DÜNYAYI ONLAR BATIRIRKEN FATURASI İŞÇİLERE ÇIKIYOR
Sakarya’nın Hendek ilçesi korkunç bir patlamayla saldırdı. Düşman saldırısı değildi. Sabotaj değildi. Terör eylemi değildi.
Patron sorumsuzluğu, kör kâr hırsı “düşmanın yapmayacağı” şeyi yaptı. 7 işçi öldü, çevreye günlerce kalkmamak üzere koyu bir duman çöktü.
İşçiler günlerdir uyarıyordu.
Önceki yıllarda da ölümle sonuçlanan patlamalar olmuştu.
Herkes aynı şeyi söylüyordu: Sırtını iktidara dayamış MÜSİAD’lı patronun bütün eziyeti işçilereydi.
Aynı günlerde Maret işçilerinden çığlıklar yükseldi.
Fabrikada yayılan Covid-19 salgınına karşı hiçbir önlem alınmıyor, patron işçilerin canıyla oynuyordu.
Çalışanlar, canlarını ortaya koymuş, hayatta kalmaya, aç kalmamaya çalışıyor.
Bir de çalışmayanlar, çalışamayanlar vardı.
Ülke ekonomisindeki yeri, ağırlığı üzerine konuşuluyor hep. Döviz kaynağı olduğu. Turizm’den söz ediyoruz. Herkes turizm patronlarının gelirlerini, bu yıl işlerin kötü olduğunu konuşurken turizm emekçileri işsizlikle, hastalık tehdidi arasında çok zor günler geçiriyor.
Patronların yaptığı tercihlerle, patronların “dizayn” ettiği bir ülkede emekçiler cehennem azabını yaşıyor.
Bu da mı kader?
Bu salgında çok daha iyi gördük. Kader filan değil. Türkiye’nin düzeni bu.
Bu düzense kaderimiz değil.
Bu düzen değişmeli.
boyunegme_228_dijital