmüş bir yoldaşın yeni demlenmiş sıcacık çayını içmek demekti. Elinde cetveli, ‘önemli’ bulduğu yerleri çizerek okumak bir şölendi onun için…  TİP üyesi olarak çıktığı bu yolculuğa, TKP üyesi olarak veda etti.
TKP İlk Program ve Tüzüğü / İlk faaliyet Programı/ İlk 1 Mayıs Bildirisi/ el yazısından teksir Kızıl Samsun gazetesini onda bulurdunuz. O yıllardaki ‘Samsun Cigara Fabrikası’ndaki işçilerin çalışma koşulları ve grevini, fabrika müdürünün hilelerini, 85 yıl önce Samsun’da “Amele yoldaş, Kızıl Samsun senin gazetendir. Onu okut ve arkadaşına okut.” diyen işçilerin varlığını onunla öğrendi yoldaşları…
1 Mayıslarda parti kortejinin en önünde, takım elbisesi ve yakasında kırmızı karanfiliyle katılan Necmettin Bülent Umut, hayatının sonuna dek örgütlü mücadelenin içinde yer aldı. Saygıyla anıyoruz.

SABAHATTİN DİKMEN
12 Aralık 1926 – 9 Eylül 2015

12 Aralık 1926’da Adana’da doğdu. İlkokul, ortaokul ve liseyi Kayseri’de okudu. Daha sonra yüksek öğrenim için İstanbul’a geldi. Fakat maddi imkansızlıklardan dolayı eğitimini tamamlayamadı. Askerliğini yedek subay olarak İskenderun’da tamamladı. Askerden sonra Ankara’ya gitti. Ankara’da serbest muhasebeciliğe başladı ve büro açtı.
1950’de TKP’ye üye oldu. 1951’de başlayan Tevkifat kapsamında 1952’de komünist partiye üye olduğu için tutuklandı, İstanbul Harbiye’ye getirildi. Askeri mahkemenin kararıyla önce Adana cezaevi sonra Sivas Cezaevi olmak üzere 6 yıl hapis yattı. Hapisten sonra da 2 yıl süreyle Konya-Karaman’a sürgüne yollandı. Sabahattin ağabeyin kendi deyimiyle “1960 ihtilalinden sonra” serbest bırakıldı. Yıllarca gümrük komisyonculuğuyla geçindi, 1962 yılında evlendi, 3 kız babası oldu. Siyasi mücadelenin her zaman içinde oldu. 1990’lu yıllarda bir süre ÖDP üyesi olduktan sonra 2001’de TKP üyeliğini “yeniledi.” 2002 ve 2007 seçimlerinde TKP’den milletvekili adayı oldu. 51 Tevkifatı’nın yadigarlarından Sabahattin ağabeyi 2015 sonbaharında kaybettik.

CEMAL KADAK
1959 – 13 Ağustos 2015

Yoldaşımız Cemal Kadak (Nüfustaki ismi Nuri’dir ama hep Cemal adını kullandı ve bu isimle tanındı), 1959 yılında Batman’da doğmuş ve gençliğinin ilk yıllarında İGD üyesi bir komünist olarak mücadeleye başlamıştır. 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde bir süre tutuklu kalan yoldaşımız, daha sonra Ankara ve Antalya’da yaşamına devam etmiştir. Antalya’da TKP ile yolları kesişen yoldaşımız, partiye üye olmuş, ölümüne dek her türlü parti çalışmasında yer almıştır.
Cemal yoldaşımız, herkese kapısı açık, sevecen, partisine gönülden ve disiplinle bağlı bir yoldaşımızdı. Onu 13 Ağustos 2015 yılında kaybettik. Anısı mücadelemizde yaşayacak.

EŞREF YAVAŞ
1960-25 Nisan 2015

23 Ocak 1960 yılında Sakarya’da doğdu.Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesinden mezun oldu. 1977 yılında Türkiye İşçi Partisi – Genç Öncü saflarında girdiği örgütlü mücadeleyi; Türkiye Komünist Partisi saflarında İstanbul-Bakırköy örgütünde,  örgütlülüğe ve sosyalist devrime olan inancından hiçbir taviz vermeksizin büyük bir kararlılıkla sürdürdü. 25 Nisan 2015 tarihinden yakalandığı amansız hastalık sonucu aramızdan ayrıldı.

SELAMİ KESİKTAŞ
22 Şubat 2015

1955 yılında doğan Selami Kesiktaş 1976 yılında Ankara Belediyesi Fen İşleri Otobüs İşletmelerine işçi olarak girdi. 1977 yılında Türkiye İşçi Partisi üyesi oldu. Belediye İş Sendikası Ankara Şubesi’nde yöneticilik yaptı. Bu dönemde faşist güçler tarafından gerçekleştirilen Piyangotepe Katliamı’nın ardından bu mahalledeki sol siyasetin yükseltilmesinde aktif rol aldı. Partisi kapatılıncaya kadar partili mücadeleyi sürdüren Selami Kesiktaş bir dönem Birleşik Sosyalist Parti’yi takip etti. 2007-2008 döneminde Türkiye Komünist Partisi saflarına katıldı. Sırasıyla Sincan, Yenimahalle ve Ostim çalışmalarında faaliyet gösterdi. Sosyalist mücadelenin içinde bir ömür boyu hiç yalpalamadan, şaşırmadan, kirlenmeden yürüyen işçi önderi Selami Kesiktaş’ı 22 Şubat 2015 günü kaybettik.
İşçi sınıfı örgütlenme pratiklerini genç nesillere aktarmaya gayret gösteren bu azimli ağabeyimizi, sevgili yoldaşımızı saygıyla anıyoruz. Parçası olduğu partili mücadele geleneğimiz anısını daima yaşatacaktır.

Sincan’da açılan İşçi Evi’nde yoldaşımızın anısına Selami Kesiktaş adı ile bir işçi kütüphanesi  oluşturulmuştur.

ÜMİT GÜRAL
8 Şubat 2015

8 Şubat 2015 yılında genç yaşta aramızdan ayrılan yoldaşımız Konyalı muhafazakar bir ailenin çocuğu idi. TKP’nin İzmir Çiğli fabrika örgütlenmesinden parti saflarına katılmıştı. Örgütlülüğe inanan yoldaşımız bulunduğu her ortamda hiç çekinmeden TKP üyesi olduğunu açık yüreklilikle söylerdi. Mücadelemizde yaşayacaktır.

RASİH NURİ İLERİ
1920-2014

Büyük dedesi Osmanlı’nın önemli yenilikçi valilerinden Abidin Paşa, babası Mustafa Kemal’in yaverliğini yapmış, Kuvayı Milliye’ye katılmış, son olarak yine Mustafa Kemal tarafından temsilci olarak Cenevre’ye gönderilmiş Suphi Nuri Bey’di. Leyla Dino annesi, Abidin Dino ve Arif Dino dayılarıydı. Rasih Nuri 1920’de Cenevre’de dünyaya geldi.
Haydarpaşa Lisesi’nde okurken 1939 yılında TKP’yle tanıştığında 19 yaşındaydı. Parti’nin işçi çalışmalarından sorumlu Ferit Kalmuk tarafından 1942’de parti üyesi yapıldı. İstanbul Üniversitesi’nde matematik okudu ve bir süre ortaokul öğretmenliği yaptı. Adana’da önce Türkiye Sosyalist Partisi ardından Türkiye Sosyalist Emekçi Köylü Partisi’nin çalışmalarına katıldı. 1946’daki sendikal atılım çerçevesinde Adana Sendikalar Birliği’ni kurdu. 1950’de Behice Boran başkanlığındaki Türk Barışseverler Cemiyeti’ne katıldı. 1962-67 arasında Türkiye İşçi Partisi saflarında mücadele etti. TİP’te MDD’ci muhalefette yer aldı ve partiden ihraç edildi.
Atatürk ve Komünizm kitabı bu dönem yayımlandı. 1977’de İkinci TİP’e katıldı. Makaleler ve kitaplar yazdı, kitaplar çevirdi. Defalarca yargılandı. Kendisini hiç ayrılmamış saydığı TKP üyeliğine 12 Eylül sonrasında İsmail Bilen’in davetiyle resmen döndü.
TBKP’de kendi deyimiyle “kontrol komisyonu sekreterliği” görevine seçildi. Bu süreçte parti merkezine sağ sapma eleştirisi getirenler arasındaydı.
1999’da Sosyalist İktidar Partisi üyesi ve milletvekili adayı oldu. 2002’de ilk kez kendi adıyla seçimlere katılan TKP listelerinde o da vardı. 2014 ayrışmasında Komünist Parti saflarında yer aldı. 6 Aralık 2014’te yaşamını yitirdi.

A. ADNAN AZAR
1956 – 10 Ocak 2014
“İçerden Bakmak İçin”
1956 yılında Çayeli’nde dünyaya gelen şair, senarist ve yönetmen Adnan Azar, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi arkeoloji bölümü mezunudur. 2013 Haziran’ında yolları partiyle kesişen Azar, yaşama veda etmeden önce geride birçok şiir ve sinema filmi bırakmıştır.
Haziran Ayaklanması günlerinde, Ankara Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’ne gelip TKP’li dostlarıyla mücadeleyi yükseltme kararı almıştır. Partiye katılmak için formunu dolduracağı esnada kendisi ile ilgilenen genç bir parti üyesine “bana anlattığın bunca cümleden en ikna edici şeyi sana söyleyeyim mi; mücadeleye içeriden bakmak, emek vermek için” demiştir, hiç kaybetmediği cana yakın ve mütevazı tavrıyla.
28 Haziran 2013 tarihinde Ankara gerçekleşen “Boyun Eğmeyenler TKP’de Örgütleniyor” etkinliğinde “Neden TKP’li oldunuz” sorusuna da kürsüden söz alarak “içeriden bakmak, mücadeleye emek vermek için” diyerek dostlarını Partiye davet eden Azar, partililiğin ve yaşamının genç yaşında hayata veda etti.
Geriye iyi şiir, iyi edebiyat, iyi bir yaşam için durmaksızın üretmenin, mücadele etmenin kararlılığını bıraktı.
Ankara Genel Merkez’de genç yoldaşlarımız bir gün Parti kitaplığından aldıkları bir kitabın ilk sayfasını çevirdiklerinde görecekler Adnan Azar ismini. Partililiği genç, şairliği yetkin bir yoldaşlarının onlara neden o kitabı armağan ettiğini ve yaşasaydı bugünün şiirini nasıl yazacağını düşünecekler belki de. 10 Ocak 2014 tarihinde aramızdan ayrılan yoldaşımızı sanata ve mücadeleye yaptığı katkılar ve sıcacık gülümseyişi ile hatırlıyoruz.

ÖMER FARUK KAYAOĞLU
1943  – 2013

1960’ların sonlarında Yozgat’tan Ankara’ya göçer ve ODTÜ’de işe girer. Gençlik hareketinin yükseldiği yıllarda, ODTÜ’deki devrimci gençlik liderleriyle tanışır. 1974 affından sonra sol yeniden şekillenirken Faruk yoldaş da Dev-Yol hareketinin içinde yer alır.
Dev-Yol’un ODTÜ işçileri arasındaki örgütlenmesinde etkili olur. Dev-Yol özellikle gecekondu mahallelerinde faşist saldırılara karşı komiteler oluşturmaktadır. Faruk yoldaş, mesai saatlerinde ODTÜ’de, mesai dışında Dikmen’de ve İlker Mahallesinde direniş komitesinde mücadelenin en önündedir. Militanca becerileri nedeniyle sadece Dikmen’de değil, ihtiyaç olan her mahallede izine rastlamak mümkündür. Defalarca kurulan pusulardan kurtulmayı başarır. O dönem devrimciler varoşlardaki hazine arazilerini Anadolu’dan gelen yoksul ailelere bedava dağıtarak konut sahibi olmalarını sağlıyorlardı. Faruk bu çalışmaların da önderlerindendi.
12 Eylül askeri darbesiyle önce Ankara Emniyeti’nin Dal grubunda sorgulanır, sonra Mamak Cezaevi’ne girer. Devrimci Yol ana davasında idamla yargılanır. 2 yıldan fazla tutuklu kaldıktan sonra cezaevinden çıkar. Eşi ve üç çocuğuyla zor koşullarda yaşamını sürdürmeye çalışır. İşsizdir. Hem yaşamını sürdürmek hem de siyasi mücadeleye devam etmek için yeni arayışlar içindedir. Fakat devletin kolluk kuvvetleri rahat vermemekte, sık sık gözaltına alınmaktadır. 2000’e Doğru dergisinin önüne gidip bu baskılar devam ederse kendisini yakarak protesto edeceğini bir basın açıklamasıyla duyurmuştur. Bu arada TAYAD’ın (Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği) çalışmalarına katılır.
Sosyalist İktidar Partisi 1994 yerel seçimlerinde, henüz seçime katılma yeterliliği olmadığı için bazı şehirlerde bağımsız adaylar çıkartır. Ömer Faruk Parti ile Ankara’da seçim çalışmaları sırasında tanışır. Bir kahve toplantısında söz alarak radikal bir konuşma yapmasının ardından gece polis tarafından evi basılır. Faruk bir yolunu bulup evden kaçar, parti binasına gelir. 1 Mayıs’a Parti ile katılır. İstanbul Çağlayan mitinginin sonunda SİP kortejine yapılan polis saldırısında Faruk da vardır. SİP İl merkezinde kurulan revire tanıklık ettikten sonra Ankara’ya dönüş yolunda parti üyeliğine başvurusunu yapar. “Yıllarca devrimci mücadelenin içinde bulundum, işkenceler gördüm, hapislerde yattım fakat partili olmadan önce hiçbir şey bilmiyormuşum” demektedir artık. Partili yıllarını bir yeniden doğuş olarak niteler.
Kötü çalışma koşulları, işkence ve hapishane yaşamı onu çok yıpratmıştı. Astım hastasıydı. 2013 Mayısının son günlerinde hastaneye kaldırıldı. Haziran Direnişi’ne tanık olamadan 3 Haziran’da aramızdan ayrıldı.

ÖZLEM ACUN
11 Ekim 2013

Özlem Acun 25 Kasım 1982’de Kahramanmaraş’ta doğdu. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra mecburi hizmetini Batman Sason Devlet Hastanesi’nde yaptı. 2009’da Tıp Uzmanlığı Sınavı’nı kazanarak İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimine başladı. Uzmanlığını almasına çok az bir zaman kalmıştı, bayram tatilini ailesinin yanında geçirecekti. 11 Ekim 2013 akşamı Mersin’de daha ailesinin evine varamadan, bir armatör oğlunun kullandığı ve hız sınırlarını hayli aşmış bir aracın, üstelik yayalara yeşil ışık yanarken çarpmasıyla aramızdan ayrıldı.
Kendini 4K olarak tanımlardı: Kürt, kızılbaş, kadın, komünist…
Partisine her koşulda güvenen biriydi Özlem, bazen hayal kırıklıkları olsa da. Kıskandırıcı bir okuma disiplini, hızı ve okuduklarını aktarabilme yeteneği vardı. Erken yaşlarda siyasi mücadeleye katılmış olması nedeniyle iyi bir marksist-leninist külliyata ve analitik bir akla sahipti. Zaman zaman yoldaşlarıyla yaptığı kimi değerlendirmeler sonrası “İyi ki sosyalistiz” derdi. Komünist olduğunu bütün çalışma arkadaşları bilir, hem çok severler hem de saygı duyarlardı. Mesleğini çok seven, çalışkan ve tuttuğunu koparan biriydi. Hasta denildi mi akan sular dururdu, ast üst demeden doğru bildiğini savunurdu. İnatçıydı, sinirlendiği ya da heyecanlandığında hızlı hızlı konuşur, bazen karşı tarafın konuşmasına bile izin vermeden ikna etmeye çalışırdı.  Özlem bir şeyi iş olsun diye yapmayı sevmez nedenini anlamak isterdi. Halkın doktoruydu… Öyle ki; Haziran direnişinde ilkyardım çantasıyla sokak sokak gezip yaralıları tedavi etti.
Konuşkandı, enerjikti, espiriliydi. Özlem’i hep o kıpır kıpır, konuşkan, heyecanlı haliyle ve omuz omuza hatırlayacağız. Anısına saygıyla…

AVNİ ERAKALIN
1925-2012

İstanbullu müzisyen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocuk işçi olarak çalışma yaşamına girdi. Tekstil fabrikalarında çalıştı.
1951’de Beyoğlu Mensucat İşçileri Sendikası’na üye oldu. 1953’te İstanbul Tekstil ve Sanayi İşçileri Sendikası’nın genel sekreteri oldu. Grev ve toplu sözleşme hakkı için 1950’li yıllarda verilen mücadelede öncü işçilerden biriydi. Eylül 1960’ta İstanbul İşçi Sendikaları Birliği başkanlığına seçildi. Aynı zamanda Türk-İş İdare Heyeti’nde de yer alıyordu.
13 Şubat 1961’de Türkiye İşçi Partisi’ni kuran 12 sendikacıdan biri olan Erakalın, partinin kurucu genel başkanlığını yaptı. Aynı yıl TİP’in seçime katılma yeterliliği olmadığı koşullarda kolektif bir kararla başka bir partiden aday olmak üzere TİP Genel Başkanlığı’ndan ayrıldı.
31 Aralık 1961’de o güne kadarki en kitlesel işçi eylemi olan Saraçhane Mitingi’nin düzenleyicilerindendi. Doğu illerinde sendika ve TİP örgütlenmesini yürüttü. 1967’de DİSK’in kuruluşunu hazırlayan ekipteydi. 15-16 Haziran’ın örgütlenmesinde aktif yer aldı. 1979’da emekli olana kadar Kimya-İş ve Bank-Sen’de çalıştı. 1995’te DİSK’e bağlı Emekli-Sen’e üye oldu ve Beyoğlu Şube Başkanlığı’nı yürüttü. Bu görevi sırasında Sosyalist İktidar Partisi’yle tanıştı ve parti üyesi oldu. 1999’da Emekli Sendikacılar Derneği’ne üye oldu.
2000 yılında “komünist adıyla parti kurma” yasağına karşı SİP’in geliştirdiği açılım çerçevesinde yapılan resmi Komünist Parti kurucuları arasında yer aldı. 26 Ocak 2012’de TKP üyesi olarak yaşama gözlerini yumdu.

ŞAHABETTİN BAKIRSAN
1920-2012

Erzurum’da doğdu. TKP ile 1940’ta hukuk okumaya geldiği İstanbul’da tanıştı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde asistanlık yaptığı yıllarda hapishanelerle ilgili yürüttüğü akademik bir çalışma sırasında Nâzım Hikmet’le ve Şefik Hüsnü’yle tanıştı. 1940’larda kundura işçileri arasında yürüttüğü örgütlenme faaliyetleri nedeniyle ve sonra 1951 Tevkifatı’nda tutuklandı. 1960’larda Türkiye İşçi Partisi ve 1970’lerde TKP saflarında sürdürdüğü uzun mücadelede yıllarında Fransızca ve Almanca’dan çevirdiği iki kitabı ve kendi yazılarından oluşan bir kitabı bulunuyor. 1990’larda TBKP döneminde likidasyon süreci başladığında ilk direniş bayrağını çeken, partinin likidasyonuna karşı çıkanlardandı. Parti’nin tasfiye edilmek istendiği dönemlerde bile her zaman partili mücadeleye, partili mücadelenin güçlendirilmesine inandı. 2009’da Sarkis Çerkezyan’ın Kumkapı’daki cenaze kortejinin en önünde, sol yumruğu havada yürürken çekilen fotoğrafı hafızalara kazındı. Nisan 2012’de partisine üyeliğini tazeledikten aylar sonra, 30 Kasım’da yaşamını yitirdi.
(Çerkezyan cenazesi fotoğrafı: https://i4.hurimg.com/i/hurriyet/75/0x0/55ea24ebf018fbb8f86de6e8)

ALİ FUAT
1961- 26 Aralık 2012

Ali Fuat 12 Eylül öncesi TKP saflarında mücadele etti. 2000’li yıllarda yeniden Türkiye Komünist Partisi’ne üye oldu. Uzun yıllar marangoz olarak çalıştı. Antalya’da sadece parti üyesi değil her zor işe koşan Nâzım Kültür Evi’nin tüm marangozluk işlerini halleden bir parti emekçisi, Ali abimizdi. Yoldaşımız 2012 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu aramızdan ayrıldı.

KADİR KARABULAK
15 Mart 1961 – 13 Kasım 2012

1961’de İstanbul’da doğdu. 1976’da Fenerbahçe Lisesine girdi. Önceleri bir TİP sempatizanı olarak İşçi Kültür Derneği’nin koro ve bağlama çalışmalarına, Kadıköy ilçe örgütünün toplantılarına katılıyordu. 1978’de dönemin TKP’sinin yan örgütü konumundaki İlerici Liseliler Derneği saflarında siyasi mücadeleye katıldı. 7 Ekim 1978’de Kadıköy Çarşı durağındaki İLD ve İGD lokallerinin bulunduğu binaya bomba konması olayında ciddi biçimde yaralandı. Tedavisi iki yıl sürdü. Bastonla ayağa kalktığında 12 Eylül darbesi gerçekleşmişti. TKP’nin gençlik çalışmalarında yeniden görev aldı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine girdi. Lise örgütlenmesinde çalışmaya devam etti. Ancak giderek Partinin merkezi ideolojik ve politik eğilimlerinden uzaklaşmaya başladı. Türkiye Birleşik Komünist Partisi adı altında yaşanacak olan tasfiyeciliğin öncesinde, 1984-85 yıllarında TKP’den koparak 1986’da Gelenek hareketine katıldı ve çeşitli sorumluluklar üstlendi.
TBKP sürecinin büyük bir ideolojik savrulma ve örgütsel tasfiye anlamına geldiğini düşünen genç kadrolardan biri de Kadir’di. Gelenek’te Nevzat Levent Taşçı imzasıyla yazdı.
1990’lı yıllarda bir süre ÖDP üyesi oldu. SİP’in TKP adını almasını takiben TKP’ye katıldı. Kartal bölgesinde işçi çalışmalarında yer aldı, milletvekili adayı oldu, İstanbul İl Komitesi dahil bir dizi görevde bulundu.
Teknik eleman olarak çalışmakta olduğu Bilgi Üniversitesi 2009’da ABD’li grup tarafından satın alınınca işten çıkarmalar başladı. Kadir buna karşı başlatılan sendikal mücadelenin öncü unsurlarından biri oldu. Bu deneyim öğretim üyeleri ve üniversite çalışanlarının bir işçi sendikasında (DİSK’e bağlı Sosyal-İş sendikası) buluşmaları açısından yeni ve önemliydi. Ancak Kadir de işten çıkartıldı ve 82 gün süreyle bir direniş gerçekleştirildi.
2011’de akciğer kanserine yakalanan Kadir henüz 51 yaşında aramızdan ayrıldı.

DİLAY AYAN
16 Ekim 2012

Gencecik yaşlarında parti saflarına katılmış ve talihsiz bir kaza sonucu yaşamını yitirdiği ana kadar parti bayrağını elinden düşürmemiş genç bir komünistti Dilay. 16 Ekim 2012 yılında henüz 20 yaşında yaşamını yitiren Sancaktepe (Sarıgazi) Örgütü üyesi Dilay Ayan’ı, yoldaşları hala sevgi ve özlemle anıyor.

GÜLSÜM UZUN
07.10.1959-12.08.2012

2013 yılının 1 Mayıs mitinginde bir yoldaşımız şöyle demişti:
“Gülsüm aklıma geliyor hep, ne kadar samimi bir sarılışı vardı. Burada olsaydı yine öyle sarılırdı bize”.
Haklıydı, Üsküdar İlçe’nin Gülsüm ablasını hatırlayanlar, o insanlara içten sarılışı, samimiyeti, adaletsizliğe isyanında bile insanda iyi bir şeyler görmesiyle hatırlıyorlar onu. Yürekten inanıyordu devrime, daha iyi bir dünyanın ancak sosyalizmle mümkün olacağına. Bu inançla ve cesaretle Üsküdar’daki fotoğrafçı dükkanında, o dönemlerde çıkardığımız Yurtsever Cephe Gazetesi’ni dükkana gelen herkese gösteriyor, almaları, okumaları için teşvik ediyordu. Zaten Gülsüm’ün fotoğrafçı dükkanına gelenleri bilgisayardan çalan TKP marşları karşılıyordu. Ziyaretçisi de hiç eksik olmazdı ki Gülsüm’ün. Hemen mahallede çay ocağı işleten ağabeye cadde üzerinden işaret ederdi: „İki çay getirir misin, yok çaylar üç oldu“. Muhafazakar, milliyetçi, eski tüfek solcu hepsi Gülsüm ablanın dükkanına uğrarlardı. Hiç yorulmadan, usanmadan eşitsizliğin kader olmadığını, güzel günlerin uzak olmadığını ancak bunun için örgütlü mücadele edilmesi gerektiğini anlatırdı gelenlere. Bazen duraksar, yanında başka yoldaşlar varsa ‚ “öyle değil mi?“ diyerek, onların da sohbete eşlik etmesini isterdi. İnsanları kırmamaya öylesine özen gösterirdi ki, farklı siyasi kimliğe sahip olanlar bile onunla tartışmaya kıyamazlardı.
Herkese temas eden samimiyeti, içtenliği, dobralığı ve dürüstlüğüyle mahallelinin güvenilir, hatırı sayılır esnaflarındandı. Belki de ilk semt evi deneyimini bize yaşatanlardandı Gülsüm yoldaş.

METİN KURT
1948-24 Ağustos 2012

Emekçi halkın Metin Abi’si, nam-ı diğer Çizgi Metin, 15 Mart 1948 yılında İstanbul’da doğdu. Onun yaşamı, edindiği tüm lakapları sonuna kadar hak eden bir mücadele öyküsü. Atatürk Erkek Lisesi futbol takımında başladığı futbol serüveni, İstanbul Üniversitesi Spor Kulübü’nde, Alibeyköy Adalet’de, Altay’da, PTT’de ve Galatasaray’da devam etti. Sonra Kayseri’de son buldu bu yolculuk.
Metin Kurt’un asıl yolculuğu, “ayağında ayakkabısı olmayan çocukların, kendisinden ayakkabı bağcıklarını istedikleri zaman” başlamıştı. Kendi deyimiyle “her şey yeniden başlıyordu” onun için.
Halka en yakın yerdeydi Çizgi Metin…
“Futbol oyun olarak güzel, borsada kirli ve çirkin” diyen Kurt, lakabı olan Çizgi Metin’i ise şöyle açıklıyor bir röportajda;
“Halka en yakın yer neresi? Çizgi. Ben de çizgide beklerdim. Antrenör ve idarecilerin olduğu tarafta oynamayı sevmiyorum. Kapalının önünde oynamamak için bir devre sağ açık, bir devre de sol açık oynardım.”
Türk futbol tarihinde ilk sporcu grevini yapan Kurt, 1976’da Galatasaray’dayken Türkiye Kupası finalini oynamaya hak kazanınca, vaat edilen 10 bin lira primin ödenmemesi üzerine greve gitmişti.
Çizgi Metin, yaşamının bundan sonraki kısmını başta spor emekçileri olmak üzere emekçi halkın kurtuluşuna adadı.
Sporcuların örgütlenmesi için amatör sporcular derneği kuran Kurt, Politika Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapmaya başladı. Daha sonra sporda örgütlenmenin yollarını genişletmek için Sportmence Dergisi’ni çıkardı.
Sol Meclis üyeliği de yapan Metin Kurt, 2000’li yıllarında başlarında TKP üyesi oldu.
Yıllarca mücadelesini verdiği spor emekçilerinin kurtuluşu için en önemli adımı, 13 Aralık 2010 tarihinde kurucu başkanlığını üstlendiği Devrimci Spor Emekçileri Sendika’sının kuruluşu ile yaptı.
22 Ocak 2011 tarihinde sendikanın da çağrısıyla ilk büyük hükümet karşıtı eylemlerden birinin de öncülüğünü yaptı.
Sporun Spartaküs’ü, “Ne sağcıyız ne solcu, futbolcuyuz futbolcu” deyişinin, sağın spor siyasetini gizlemek için uydurduğu ve piyasaya sürdüğü kuyruklu bir burjuva yalanı olduğunu söyledi ve  “Gerçekte siyaset, sporun baba evidir” diyerek 12 Haziran 2011 seçimlerinde TKP’den milletvekili adayı oldu.
Tüm ömrünü sporcuların örgütlenme mücadelesine adayan, sınıfını bir an olsun yalnız bırakmayan Çizgi Metin, 24 Ağustos 2012 tarihinde aramızdan ayrıldı.
Onun sözüyle; “Bu düzende atılan her gol, emekçilerin kalesine girer”…

BEYTULLAH SEKUNPINAR (MİTKO AMCA)
1936-9 Haziran 2012

TKP Düzce İl örgütü üyesi. 1936 yılında Bulgaristan’da doğan Mitko Amca, 1944 yılında Türkiye’ye dönen bir göçmen ailesinin çocuğuydu. 1962’de TİP’e üye olan, birinci ve ikinci TİP’te aktif olarak yer alan Mitko Amca, mücadelesini Türkiye Komünist Partisi saflarında sürdürüyordu. Mitko Amca uzun zamandır savaştığı kronik koah ve akciğer kanseri hastalıklarına 9 Haziran 2012 gecesi yenik düştü.

VOLKAN ŞAHİN
1988-Nisan 2012

Türkiye Komünist Partisi üyesi Volkan Şahin 1988 yılında Ordu’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Adalet Meslek Yüksek Okulu’nda okuyan Şahin aynı zamanda Beyoğlu Kumpanya üyesiydi. Yüksek tansiyon rahatsızlığı nedeni ile 2012 yılının Nisan ayından aramızdan ayrıldı.

CAN POLAT ÖZER
7 Mart 2012

Devlet Opera ve Balesi’nden emekli olan obua sanatçısı Can Polat Özer, Türkiye İşçi Partisi’nin hem üyesi idi hem de parti korosu şefliği görevini üstlenmişti. Ankara’da Yurtsever Cephe İşçi Birliği Korosu’nu kurdu ve uzun bir süre bu koronun sorumluluğunu üstlendi. Uzun süredir kanser tedavisi gören Türkiye Komünist Partisi üyesi Can Polat Özer 7 Mart 2012 tarihinde aramızdan ayrıldı.

İki nota bir ses
İki ses bir türkü
İki türkü bir isyan
İki isyan bir Can.
Abdullah Nefes-8 Mart 2012

BARAN SALTUK
21 Şubat 1990 – 20 Kasım 2011

Baran yoldaşımız, dostumuz, 21 Şubat 1990 yılında Şişli’de doğdu. Ziya Kalkan Anadolu Lisesi’ni bitirdi ve 2011 yılında İTÜ Denizcilik Meslek Yüksekokulu Gemi Güverte Bölümü’nden mezun oldu. İTÜ’de öğrenci oldugu zamanlarda partiyle tanıştı ve ITÜ örgütünde calışmaya başladı.
20 Kasım 2011’de hiç beklemediğimiz bir kaza sonucu Baran’ı kaybettik. Baran’a yalnız iki yıl yoldaşlık edebildik ancak bu iki yıla her sabahında çalışmalara katıldığımız bir seçimi, eylemleri, sokak oyunlarını sığdırdık. Kanı kaynıyor derler ya, öyleydi Baran. Sürekli ‘aklıma bir şey geldi konuşalım’ diye arardı birim sekreterini, hep yeni bir öneriyle gelirdi. Kocaman güler, gür sesi hemen duyulur, uzun bacaklarıyla hep en önden yürürdü. Müziğe meraklıydı, bu sayede Beyoğlu Kumpanya ile tanıştı ve sokak oyunlarında yer aldı. Kısa zamanda partide herkesi tanıyan, herkesin sevdiği biri haline geldi. Rahmi Saltuk’un oğlu olduğu icin yoldaşları ondan hep babasının türkülerini soylemesini bekliyordu; Baran flamenko çalıyordu gitarla.
İTÜ’den mezun olduktan sonra Şişli ilçe örgütünde görev aldı. Bu sürede Şişli İlçe binasında kütüphane açılmasına karar vermişlerdi ve bu kütüphaneyi kurma sorumluluğunu Baran üstlenmişti. Son zamanlarını özellikle babasının çevresinden ve dostlarından kitap bağışı toplayarak geçirdi, ne yazik ki kütüphanenin açılışını göremedi. 21 Şubat 2012’de 22. doğum gününde tüm yoldaşlarının ve ailesinin topladığı kitaplarla Şişli örgütümüzde “Baran SALTUK” kütüphanesi açıldı.
Baran’ı hatırladığımızda yüzümüzün gülmesi, Baran’ın gülüşünün büyüklüğünden kaynaklıdır. Baran hayat dolu, kocaman gülüşe ve kocaman bir yüreğe sahip bir yoldaşımızdı.İyi ki tanıdık Baran’ı, iyi ki yoldaşlık, dostluk edebildik ona.

MURAT TAŞ
24 Aralık 2010

2001 yılında girdiği Türkiye Komünist Partisi saflarında yaşamını yitirdiği ana kadar ayrılmadı. Örnek tavırlarıyla onlarca genç komünisti yetiştirdi, hasta yatağında dahi parti yayınlarını takip etmekten geri durmadı, iş arkadaşları tarafından yıllar geçse bile güzellikle anılan örnek bir komünist, örnek bir işçi önderi. Sancaktepe (Sarıgazi) örgütü üyesi Murat Taş, 24 Aralık 2010 yılında bağırsak kanserine yenik düştü.

KAMİL KİNKIR
1955-11 Eylül 2010

1955 yılında Adapazarı’nın Akyazı ilçesinde doğdu.
Ailesinin taşındığı İstanbul Üsküdar’da ortaokulu bitirdikten sonra, Türk Hava Yolları yer hizmetlerinde çalışmaya başladı. 1977 yılında Kartal’da AKSAN Alüminyum fabrikasında işe başladı. AKSAN’da Türkiye Komünist Partisi ile tanışıp, Partili genç bir işçi olarak sınıf mücadelesinin ön saflarında yerini aldı.
1978 Yılında yapılan sendika temsilci seçiminde Türkiye Maden İş Sendikası işçi temsilcisi olarak seçildi. Faşist 12 Eylül darbesi sonrası sendikasının kapatılmasına ve baskılara rağmen Kamil Kinkır mücadelesine ara vermedi; fabrikada işçileri temsil etmeye, TKP saflarında sınıf mücadelesine devam etti.
1983 yılında sendikal faaliyet sınırlı da olsa yeniden başlayınca AKSAN işçilerinin Otomobil-İş Sendikası’na geçmesine öncülük etti. 1984 yılında tamamlanan örgütlenmenin ardından işçiler Kamil Kinkır’ı fabrikada AKSAN işyeri sendika baş temsilcisi seçti. 1986 ve 1988 yıllarında sendikanın Kartal Şube Başkanlığı’na aday oldu.
Kamil Kinkır, 12 Eylül sonrası yapılan ilk büyük NETAŞ grevinin başarıya ulaşması için toplumsal dayanışmayı ören aktif bir militandı. 1990 yılında Otomobil-İş Sendikası Kartal Şube Sekreterliği’ne seçildi. DİSK’in faaliyetlerine yeniden izin verilince, Otomobil İş Sendikası ile yeniden açılan Türkiye Maden İş Sendikası’nın birleşmesi için aktif görev yaptı. Sendikalar 1993 yılında birleşerek DİSK BİRLEŞİK METAL-İŞ ismini aldı.
Kamil Kinkır, 1995 yılında Birleşik Metal-İş Genel Sekreterliği’ne getirildi. 1997 yılının Kasım ayında yapılan genel kurulda ise sendikanın genel başkanı oldu. 1997- 2000 yılları arasında bu görevi yürüten Kinkır, kolektif ve paylaşımcı kişiliğiyle sendikada önemli izler bıraktı. Genel Başkanlık’tan ayrıldıktan sonra da sendikada görev yapmaya devam etti. Sendikanın örgütlenme faaliyetlerinde görev alarak bölge bölge fabrika fabrika koşturdu.
Türkiye Komünist Partisi Parti Konseyi üyesi olarak, partinin işçi sınıfı içindeki örgütlenmesinde ve sendikal çalışmalarında önemli görevler aldı. En son İstanbul Anadolu yakası işçi sorumluluğu görevini üstlenmiş, aynı zamanda Yurtsever Cephe İşçi Birliği Yönetim Kurulu üyeliğinde bulunmuştu.
Kamil Kinkır evli, biri kız biri erkek, iki çocuk babasıydı.
2009 yılında yakalandığı kanser hastalığı sonucu 11 Eylül 2010 tarihinde aramızdan ayrıldı.

İBRAHİM ÖZTÜRK
19 Ağustos 2009

19 Ağustos 2009 tarihinde kaybettik sevgili İbrahim Öztürk yoldaşımızı… Askerliğini yapmakta iken bir üstünün eğitim cezası adı altında zorla eline tutuşturduğu el bombasının patlaması sonucu aramızdan ayrıldı. Ele avuca sığmaz, çalışkan, bir o kadar haşarı çocuğuydu partinin. Yarenlik alanı, İbo’nun sesinden Nazım’ın şiirleriyle onlarca kez yankılanmış, sloganları alanda iz bırakmıştır… Parti görevlerini aksatmadan yerine getirmesiyle, çalışkanlığıyla yoldaşlarına örnek olmuştur. Anısı mücadelemizde yaşayacak.

MEHCURE SELMA CERİT
1931-2008

Mehcure Selma Cerit, Türkiye’de sosyalizm mücadelesinin toplumsallaştığı 1. Türkiye İşçi Partisi’yle başlayan ve TKP isminin alınmasıyla ivmelenen kesitinin emektarlarındandı. 1961’de Yön bildirisinin imzacısıydı. Kamu emekçisi olduğu o dönemin Türkiyesi’nde Sovyet desteğiyle kurulan Seydişehir Alüminyum Tesisleri’nde Sovyetler uzmanlarıyla beraber çalışmıştı. Kamu emekçilerine dönük yasaklara rağmen fiilen örgütlü mücadele içerisinde yer aldı ve bu deneyimlerini ileride her fırsatta genç yoldaşlarıyla paylaştı. Köylerde çalıştı, partisi için bağış topladı… Sovyetler Birliği’nin dağıldığı dönemde bunun geçici bir geri çekiliş olduğunu bilerek 1992’de Sosyalist Türkiye Partisi kurucuları arasında yer aldı. STP kapatılarak Sosyalist İktidar Partisi’ne dönüşecek, “Selma teyze”nin elinde yetişen genç partililer 2001’de yasakları aşan Türkiye Komünist Partisi’nin temelini atacaktı. NATO’ya karşı militan eylemlerde, bir komünist görev olarak milletvekilliği adaylığında, ani patlak veren işçi direnişlerine partide ev sahipliği yapmada ve genç-yaşlı tüm yoldaşlarını sigaradan vazgeçirmede Selma yoldaş hep öncüydü. Parti çalışmalarındaki titizliği, yoldaşça uyarma kültürü, üstlendiği Merkez Disiplin Kurulu göreviyle TKP’nin disiplinden ne anladığı konusunda örnekti. İleri yaşında, Cumhuriyet’in kazanımlarını korumanın sosyalizmden geçtiğini yaşıtlarına propaganda etmekten bir gün olsun vazgeçmedi.

MUSA UYSAL
1926-2008

1926’da Çorum’da doğan Köy Enstitülü Musa Uysal, Türkiye’deki öğretmen hareketinin önde gelen isimlerindendi ve öğretmenler arasında ‘Emmi’ lakabıyla tanınıyordu. TÖS ve TÖB-DER’de çeşitli görevler üstlenen Uysal, 2005 yılında, 80 yaşında Türkiye Komünist Partisi’ne üye oldu.
Musa Uysal’ın ilk eserleri, cezaevindeki tanıklıklarına da yer verdiği “Nereden Nereye” ve “Sokakta Sözleşmiştik” adlı anı kitaplarıdır. “Atalarının hikayeleri”ne dayanarak Rus-Kafkas savaşlarını ve göçün Anadolu’ya etkilerini anlattığı “Üç Atlı” adlı romanından sonra, bu romanda tarihini anlattığı bölgenin bugününe yönelik gözlemlerini içeren “Kalemim Kaydı” kitabını kaleme adı. Bunların dışında “Tıkı” ve “Sefure” adlı iki öykü kitabı var.

İSMAİL HAKKI ÇITAK
Nisan 2008

Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi İsmail Hakkı Çıtak, karaciğer kanseri nedeniyle 2008 yılı Nisan ayında aramızdan ayrıldı. 1980’de 12 Eylül darbesinin ardından kapanan Devrimci Sağlık-İş Sendikası’nın kurucularından olan, 2000 yılında Sosyalist İktidar Partisi’ne, 2001 yılından itibaren de TKP’ye üye olan Çıtak, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde de TKP’den Çanakkale milletvekili adayı olmuştu.

MEHMET AKKUŞ
1981 – 5 Ekim 2007
Kahramanmaraş’ın Nurhak ilçesine bağlı bir Alevi köyünde dünyaya gelen ve sol siyasetle oldukça genç yaşlarda tanışan Mehmet Akkuş, İstanbul Fen Lisesi öğrencisi olduğu yıllarda aktif olarak sol eylemlerin, siyasi çalışmaların içinde yer almıştı. Üç devrimcinin katledildiği 1996 yılı 1 Mayısına ise henüz 15 yaşında  bir lise öğrencisi olarak katılmıştı.Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği 1.sınıf öğrencisi olduğu 2001 yılı Şubat ayında Türkiye Komünist Partisi üyesi olan Mehmet, Yıldız Teknik Üniversitesi çalışmasında yer almıştı. 2004 yılında Öğrenci Bürosu bünyesinde yer alan Basın-Yayın-Propaganda biriminde çalışma yapmaya başlayan Mehmet Akkuş, bu dönemde TKP’li Öğrencilerin sıkça kullandığı sinevizyon,duvar gazetesi gibi propaganda materyallerinin hazırlanmasında, NATO’ya karşı Gençlik Kampı’nın örgütlenmesinde yoğun emek harcamıştı. 2005 yılında tekrar Yıldız Teknik Üniversitesi çalışmasına dönen Mehmet, en son Beşiktaş İlçe Örgütü çalışmasında yer almaktaydı.

ERCÜMENT TAHİR İÇİL
1934-2006

13 Haziran 1934’te doğan Ercüment İçil komünizme ilişkin ilk düşüncelerini, Ankara SBF’de öğrenci olduğu yıllarda akrabası Ulvi Uraz’dan edindi. Yarım kalan üniversite öğrenciliğini İstanbul’da Özel Galatasaray İktisadi Ticari İlimler Akademisi’nde sürdürdüğü 60’lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi üyesi oldu.
Genç yaşından itibaren banka emekçisi olarak çalıştı. O dönem sektörde sarı işyeri sendikaları vardı. Yapı Kredi Bankası’nın Yapı-Sen sendikasının bir işkolu sınıf sendikasına dönüştürülmesi Türkiye Komünist Partisi’nin yürüttüğü çalışmalarla gerçekleşecekti. Yapı-Sen’in 1977’de Bank-Sen (Türkiye Devrimci Banka, Büro, Borsa ve Sigorta Sendikası) adını almasını takiben benzeri işyeri sendikaları da aynı yola girdiler. Bank-Sen’in DİSK’e katıldığı bu sürecin öncü unsurlarından biri de Ercüment İçil’di. Bir Bank-Sen yöneticisi olarak TKP’nin saflarında mücadele etti.
12 Eylül döneminde tutuklandı. Kendisine yöneltilen suçlamalar arasında müdürü olduğu YKB Umum Müdürlük Tünel Şubesi’nde “çalışanlara Enternasyonal Marşı’nı okutmak” da vardı. Mahkumiyet almadı.
1986’da Gelenek dergisiyle tanıştı. 1992’de kurulan Sosyalist Türkiye Partisi’nden başlayarak Sosyalist İktidar Partisi ve TKP üyesi olarak mücadele yaşamını sürdürdü. “Gelenek’in yaşamındaki en büyük aydınlık olduğu” ve “SSCB’nin çözülüşünü Gelenek ve STP ile göğüslediği” kendi ifadesidir.
2000 yılında SİP’in komünist adıyla siyaset yasağına karşı mücadelede bir adım olarak resmi kuruluşunu gerçekleştirdiği Komünist Parti’nin otuz kurucusu arasında yer aldı. Partinin kültür ve sanat çalışmalarında görev aldı, Beyoğlu Nâzım Kültürevi’nin sorumluluğunu yürüttü.
18 Kasım 2006’da İzmir’de yaşama gözlerini yumdu. Partisi tarafından düzenlenen bir törenle Kınalıada’da toprağa verildi.

İSMAİL KAYA
Nisan 2005

Genç yaşta devrimci mücadeleye atılan İsmail, daha sonra partisi TKP ile tanıştı. Yurtsever Hukukçular çalışmasının kurucularından oldu. Yurtsever hukukçular, 2004 yılının Aralık ayında, Bostancı Gösteri Merkezi’nde “AB’ye Karşı Hukukçular”olarak yola koyulmuştu. İsmail, 3 Nisan 2005’te, kapitalizm tarafından yaratılmış bir cani tarafından katledildi.

MEHMET CAVİT ŞARMAN
Nisan 2005

1965-1974 yılları arasında Kemal Türkler’in başkanlığındaki Maden-İş sendikasında genel başkan vekilliği yaptı. DİSK yönetim kurulunda görev aldı. 1974’te Maden-İş 21. Genel Kurulu’nda TKP yönetime ağırlık koyarken Cavit Şarman seçimi kaybeden ekipte yer alacaktı.
Cavit Şarman sendikal ve siyasal mücadelede yer almaya devam etti. 1990’ların sonlarında Sosyalist İktidar Partisi üyesi oldu. 2000 yılında “komünist adıyla parti kurma” yasağına karşı SİP’in yasal kuruluşunu gerçekleştirdiği Komünist Parti’nin kurucuları arasında yer aldı.

MUSTAFA SUPHİ NURİ İLERİ
1953 – 2004

11 Ekim 1953’te Rasih Nuri İleri ve Bedia Behlil İleri’nin ikinci çocuğu olarak İstanbul Yeniköy’de dünyaya geldi. Ortaokul döneminde Anadolu Yayınları’nda musahhih ve redaktör olarak çalışmaya başladı. 1970 yılında DEV-LİS üyesi olması nedeniyle Pertevniyal Lisesi’nden atıldı, liseyi bir daha bitiremedi. 1975’te askerlikten döndükten sonra muhtelif işlerle geçimini sağladı; sergicilik yaptı, Kaynaşlı-Süperlit Elyaflı Çimento Fabrikası’nda çalıştı. 1978 yılında İstanbul’a dönüp yayınevlerinde düzeltmenlik ve redaktörlük yapmaya başladı. Aynı dönemde Politika gazetesinde Gazi Turhan mahlasıyla yazıları yayımlandı. 1980’den itibaren çeşitli dergilerde şiirleri basıldı, Yansıma dergisinde yazıları çıktı. AnaBritannica, Sosyalist Kültür, Lexikon, Meydan Larousse ansiklopedilerinin yazı kurullarında görev aldı. Kısa bir süre Hürriyet Gazetesi’nde düzeltmenlik yaptı ve ardından Tahsin Saraç’ın hazırladığı Büyük Fransızca-Türkçe Sözlük’ün redaksiyonunu üstlendi. 1981 yılında Mahmure Durbaş İleri’yle evlendi, 1983 yılında kızları Esin Ümit İleri doğdu.
Duvarsız Şehrin İnsanları (1992), Erguvanname (1996), Güneşi İçmek Gözlerinde (1998) adlı şiir kitaplarının dışında Sosyalist Gerçekçilik ve Yeni Edebiyat (1998) ve Yeni Edebiyat-Şiir Antolojisi (1998) adlı edebiyat incelemelerini kaleme aldı.
Her zaman TKP çizgisinde siyasi mücadelede yerini aldı. TBKP’nin 1990 yılında toplanan yasal kongresinde delegeydi, TBKP’nin sağa kaymasını eleştirerek sürecin dışında kalacaktı.
SİP’in TKP adını almasıyla 2001’de Beyoğlu ilçe örgütünün “1 numaralı üyesi” olarak partiye kaydoldu. Partinin kültür sanat örgütlenmesinde, sonradan Nazım Hikmet Kültür Merkezine dönüşen Beyoğlu Nazım Kültürevinde görev aldı.
4 Şubat 2004’te Galata’da henüz 51 yaşında öldüğünde TKP ve Türkiye Yazarlar Sendikası üyesiydi. Aşiyan Mezarlığı’nda yatıyor.

TURHAN KARADEMİR
1949-4 Eylül 2004

Turhan Karademir az topraklı fakir bir köylü çocuğu olarak Artvin’in Şavşat ilçesine bağlı Tepeköy’de 1949 yılında doğdu. İlkokulu doğduğu köyde ortaokulu ise Şavşat’ta okudu. 1961 yılında Trabzon öğretmen okulunda eğitimini tamamladıktan sonra 1964 yılında öğretmen olarak göreve başladı. Denizli, Kastamonu, Sakarya ve İstanbul’da farklı tarihlerde öğretmen olarak çalıştı. Öğretmen hareketi içinde TÖBDER’in kurulmasının ardından TÖBDER üyesi olup öğretmen çalışmalarının içinde yer aldı. Kısa bir dönem TSİP üyesi ardından TKP’nin atılım yılları döneminde TKP’ye örgütlendi. TKP üyesi olduktan sonra partinin hem yerel çalışmalarında hem de TÖBDER İstanbul şubesinde TKP’nin yürüttüğü birlik dayanışma çalışma gurubunda aktif olup TÖBDER kapatılana kadar çeşitli sorumluluklar üstlendi. TKP’deki örgütlülüğü Sovyetler Birliği’nin çözülüşü ve TKP’nin dağılışına kadar kesintisiz devam etti. Ardından yaklaşık altı yıl örgütsüz kaldı ve 1996 yılında SİP ile tanışıp parti saflarında tekrardan yerini aldı.  SİP’te Küçükçekmece ilçe başkanlığı, komünist parti kurucu üyeliği sorumluluklarını üstlendi. Partinin adının TKP olması sonrası TKP’li olarak mücadelesini sürdürürken 2004 yılında yakalandığı kanser hastalığı sonrası 4 Eylül 2004 yılında aramızdan ayrıldı.
Turhan Karademir’in ardından ne söylenebilir dersek;
Dünya’nın toz duman olduğu yıllarda bir zaman örgütsüz kaldı ancak hiç savrulmadı, sosyalist siyasete bağlıydı. SİP ile tanıştığında çalışmıyordu, emekliydi, iş yaşamından emekli olunur ancak sınıf mücadelesinden emekli olunmaz diyerek arkasına bakmadan parti saflarında yer aldı. Bir diğer şey ise çocuklarının hem babası hem de yoldaşı olmuştur.

UĞUR ULUOCAK
1962 – 2003 

1962 yılında Ankara’da doğdu. İlkokuldan başlayarak çok başarılı bir öğrenci olan Uğur orta öğrenimini S.Joseph Lisesi’nde tamamladı. 1970’lerin sonunda özellikle okuluna komşu olan Kadıköy Anadolu Lisesi devrimcilerin aktif olarak örgütlendiği solcu liselerden biriydi. Uğur bu yıllarda İGD/İLD ile tanıştı. 1980 darbesinden sonra TKP’nin gençlik örgütlenmesi olan İleri saflarında mücadelesini sürdürdü. 1982 yılında İTÜ Makine Fakültesi’ne giren Uğur, kısa sürede yoldaşlarıyla birlikte İleri örgütlenmesinin yaygınlaşması ve güçlenmesinde çok önemli katkılarda bulundu. Açık çalışmanın neredeyse imkansız olduğu koşullarda, kurucularından olduğu Genç Oyuncular tiyatro topluluğu etrafında yürütülen örgütlenme çalışması ile örnek bir gençlik çalışmasının öncülerinden biri oldu. 1985 yılının sonuna doğru TBKP’nin kuruluş sürecinde birkaç yoldaşı ile Gelenek Hareketi’ne katıldı. 1986 yılında ilk sayısından itibaren zaman zaman “Nejat  Gündeş” imzası ile yazılar yazan Uğur daha sonra Siyaset Gazetesi’nde de aynı imza ile yazılar yazdı.
1992’de Sosyalist Türkiye Partisi (STP) ve ardından Sosyalist İktidar Partisi’nde (SİP) görev üstlendi. Her iki partide de bölge komitesi sekreterliği ve merkez yürütme kurulu üyelikleri yapan Uğur, 2001 yılında SİP’in olağanüstü kongre ile TKP adını almasından sonra 2 Temmuz 2003 yılında talihsiz bir kaza ile aramızdan ayrılana kadar TKP saflarında mücadelesine devam etti.
Liseli yıllarında Fenerbahçe kürek takımında Türkiye birincilikleri olan Uğur, iyi bir koşucu, dalgıç, profesyonel düzeyde bisikletçi, dünya çapında bir dağcı idi. Ülkenin 8.000 metrenin üzerinde zirve yapan üç dağcısından biri olan Uğur aynı zamanda çok iyi bir fotoğrafçı ve yazar idi. Dağcılık ile ilgili yazıları ve konuşmaları ile tanınan Uğur, geride iklim değişiklikleri üzerine yazılar/araştırmalar/ tamamlanmamış notlar, Beykoz Kundura Fabrikası üzerine makale, Paris Metrosu’nda çektiği mülteci portreleri gibi bir çok önemli çalışma bıraktı.
Bir dönem Marmara Üniversitesi İİBF, Fransızca Kamu Yönetimi Bölümü’nde akademisyenlik yapan Uğur,  öğrencileri  tarafından da çok sevildi ve hep mütevaziliği ile anıldı. İTÜ Dağcılık Kulübü ile 1984 yılında tanışan Uğur’un dağcılığa bakışı ve yerleştirmeye çalıştığı dağcılık etiği hala bir rehber olarak kullanılmaktadır. Merak ettiği herşeyi  kendi dilinde okumak isteyen Uğur Fransızca, İngilizce, İtalyanca ve başlangıç düzeyinde Rusça bilmekteydi.
Atlas Dergisi’nde yazar ve ekspedisyon koordinatörü olarak çalışan Uğur’u, bir süredir hazırlandığı “nO2” adını verdiği oksijensiz Everest ve K2 tırmanışları öncesinde Kırgızistan’ın başkenti Bişkek yakınlarındaki Ala Archa bölgesinde gerçekleştirilen bir tırmanış sırasında 4200 metre yükseklikte geçirdiği kaza sonucu kaybettik.

ZEHRA KOSOVA
1910-2001

Kavala’da doğdu. 1923 nüfus mübadelesiyle Yunanistan’dan Tokat’a gelince ailesiyle tütünde çalışmaya başladı. 1930’da ağabeyinin yanına İstanbul’a geldi ve üç yıl sonra burada TKP’li işçilerle tanıştı. 1934’te Parti tarafından Moskova’ya Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’ne gönderildi. 1946’da Türkiye Sosyalist Emekçi Köylü Partisi’nin Yenişehir teşkilatının kurucuları arasında yer aldı. Aynı yıllarda yoldaşlarıyla Tütüncüler Sendikası’nı kurdu. İstanbul’da, Samsun’da tütün işçilerini örgütlerken sayısız tutuklama ve işkenceye direndi. 1951 Tevkifatı’ndan sonra TKP’nin faaliyetlerinin kesintiye uğradığı sıra, Hikmet Kıvılcımlı’nın genel başkanlığında kurulan Vatan Partisi’nde yer aldı. Sonraki yıllarda TKP’li olarak mücadele yaşamını sürdürdü.
1998’de Sosyalist İktidar Partisi onur üyeliğini kabul etti. 18 Ağustos 2001’de aramızdan ayrıldığında geriye bıraktıkları arasında “Ben İşçiyim” kitabı ve şu unutulmaz sözler vardı, “Nasıl bir insan âşık olursa birine, ben de partiye öyle âşık oldum.”

AHMET ÖZOK
-2001

1920’lerin başında Karabük’te doğdu. Meslek okulunda okuduktan sonra Karabük Demir Çelik fabrikasında hadde ustabaşılığı yaptı. TKP üyesiydi. 1940’larda tutuklandı ve yargılandı. 2000’de Sosyalist İktidar Partisi’nin öncülüğünde kurulan Komünist Parti’nin resmi kurucuları arasında yer aldı. 2001 yılında aramızdan ayrıldı.

HÜSEYİN DUMAN
1971-1999

Sosyalist İktidar Partisi (SİP) 18 Nisan 1999 seçimlerine “Yağma yok sosyalizm var” sloganıyla katıldı. Seçime bir gün kala, 17 Nisan’da Sarıgazi’deki seçim mitinginden dönmekte olan SİP konvoyuna Küçükbakkalköy’de faşistler saldırdı. Yaşanan arbede sırasında partili arkadaşlarını korumak için araçtan inen Hüseyin Duman’a, ülkü ocağı şube başkanlığı yapmış bir kişi polislerin gözü önünde ateş etti. Kurşunlardan biri Duman’ın eline saplanırken diğeri göğsüne girmişti. Yakındaki hastaneye kaldırılan Duman kurtarılamadı.
Tekstil işçiliğine 13 yaşında başlayan Hüseyin, SİP Avcılar İlçe Örgütü’ne kayıtlıydı. 27 yaşındaki Hüseyin’in cenazesi “Hüseyin’e sözümüz devrim olacak” sloganlarıyla uğurlandı.

ŞEVKET ÖZPARLAK
1915-1998

1934-37 yıllarında Moskova Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde (KUTV) eğitim gördü. Memlekete döndüğünde tütün işçiliğinden işportacılığa kadar pek çok işte çalıştı. Bir yandan da TKP’nin örgütlenme çalışmalarını yürütüyordu. 1949’da kardeşi Ahmet Özparlak’la birlikte Samsun’da seyyar satıcılık yaparken Samsun’la Çarşamba arasında işleyen banliyö treninde öğrencilere “komünizm propagandası yaptığı için” Samsun Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Tutuklama haberini gazeteden öğrenen Halit Çelenk’in davayı üstlenmesiyle ilk duruşmada beraat etti. 1994’te onur üyesi olarak Sosyalist İktidar Partisi’ne katıldı. 1998’de 83 yaşında yaşama veda etti.

AYŞE NEMİT ARSLAN

1977-1997

25 Ekim 1977 Kütahya doğumlu olan Ayşe Nemit Arslan yoldaşımız henüz 20 yaşındayken aramızdan ayrıldı. Sosyalist İktidar partisi saflarına Antalya İl örgütü üzerinden katılan yoldaşımız Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi 1. Sınıf öğrencisiydi. Hayli neşeli, hayli girişken, hayli güzel ve heyecanlı genç bir kadındı. SİP Ankara örgütünde faaliyetlerine devam ederken 6 Ocak 1998 tarihinde Keçiören’de bulunan evinde bir cani tarafından katledildi. Ev arkadaşı ile konuşmaya gelen ve kendisini hiç tanımayan bu erkek onu 40 yerinden bıçaklayarak aramızdan aldı. Bu düzen tarafından yetiştirilen cani her ne kadar yoldaşımızı öldürmekten hüküm giymiş olsa da yine bu düzen tarafından, ismi “Rahşan (Ecevit) affı” olarak bilinen af yasası kapsamında kısa bir süre cezaevinde yattıktan sonra tahliye edilmiştir. Çerkez bir aileden gelen yoldaşımızın Abhaza olan babası Gırcın Cevat, adige (abzeh) olan annesi Tuğ Ayten, kardeşinin ismi ise Janset’tir. Nemit isminin anlamı ise gözbebeğidir. Ailesine çok düşkün olan yoldaşımız aynı zamanda türkü dinlemeyi severdi, şiir okurdu. Her birimizin gözbebeği olan yoldaşımızı her zaman özlem ve sevgiyle anıyor, hatırlıyoruz. Gencecik bir kadını gözü dönmüş bir hırsla aramızdan alan bu öfkeyle, onu cezalandıracağına aramıza salan düzenle ise kararlılıkla mücadele ediyoruz.

(ŞOFÖR) İDRİS ERDİNÇ
1914-1996

Balkanlar’dan 1920’lerde gelen pek çok muhacir gibi İstanbul’da tütün işçisi olarak çalışmaya başladı. Sonradan eşi olan tezgah arkadaşı Emine sayesinde TKP’yle tanıştı. Boksu, tesviyeyi ve araba kullanmayı Parti’de öğrendi. 1929’da Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kurulduğu sırada “Fethi Bey kursun partisini, biz de kuralım amele partisini” sloganıyla düzenlenen korsan işçi yürüyüşünde yer aldı. Türkiye Sosyalist Emekçi Köylü Partisi’yle “legale çıktı” ve 1946’da partinin sendikal açılımına Kocaeli İşçi Sendikaları Birliği’ni kurarak katkı koydu. Defalarca tutuklandı ve işkence gördü. 1960’larda dönemin birçok TKP üyesi gibi TİP’te yerini aldı. 1990’larda Gorbaçovcu çizgiyi kabullenemedi ve yolu Gelenek hareketiyle kesişti. 1992’de Sosyalist Türkiye Partisi’ne katıldı. STP hakkında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kapatma kararına karşı İstiklal Caddesi’nde bildiri dağıtımında o da vardı.  1 Mayıs 1994’te, 80 yaşında, Çağlayan’daki miting dağılırken Sosyalist İktidar Partisi kortejine yapılan polis saldırısında yaralandı. 1996’da geriye mücadele dolu bir yaşam bıraktı.