Patria, Minerva ve Maria Terasa Mirabal. Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden, boyun eğmeyen üç kız kardeş. 25 Kasım 1960’da diktatörlüğün askerleri tarafından tecavüz edilerek katledildiler.
Bugün 25 Kasım 2017. Mirabal kardeşleri ve mücadelelerini yaşatmak adına ilan edilen Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü. Türkiye’de sadece geçtiğimiz Ekim ayında tam 40 kadın öldürüldü. 2002-2017 AKP diktatörlüğü boyunca ise 14 bin 670 kadın öldürüldü. On dört bin altı yüz yetmiş kadın…
Biliyoruz ki her gün, öldürülmediyse eğer her üç kadından biri şiddete maruz kalıyor bu ülkede. Yine biliyoruz ki rakamlar sadece bize yansıyanlar, belki bir o kadar da örtbas edilenler var. Şiddeti uygulayanlar ise en çok kadının boşanmak istediği eşi ya da ayrılmak istediği sevgilisi. Bu gerçekler ise iktidar tarafından hala görmezden geliniyor. Kadınları korumaya yönelik önlem alınmasını bir kenara bırakın, suçluların önemli bir kısmı iyi hal indiriminden yararlanıyor mahkemelerimizde. Kadını böylesine köşeye sıkıştıran aynı gerici iktidar bir de müftülere nikah yapma yetkisi verdi geçen ay. Çocuk yaşta evliliklerin, çok eşliliğin ve de zorla yaptırılan evliliklerin kontrolsüzce önü açılmış oldu.
Gericilik kapitalizmin kucağında, cumhuriyete karşı başlattığı savaşta en çok kadınlara saldırdı, saldırmaya da devam ediyor. Kadını eve hapsedenler de onlar, emeğini sömürerek ucuza çalıştıranlar da. Kadının cinsel kimliğini yok sayıp kutsal annelik rolüne hapsedenler de onlar, cinsel bir obje olarak pazara sunanlar da. Okul çağındaki kız çocuklarını zorla evlendirenler de onlar, okullarda kızlı erkekli oturulmasın diyerek masum çocuklar üzerinden ahlak bekçiliği yapanlar da.
Bizi hiç bir zaman kandıramayacaklar. Çünkü biliyoruz insanlık tarihinin diktatörlerle, yobazlarla, padişahlarla mücadelesini. Mirabal kardeşlerin katledilişini unutmadığımız gibi, ardından nasıl güçlendiğini de biliyoruz direnişin. Onlar kadınla erkeğin fıtratı ayrı fetvasını verirken biz hiç unutmuyoruz kadın ve erkek devrimcilerin birlikte taçlandırdıklarını mücadeleleri. Kadının ne giyeceğine, nasıl konuşacağına, kaç çocuk doğuracağına dair ahkam kesedursun onlar, biz komünist kadınlar mücadelemize devam ediyoruz hiç tereddüt etmeden.
Biz komünist kadınlar biliyoruz ki, bu düzen kadınları sömürmeye ve öldürmeye devam edecek. Onlar bizi baskı altına aldıkça yükseliyor sesimiz, biliyoruz bu düzen değişecek! Hiçbir insanın aç, evsiz, işsiz kalmadığı bir dünya mümkün! Kadınların sokaklarda korkusuzca yürüdüğü, hiç kimseye hesap vermek zorunda olmadığı, insan gibi yaşadığı, çalıştığı, ürettiği bir düzen mümkün. Düşmanımız erkekler değil, kapitalizmin kendisi. Kadının da erkeğin de ancak ve ancak sosyalizmde eşit, adil ve özgür olabileceğini söylüyoruz. Biz komünist kadınlar hepinizi, kadınların ezilmeyeceği, şiddete, tacize, tecavüze uğramayacağı ve öldürülmeyeceği bir düzen için, sosyalizm için verdiğimiz mücadeleye ortak olmaya çağırıyoruz!