İstanbullular bugün sağanak yağmura ve felç olan kent hayatına uyandılar. Pek çok vatandaş evine gitmek isterken yollarda, toplu taşıma araçlarında mahsur kaldı. Evlerinde mahsur kalan vatandaşlar botlarla kurtarılmaya çalışıldı. Bazı yurttaşlarımız caddelerde yüzerek karşı karşıya geçti. Kanalizasyon suyunun sokağa taşmasıyla yaygın bir halk sağlığı sorunu ortaya çıktı.
Türkiye’nin en büyük kentinde yaşanan bu durumu başta ilgili bakan ve belediye başkanı olmak üzere AKP’li yetkililer “doğal afet” olarak nitelediler.
Yağmur yağmasının doğal olduğu doğrudur. Ama yağmurun bir şehri bu hale getirmesinin doğal hiçbir tarafı yoktur.
Doğal olan yağmur, afet olan AKP’dir.
İstanbul’da yaşananlar AKP’nin İstanbul’u da diğer kentleri de yönetemediğinin somut ispatıdır.
“Durmak yok yola devam” diyenler artık durmalıdır
Bu tablonun en büyük sorumlusu İstanbul’da yeşil alan bırakmayan, her yeri betona boğan AKP iktidarı ve yerel yönetimidir. Bilim insanlarının, meslek odalarının uyarılarını, çalışma raporlarını ve açıklamalarını hiçbir biçimde dikkate almadan kent yönetenler; ormana baktıklarında rant, dereye baktıklarında HES gören sermaye sahipleri; karayolu yapmayı, kenti, betonla kaplamayı gelişmişlik olarak algılayan iktidar İstanbul’u ve diğer şehirlerimizi bu noktaya getirmiştir.
Her fırsatta kentlerimizde yaptıkları yağmayı ve talanı reklam malzemesi haline getirenler, “durmak yok yola devam” diyerek yağmaya, talana devam edenler artık durmalı, durdurulmalıdır.
Türkiye Komünist Partisi tüm halkımızı yağmurla dahi başa çıkamayan AKP iktidarına karşı mücadeleye çağırmaktadır.
Bu düzen değişmeli: Yağma düzenine boyun eğme
Bugün İstanbul’da karşılaştığımız tablo bütün ülkemizin ve aslında tüm dünyanın büyümekte olan probleminin bir örneğidir.
Yağma düzeni devam ederken, büyük sermaye sahipleri kârlarına kâr katarken tüm toplumsal zenginliğin iki kaynağından birisi olan doğa büyük bir yıkım tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ülkemizde ve dünyada sermayenin iktidarı alaşağı edilmedikçe yağma ve talan odaklı kentleşme politikasına çözüm bulunabilmesi ve insanlığın geleceğini tehlikeye atan doğadaki yıkımın durdurulması mümkün değildir.
İnsanlık Türkiye’de ve dünyada kapitalizmden bir an önce kurtulmalıdır.
İnsanlığın kurtuluşu sosyalizmdedir.