Boyun Eğme Dergisi’nin bu hafta çıkan yeni sayısında asgari ücret tartışmalarına yer verildi. Dergide yapılan değerlendirmede “Meclis tutanaklarına da geçti: Ekmeğimizle kelimenin tam anlamıyla oynuyorlar. Muhtaç bir toplum yaratmaya çalışıyorlar. Asgari ücret tartışmalarının özeti budur” denildi.
Türkiye’de ortalama ücretin asgari ücret altında kaldığı bir dönemde asgari ücret tartışmaları devam ediyor. Devletin bütün desteğini arkasına alan patronlar açıktan işçi haklarına saldırırken, yetmezmiş gibi bir de teşvikler alıyor. Ücretsiz izin dayatması pandemi döneminde işçileri açlıkla karşı karşıya getiren uygulamalardan birisi oluyor. Tüm bunlar yaşanırken asgari ücret tartışmasında masada olmayan muhalefet ise açlık sınırına yakın rakamları emekçilere mücadele konusu olarak sunabiliyor. Sonucu baştan belli olan bu tartışmada bir de masada olmayan işçiler var. Patronların Ensesindeyiz Ağı bünyesinde örgütlenen sektörel dayanışma ağlarının asgari ücret tartışmaları hakkındaki görüşlerini derledik.
Banka Emekçileri Dayanışma Ağı: Türk-İş bizi temsil edemez
Türkiye’de banka emekçileri devamlı işten atılma korkusu yaşayarak, uzun ve karşılığı ödenmeyen mesai saatleri ve sistematik baskı ve mobbing altında çalışmak zorunda bırakılıyor. Banka emekçileri bu acımasız sömürü koşullarının yanında, sanılanın aksine oldukça düşük ücretler almaktadır. Bu durum öyle bir noktaya vardı ki, Denizbank İletişim Merkezi’nde çalışan emekçilerin ücretleri yasal kesintilere bankanın yaptığı kesintiler eklendiğinde bazı aylarda asgari ücretin altına düşmekte, yine İş Bankası’nda on yılı aşkın süredir çalışan emekçilerin maaşları munzam sandık ve sendika aidatı gibi kesintiler nedeniyle asgari ücretin altına düşmektedir. Bankacılık sektöründe örgütlü olan ve Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda geçtiğimiz yıl “uzasa işi karıştıracağız, en azından kapattım böyle” diyen işçi düşmanı bir sendika bizi temsil edemez. Çalışanlar isyan ederken Akbank patronunun 3 milyon liraya saat, Yapı Kredi patronunun 100 milyon liraya daire aldığı böyle bir düzende yoksulluk ücretlerine mahkûm olmak istemiyoruz.
İnşaat İşçileri Dayanışma Ağı: Dakika hesabıyla ücret almak istemiyoruz
İş cinayetlerinde, zorlu çalışma koşullarında, sağlıksız şantiyelerde inşaat işçileri her gün ölürken asgari ücreti belirlemek nasıl mümkün olabilir? Her yıl olduğu gibi bu yıl da “şu kadar mı olsun bu kadar mı olsun?” tartışmasına başladılar.
İnşaatın patronları Cengizler, Limaklar, Kolinler servetine servet katarken milyonlarca emekçinin işsiz kaldığı, ücretsiz izne gönderildiği salgın döneminde, inşaat işçileri salgın koşullarında çalışmaya devam etti. Kimisi kısa çalışma ödeneği ile daha fazla sömürülerek, kimisi ülkede artan işsizlik ile korkutularak…
Birçok çalışma alanında olduğu gibi şantiyelerde de neredeyse tüm işçiler ücretlerini asgari ücret üzerinden alır, geri kalanı ise elden verilir. Elden verilen kısım yevmiye usulü saat başı hatta neredeyse dakikaların hesabı yapılarak verilir. Yediğin yemeğin hesabı yapılıp nereden ne kessek derdine düşülür ve emekçilerin ücretinden kesilir.
Patronların cebini her fırsatta dolduran bu düzende, günlük çalışılan saati dilediği gibi düşük gösteren, esnek çalışmanın zaten çok yaygın olduğu sektörde daha fazla mesai yaptıran patronlar bir de pandemiyi fırsata çevirip bizleri işsizlik ile tehdit ediyor.
Tüm bunlar ortadayken konuşulan rakamlar hiçbir şeyi ifade etmiyor. Bizler insanca yaşamak için şantiye şantiye örgütlenmeye, mücadele etmeye devam ediyoruz.
Ankara Sanayi Emekçileri Dayanışma Ağı: Rakam belli, tartışmalar oyundan ibaret
Bugün asgari ücret tartışmaları bir oyuna benziyor. Sahnenin bir kenarında 18 yıllık iktidarında sahibinin sesi olduğunu her attığı adımda kanıtlamış, patronları her dönem teşvik yağmuruna tutmuş, pandemi döneminde ardı ardına işçi düşmanı yasalar çıkaran AKP iktidarının temsilcisi Bakan var. Yanında memleketin gerçek sahibi benim diye hatırlatmak ister gibi oturan patronların temsilcisi, diğer taraftaysa sözde işçileri temsilen sarı sendika var.
Komisyonun dışındaysa yoksulluk sınırının yarısının altında kalan rakamları öneren muhalefet partileri var. Ülkemizde hayat pahalılığı, kiralar, faturalar almış başını giderken ülkenin sendikaları, muhalefet partileri “üç mü olsun dört mü olsun” diye tartışıyor. Her şey emekçilerin işsizlik, geçim derdi, hayat pahalılığı, ücretsiz izin, esnek çalışma gibi gerçek sorunlarını gizlemek için yapılıyor.
Baştan belli olan asgari ücret rakamını açıklamaya kadar bir oyun sergileniyor. Patronların Ensesindeyiz Sanayi Emekçileri Dayanışma Ağı olarak baştan belli olan bu oyunda olmadığımızı söylüyoruz. Fabrikalarda, sanayilerde işçileri bu oyuna karşı mücadeleye, bu oyunu bozmaya çağırıyoruz.
boyunegme_sayi244_dijital